Ortalama puan
3,8
102 Puanlama
Gece Hayvanları hakkında görüşlerin ?

18 Kullanıcı yorumları

5
4 Eleştiri
4
9 Eleştiri
3
4 Eleştiri
2
1 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
3,0
2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
Hayatta verilen kararların neye sebep olacağını gösteren bir film. Edwart, Susan,a söyleyemediklerini yazdığı bir romanı göndererek anlatıyor. Susanla edward evliyken yazdığı ilk romanı okuduğunda kendi hayatını yazmamalısın dedikten sonra edwardın gönderdiği romanı okurken kendi içsel dünyasıyla yalnız kalıyor devamında ise pişmanlıklar ve bekleyişler. Çok tatmin edici bir film olmayabilir bu da sizin filmden ne anlam çıkaracağınızla alakalı.
5,0
24 Kasım 2022 tarihinde eklendi
Filmi integram da görmüştüm romantik-dram bekliyordum. Tamamıyla ters köşe oldu benim için. Seyehat sahnesinde ki suçluların yada karakterlerin bazılarının filmin sonuna gelmemesi (yardim istediklerinde devam edip giden polis ; kadının çocuğu aldıran vicdanı bence , şapkalı eleman ; olayların kadının başkasına aşık olmasına sebep olan hatta cocuk aldırmasina dahi sebep olan adamın zamanında ki basiretsizlik ve becerisizlikleri, filme sonradan dahil olan kanserli polis ise keşke böyle yapsaydım diye geceleri içimizi kemiren diğer yanımız ... gibi benim çıkarımlarim) tamamen yorumu bize bırakıyor. Bence ben hatalarımı gördüm ama senin yüzünden olanlari da sana söyleyip öyle intihar edeceğim dedi yazar kitabında ; birsuru dokunuşlar ve duygusal savaşlar ile kendince intikam alarak birlikte iken yapamadığı hüneri gösterip son vuruşu yaptı...
4,0
21 Kasım 2022 tarihinde eklendi
bugün var geçmiş var birde roman var, karışık oldukça, final daha anlaşılır olabilirmiş, filmdeki final filmin tün akışına sürükleyiciliine yakışmadı
5,0
31 Ekim 2022 tarihinde eklendi
İzledikten sonra etkisinden çıkılamayacak türden… Anlaşılması zor iyi izlemek gerekiyor. Yoruma açık. Sonunu anlayan için güzel anlamayanlara vasat sayılacak bir yapıt.
4,0
1 Aralık 2021 tarihinde eklendi
“Nocturnal Animals”, Tom Ford’un ilk filmi “A Single Man” (2009) de olduğu gibi yapımcılığını da üstlenmek suretiyle yine bizzat senaryosunu da yazarak yönettiği ikinci uzun metrajlı sinema filmi…

22,5 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen filmin, 67/100 olan Metacritic (45) yorum ortalaması ile 179.677 oy ile ulaştığı 7,5/10 luk IMDB izleyici puanı ortalaması ve %72 ve %73 olan Rotten Tomatoes (261) olumlu yorum ve 3,5/5 üzeri (29.458) izleyici puanı ortalaması hiç de fena olmamasına rağmen her nedense film, ilginç bir şekilde 31,2 milyon dolarlık hasılat ile gişe de donmuş kalmış…

Hâlbuki dünya prömiyerini yaptığı ve Altın Aslan için yarıştığı 73. Venedik Uluslararası Film Festivalinden, Jüri Özel Ödülüyle dönen, yine aynı yıl en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında hem Academy hem de Golden Globe ödüllerine aday olup bunlardan Golden Globe ödülünü, Ray Marcus karakterini oynayan Aaron Taylor-Johnson’a kazandıran ve BAFTA’da da 8 adaylığı bulunan filmin festival ve dolayısıyla PR ayağı da fena değildi…

Yine aynı şekilde hemen her yerde performanslarından övgü ile söz edilen filmin, Amy Adams, Jake Gyllenhaal, Michael Shannon ve Aaron Taylor-Johnson’lı oyuncu kadrosu da oldukça iddialıydı…

Ama demek ki, olmayınca olmuyor işte…

Peki, gişe de hayal kırıklığı yaratan bu film gerçekten kötü mü?

