En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
kuzularynsessizli-i
Takipçi
804 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
4 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
Passolini ve Decameron üzerinde birkaç cümle yazmak yetmez ama sınırlı zaman diliminde bu usta yönetmen ve filmi üzerinde biraz durmak isterim?Pasasolini İtalyan sinemasının en yetenekli ve en başarılı yönetmenlerinden Passolini ününü ve başarısını tüm dünyaya yayarak kendisine muazzam bir kitle oluşturmuştur? Filmlerindeki ilginç öğe ve anlatımlarla farklı bir yerde duran yönetmen hayat tarzıyla da dikkat çekmiştir? İtalya'nın dünya sinemasında yer edinmesinde hiç kuşkusuz Passolini'nin büyük bir payı vardır?Decameron 8 farklı, ilginç, komik, romantik ve hicivle dolu hikayeden oluşan bu filmde kimi zaman rahipler, rahibeler ve din olgusu hicvedilirken kimi zaman ihanet, aşk, ölüm, insan gibi konular üzerine de ilginç bir bakış açısı yapılmış?Mutlaka izlenilmesi gereken, sekiz farklı öyküyle hiç sıkılmadan ilgiyle izlenebilecek çok farklı bir film?Finalde Passsoli nin filmin bitiminde ortaya çıkıp bir cümleyle filme ayrı bir tat katışı var ki mükemmeldi?
beyaperde de pasolini filmlerini görmek sevindirici umarım hepsini görme şansımız olur...yaşam üçlemesinin ilk filmi olan decameron’un serinin 2. filmi olan canterbury öykülerinin ardından serinin en iyi filmi olduğunu söyleyebilrim. en zayıfı kanımca 1001 gece masallarıydı... pasolini bu filmde de bizi ortaçağa götürüyor eğlenceli ve düşündürücü bir yolculuğa çıkarıyor... kilise hiristiyan öğretisi insani değerlerimiz inceden inceye eleştirilirken biz sinama severlere de hoş bir seyirlik sunuluyor... bir şekilde bulunup muhakkak izlenmeli ...
Decameron, Pasolini'nin ?Yaş@m Üçlemesi'nin ilk filmidir. Film ünlü İtalyan yazar ve şair Giovanni Boccaccio'nin 14.yy dan kalma öykülerinden uyarlanan sekiz ayrı öyküden oluşur. Bu öykülerde Pasolini daha öncede sıklıkla yaptığı gibi Kiliseyi hicvederken diğer taraftanda aşkın özgür hallerinin arayışına çıkıyor. Öyküleri geçmeden filmdeki oyuncu kadrosundan bahsetmek istiyorum. Kral Oidipus, Canterbury Öyküleri ve Teorem gibi birçok filmde gördüğümüz oyuncular bu filmde de var. En önemlisi Pasolini'yide bu filmde bir Fresk ustası olarak görüyoruz. Bir çeş!t duvar ress@mı:-) Öykülere kısa kısa değinelim...İlk öyküde Napoliye at almaya gelen Andreuccio'nun başından geçen olaylar anlatılıyor. Andreuccio zengin ve züppe bir gençtir. Kalabalik içerisinde gezerken kıyafetlerinden oldukça zengin ve paralı olduğu anlaşılan Andreuccio, kendise üvey kız kardeşi olduğunu söyleyen birisi tarafından kandırılıp paraları alınıyor. Sonrasında karşılaştığı iki mezarlık hırsızıda Andreuccio'yu bir mezarın içesinde hapsedip ikinci kez aldatıyorlar kendisini. Ölüme terkedilen Andreuccio aynı mezarı soymaya gelen üç kişi tarafından farkında olmadan kurtarılır. Andreuccio bu sefer daha deneyimlidir ve aynı hataya düşmez. İkinci öyküde bir manastırın yakınlarında çalışan toprak işçilerini görüyoruz. Bir taraftan çalışıp bir taraftanda kendi aralarında manastır hakkında konuşuyorlar. Konu daha çok manastırda genç ad@mların çalışmasına izin verilmemesi etrafında ilerliyor. Tarlada çalışan Musetto'nun aklına sinsice bir fikir geliyor. Musetto eline baltasını alıp manastırın yolunu tutuyor. Manastıra geldiğinde kapıyı çalıyor, kapının ortasındaki delikten bakan yaşlı adama sağır ve dilsiz numarası yapıyor. Elideki baltasınıda göstererk çeş!tli jest and mimic'lerle çalışmak istediğini ve aç olduğunu anlatıyor:-) Ne oluyor orada diyerek gelen baş rahibe gence acıyor ve alın bunu içeriye karnını doyurun diyor. Bu arada manastırda yedi sekiz tane genç ve meraklı rahibe var. Ağustos böceği gibi akşama kadar çeşitli ezgiler söylüyorlar.:-) Musetto sağır ve dilsiz rolünü başarıyla oynayıp bi şekilde manastırda çalışmaya başlıyor. Yakışıklı da bi genç rahibelerin ilgisini çekiyor. Musetto birgün ağaçları budarken yanından geçen iki rahibe durup buna bakıyorlar. Musetto'yu biraz inceledikten sonra rahibelerden birisi diğerine cinsellikle ilgili bişeyler söylüyor. Diğeride bekaretlerimizi Tanrıya vaad ettiğimizi bilmezmiş gibi konuşma diye çıkışıyor. Diğeride Tanrıya tutmadığımız biçok söz verdik diyor. Bundan sonrasını fazla ayrıntıya girmeden bağlıyorum. Rahibelerle, Musetto arasında yaşanan birtakım ilişkiler oluryor. En sonunda Musetto sağır dilsiz takl!tini daha fazla yap@mıyor ve isyan ediyor:-) bunun üzerine baş rahibe bunun bir mucize olduğunu ve Tanrının, Musetto'nun dilini açtığını söyleyerek sevinç çığlıkları atıyor. Bu öykü bu şekilde ilerliyor. Z@manında bu filmlerin topladığı tepkiyi tahmin bile edemiyorum. Bu öyküyü bitirirken Nitezsche'nin ?Böyle Buyurdu Zerdüşt? de söylediği bir söz aklıma geldi onuda araya sıkıştırayım. ?Rahibeler tutsaktır bence, kurtarıcı dedikleri onları zincire vurmuştur? konuyla az çok alakalı olduğu için yazdım geçiyorum... Bir sonraki öyküde kocası eve erken dönen Peronella'nın öyküsü anlatılıyor. Bu öyküyü kısaca geçiyorum. Peronella, kocası eve erken geldiği için sevgilisini bir küpün içerisine saklamak zorunda kalıyor. Kocasıda yanında bir ad@mla gelmiştir eve yanındaki ad@ma küpü 5 liraya satmıştır. ( para biriminin önemi yok anlaşılır olsun diye lira diyorum:-) Bu durumu öğrenen Peronella büyük bir pişkinlikle kocasına dönerek 5 liray@mı sattın senden önce ben o küpü 7 liraya sattım hatta ad@m küpün içinde inceleme yapıyor diyor. Biraz erotik bir öyküydü bu geçiyorum.
Eşcinsel bir yönetmenin bilinçaltından ekranlara yansıyanlarla başbaşayız. Böylelikle psikanalizin babası Sigmund Freud'u bir kez daha saygıyla anıyoruz...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.