Hesabım
    Olur İnşallah
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Olur İnşallah

    "Ortalama bir gişe komedisi, güldürüyor ama hatırlanmayacak

    Yazar: Murat Tolga Şen

    2015 yılının ilk 5 ayında tam 65 yerli yapım gösterime girmiş, hızlıca saydım, 31 tanesi komedi filmi, neredeyse yarısı eder yani gişe sinemamızın yükü komedi filmlerinin üstünde... Gişenin zirvesinde duran, en fazla seyirci toplayan filmler de bu türe ait olduğu için ticari sinema yapmak için yola çıkanların "komik filmler" çekmesindeki hevesi anlayabiliriz.

    Ancak bu yoğun üretimin ortaya kaliteli işler çıkardığını, bir zamanların Arzu Film yapımlarında olduğu gibi karakteristik bir üretime yol açtığını söyleyebilmek imkansız. Çoğu, gösterimden kalkar kalkmaz unutulacak, TV dizisi estetiğine ve yoksulluğuna sahip bu filmlerin kaba tabirle tek bir derdi var; hap yaparak para kazanmak!

    İstanbul'dan, çoğu magazinci olan, basın mensuplarını uçağa doldurup Antalya'ya götüren ve basın gösterimi yerine ihtişamlı bir gala yapan Olur İnşallah'ın yönetmen koltuğunda Tolga Baş oturuyor. Koğuş Akademisi ve Delisin! Delisin! gibi ortalama gişe komedileriyle adını duyuran ve filmlerinde aynı isimlerle çalışmayı tercih eden Tolga Baş bu kez bir sahil komedisi çekmeye soyunmuş.

    Yazının buraya kadar ki kısmından filme ağır laflar hazırladığımı düşünebilirsiniz, açıkçası izlemeden önce ben de öyle umuyordum, hele de memleketin tüm ucuz komedi filmlerinde oynamayı görev edinmiş Çetin Altay'ın adını afişte bir kez daha görünce ancak Olur İnşallah tam bir başarı sayılmasa da "çok kötü" diyerek kenara itilemeyecek bir film... Eğer oyuncu seçimi daha farklı yapılsaydı ve sekanslar kurguda biraz daha iyi bağlanıp, klasik derdimiz olan skeç komedisinden uzaklaşılabilseydi, belki de bu yılın en sevimil komedilerinden birini izliyor olacaktık. Olur İnşallah'ın senaryosunda köy var, yerel TV var, sevimli ve kılıktan kılığa giren köylüler ve olmazsa olmaz bir aşk hikayesi var. Film bana en çok Vizontele (2001) ve UHF (1989) filmlerini çağrıştırdı ama taklit edilmiş bir şey yok, ılık bir Akdeniz esintisi sadece...

    Seyircili gösterimde izlediğim Olur İnşallah'ın vaadi, seyirciyi güldürmek ve bunu başarıyor ancak bu kadro ile gişede patlayacak filmi çekmek mümkün mü? Onu pek sanmıyorum. Tolga Baş'ın bu filminde daha fazla emek var, bu hissediliyor ancak Olur İnşallah da diğer filmleri gibi ortalama bir komedi olarak usumuza yerleşiyor. Tekrar altını çiziyorum; buna senaryo ya da yönetmenlikten ziyade artık ucuz gişe komedilerinin kadrolu oyuncuları olarak tescillenmiş isimler yol açıyor. Farklı filmlerde hep aynı karakteri giyinerek oynayan bu isimlerin bu kadar popüler olmasının sebebini anlamak güç olsa da... Ve ne tuhaftır ki Çetin Altay'ın en iyi beyazperde performansı bu filmde ama işte Arzu Yanardağ'a masum genç kız rolü yazmak o kadar büyük bir hata ki!

    Üstad Oğuz Aral genç karikatüristlere hep aynı tavsiyeyi verirdi; "gereksiz taramalardan kaçının". Eğer Tolga baş filmlerinde komedi duygusunu arttırmak adına yaptığı abartıdan vazgeçerse bence çok iyi işlere imza atacak.

    Her şeye rağmen, Akdeniz komedisi çekerken bölgenin (Antalya'nın Yaylaalan köyü) muhteşem güzelliğini görselleştirebilen görüntü yönetmenliğini, filmin ruh haline oldukça uyan tema müziğini ve Tolga Baş'ın konfeksiyon bir komedi filminden fazlası olması için verdiği çabayı övüyorum. Şive komedisi yapmak artık tehlikeli sularda kulaç atmak demek ama Olur İnşallah köpekbalıklarına yem olmadan yüzmeyi başarıyor.

    Seçim zamanı gerilen sinirlerinizi yumuşatacak, yatıştıracak ve tebessüm ettirecek bir film arıyorsanız Olur İnşallah yanlış bir tercih olmayacaktır.

    murattolga@gmail.com

    twitter.com/murattolga

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top