Bizce, kesinlikle "hayır"…

Hatta “Nocturnal Animals”ın son zamanlarda izlediğimiz en iyi filmlerden biri olduğunu dahi söyleyebiliriz…

Zaten kimse alınıp darılmasın ama, Tom Ford’un hikâye içinde bir başka hikâyenin anlatıldığı bu filmdeki kurgusal becerisine, oyuncu kadrosunun müthiş performansına, BAFTA ödülüne aday olan Abel Korzeniowski’nin şiir gibi müziklerine ve Seamus McGarvey’in kamerasıyla yakaladığı harika görüntülere rağmen bu filme kötü diyebilmek için sinema sanatından hiç anlamıyor olmak gerekiyor…

Arşivimize de dâhil ettiğimiz bu filmi, bugüne kadar izlememiş olan bütün sinemaseverlere hararetle öneriyor ve izleyecek herkese de şimdiden keyifli seyirler diliyoruz...

Bir diğer Tom Ford filmi olan “A Single Man” in(2009) yorumunda görüşmek üzere…

Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 5 Temmuz 2018 günü saat 00.46’da yazılarak paylaşılmıştır...
3,5
28 Nisan 2021 tarihinde eklendi
Film sanatsal bir yapıt ..anlatılmak istenilen bir senaryo yoluyla izleyiciyle buluşuyor değişik tarzda yapılmış.
5,0
2 Kasım 2020 tarihinde eklendi
Yorumdaki arkadaşlar filmi çok güzel özetlemiş. Bana söyleyecek söz kalmamış. Ama filmi izlemeyi düşünen arkadaşlara şöyle bir öneride bulunabilirim. Filmi kesinlikle izlemeliler. Senaryosu çok özgün ve filmin akışı asla sıkmıyor. Göndermeleri ve detayları sevenler için adeta bir başyapıt niteliğinde. Bu başarılarını bir de Jake Gyllenhaal’ın muhteşem oyunculuğu ile taçlandırıp hayatımıza enfes bir 1.30 saat katıyor.
4,0
25 Ekim 2020 tarihinde eklendi
Muhteşem bir psikolojik-gerilim.Hatalarınızı yüzünüze vuran bir kitap mı? Özellikle ilk sahnelerinde karakterimizden daha çok gerildiğim bu filmde,bu kadar güzel bir anlatım bulmuşken bırakmak istemeyeceğiniz,oyunculuklarıyla da sizi etkileyen bu film,unutulmazların arasına girer.
4,0
23 Mart 2020 tarihinde eklendi
Filmin finalini beğenirseniz, büyük ihtimalle listenizdeki unutulmazlardan olacaktır. Beğenmezseniz demeyeceğim, az beğenirseniz, çok da akılda kalıcı olmayacaktır sizin için. Ben arada kaldım gibi fakat ikinci seçeneğe daha yakınım diyebilirim. Kötü bir son değil, ancak çok daha çarpıcı hamleler yapılabilirdi gibi. Filmin ilk saniyesinden itibaren o kadar güzel bir arka plan oturtulmuş ki, birden fazla opsiyonlu süper final çıkar gibi hissediyorsunuz. Tom Ford bu haliyle de tatmin edici bir iş çıkarmış. Oyunculuklar da iyi. Ancak finali ne yazık ki bir klasik olmasını engellese de, izlenmeli.
4,0
17 Temmuz 2019 tarihinde eklendi
Yine Jake Gyllenhaal ve yine bir gizem filmi.. Prisoners veya Zodiac kadar beğenmememin tek sebebi filmin sonunda bazı şeylerin anlaşılamaması ve mecburen yorumları okuyarak parçaları tamamladım ama hala tatmin olmadım. spoiler: Gerçek hayatta intihar etti diyenler var neye göre bunu diyorlar anlamadım. Evet sonunda buluşmaya gelmedi ama kitapta öldü diye gerçek hayatta da mı öldü bunu tam olarak anlayamadım.
2,5
24 Mayıs 2019 tarihinde eklendi
Hikaye çok iyi takip edilmediği takdirde kafa karıştırıcı bir hal alabiliyor. Hikaye örgüsünün iyi işlendiği ama nedense bir şeylerin eksik kaldığı hissinden bir türlü kurtulamadığım bir yapım olmuş. İzliyor meraklanıyor ama sonunda merakınızın tam olarak karşılığını alamadığınız hissine kapılıyorsunuz. Oyuncular ve oyunculuklar üst düzey olmasına rağmen nedense filmi bir türlü bağlanamadım. Gerilim ve dram öğelerinin yerli yerinde kullanıldığı film yinede herkese istediğini vermiyor diyebilirim. İzleyip karar vermek size kalıyor yine. Eğer yavaş ilerleyen ve hikayelerin iç içe girdiği bu tarz yapımları seviyorsanız bir şans verebilirsiniz.
3,5
22 Aralık 2018 tarihinde eklendi
Gece Hayvanları, ikinci filmini çeken bu yönetmenin takip etmeye değeceğini düşündürüyor. İlk filmini izlemedim, ama Gece Hayvanları yönetmenin bir üslp sahibi olduğunun ve bu üslbu ilerleteceğinin ipuçlarını veriyor.

Filmin ilk yirmi-yirmi beş dakikasında yönetmenin parmak ısırtacak bir tarzda kurduğu fazlasıyla gerçek hissi veren, gerginlik dolu anlatımı ve öykü akışı, filmin geri kalanının tamamından rol çalıyor ve bir dengesizlik de yaratıyor, çünkü Tom Ford filmin bu şaşırtıcı derecede etkileyici ilk kısmında bir daha kendini aşamayan bir kıvam tutturuyor, ve bu anlamda filmin geri kalanında, öykünün bütün kısımları açığa çıkarken hiç bir şekilde bir daha aynı tadı veremiyor film. İlk kısım, Haneke'nin Funny Games filminin 15 dakikaya sığdırılmış hli gibi; izleyip de sakin kalabilen oldu mu, bilmiyorum. Tek başına kısa bir film olarak bile düşünülse çok iyi etki yaratabilen, gerilimin azar azar yükseldiği çok başarılı bir sekans bu. Buna rağmen filmin ikinci kısmı, yani "olay"ın gerisinde yaşanan her şey ve filmdeki öyküyle baş karakterin okuduğu öykünün kesişmeleri asla çıtayı düşürmüyor da. Yine de birbirine tam olarak oturmayan bu iki parçanın birbirinden farklı ama yan yana çok da gitmeyen iki yemek tadı verdiğini söylemek gerek. Bu durum filmin enerjisini düşürüyor ama tadını bozmuyor.

İzlemeye düşünenlere önerim: Mutlaka izleyin.
4,0
29 Temmuz 2017 tarihinde eklendi
Size 2 karakterin hikayesini anlatıyor film aynı anda birbiri ile bağlantılı karakterlerin lakin bunu yaparken bazı taktikler kullanarak ses efektleri, bazen görüntü.
2 saatlik filmi bitirdiğinizde 2 saat oldu mu diyorsunuz film o derece akıcı ilerliyor.
spoiler: Edward'ın kızı ve karısının bulunduğu sahneden sonra direk Susan'ın kızının görüntüsüne geçiliyor ve görüntüler benzer bu garip ama cidden hoş bir detay (?).
4,0
12 Mart 2017 tarihinde eklendi
Dikkat çekici bir isminin olmasının yanı sıra vurucu hikayesi ve muhteşem kurgusuyla bu yılın en iyi filmlerinden. Oscar’da yaşanılan hayal kırıklığından sonra bu filmin çok fazla hakkının yenildiğini düşünüyorum. Bunda modacı Tom Ford’un yönetmen koltuğunda olmasının ön yargısı olduğunu düşünüyorum. Zira Google’da “Tom Ford” ismiyle ufak bir arama yaptığınız da Beymen takım elbise, Tom Ford markalı parfümler ve ojeler çıkıyor. Ama “A Single Man” den sonra bu ikinci filmle Tom Ford’un Yönetmen kimliği, modacı şapkasının üstüne çıkacağa benziyor. Modacılar her zaman diğer insanlardan, ayırt edici zevkleri ve beğenileri ile fark yaratıyorlar. Tom Ford’da bu ayırt ediciliği beyaz perde de çok iyi kullanıyor. Gerek çalıştığı görüntü yönetmeni, müzik seçimleri ve durağan bir hikayeyi muhteşem kurgusuyla sürükleyici bir hale getirmiş olması ile buna şahit oluyoruz. Filmin yönetmeni bir modacı olunca, her sekans bir moda defilesine dönüşüyor, her renk yerli yerinde kullanılıyor. Austin Wright’ın “Tony and Susan” kitabından uyarlanan senaryo, psikolojik gerilim türü bir intikam hikayesi. Alt metninde günümüz ilişkileri, sanata bakış ve değerler üzerine birçok kara eleştiri yapılıyor. Filmin kötü adamları (Aaron Taylor-Johnson, Karl Glusman) bir harika dostum! Gerçekten kendilerinden nefret ettiriyolar ve Teksas’lı dedektifimiz “Michael Shannon” karizmasıyla “Hell or High Water” filminden Jeff Bridges’ın izniyle kopmuş gelmiş gibi. Filmde bir çok rahatsız edici sahne var. Sürekli kendinizi bir empati yapma durumunda bulunuyorsunuz. Benim başıma gelse ne yapardım diyorsunuz. Bu yüzden zayıf karakterli Jake Gyllenhaal çok sallıyoruz film boyunca. Bu adamın oyunculuğu her geçen gün daha da iyiye gidiyor. “Nightcrawler” performansından sonra bir başarılı filme daha imza atmış. Amy Adams, depresif, uykusuz güzel yine çok güzel. Rahatsız edici sahneler demişken, film açılıştaki bıngıl bıngıl çıplak teyzelerle, yer çekiminin acımasızlığını gözler önüne seriyor. Daha ilk sahneden bu neymiş lan dedirtiyor. O yüzden herkese hitap eden bir film değil uyarısını şimdiden yapayım.
5,0
2 Şubat 2017 tarihinde eklendi
FİLMİ ANLAMAYANLAR OKUSUN !!! (FİLM MÜKEMMELDİR)
Merhaba arkadaşlar bu yazdıklarımı film bittikten sonra okuyunuz.
Kitap üzerinden ilerleyen bir film olduğu için düşündüren bir yapıt. Şimdi ilk olarak kitapta aile upuzun karanlık bir yolda ilerliyorlar bu uzun yol Edward ile Susan arasındaki mutsuz ilişkiyi simgeliyor. Mavi gözlü tecavüzcü adam ise Susan'ı simgeliyor. Ne alaka diyeceksiniz fakat gerçek hayatta Susan Edward'dan hem boşanıyor hem de onun çocuğunu aldırıyor yani Edward hem karısını kaybediyor hem de çocuğunu tıpkı kitaptaki gibi...
Susan, Edward’dan trafik ışıklarının olduğu yerde ayrılıyor ve Edward’ın yüzüne kırmızı trafik ışığı yansıyor, Edward’ın o hissettiği duyguyu kitapta anne ve kız kırmızı koltukta ölü yatarken Susan'a hissettiriyor, dedektif ise Edward’ın Susan'a duyduğu nefreti simgeliyor. Tecavüzcü adamı öldürdüğü zaman filmin sonuna kadar görünmüyor. Filmdeki kitap ise Susan için yazılmış bir kitaptır. Başındaki 'for Susan' dan anlaşılabileceği gibi yani Susan için yaratılmış bir evrendir. Artık en son Edward kendini öldürerek Susanın evreninden sonsuza dek ayrılıyor. Bu Susan'ı kötü hissettiriyor ve Edward ile birlikte zaman geçirmek istiyor fakat bu yukarda yazılanların hiç birini anlamıyor. Filmin artık son saniyelerinde her şeyi anlayıp kahroluyor...
Daha Fazlasını Göster