Hesabım
    Gece Hayvanları
    Ortalama puan
    3,8
    97 Puanlama
    Gece Hayvanları hakkında görüşlerin ?

    18 Kullanıcı yorumları

    5
    4 Eleştiri
    4
    9 Eleştiri
    3
    4 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    samove
    samove

    Takipçi 8 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    2 Şubat 2017 tarihinde eklendi
    FİLMİ ANLAMAYANLAR OKUSUN !!! (FİLM MÜKEMMELDİR)
    Merhaba arkadaşlar bu yazdıklarımı film bittikten sonra okuyunuz.
    Kitap üzerinden ilerleyen bir film olduğu için düşündüren bir yapıt. Şimdi ilk olarak kitapta aile upuzun karanlık bir yolda ilerliyorlar bu uzun yol Edward ile Susan arasındaki mutsuz ilişkiyi simgeliyor. Mavi gözlü tecavüzcü adam ise Susan'ı simgeliyor. Ne alaka diyeceksiniz fakat gerçek hayatta Susan Edward'dan hem boşanıyor hem de onun çocuğunu aldırıyor yani Edward hem karısını kaybediyor hem de çocuğunu tıpkı kitaptaki gibi...
    Susan, Edward’dan trafik ışıklarının olduğu yerde ayrılıyor ve Edward’ın yüzüne kırmızı trafik ışığı yansıyor, Edward’ın o hissettiği duyguyu kitapta anne ve kız kırmızı koltukta ölü yatarken Susan'a hissettiriyor, dedektif ise Edward’ın Susan'a duyduğu nefreti simgeliyor. Tecavüzcü adamı öldürdüğü zaman filmin sonuna kadar görünmüyor. Filmdeki kitap ise Susan için yazılmış bir kitaptır. Başındaki 'for Susan' dan anlaşılabileceği gibi yani Susan için yaratılmış bir evrendir. Artık en son Edward kendini öldürerek Susanın evreninden sonsuza dek ayrılıyor. Bu Susan'ı kötü hissettiriyor ve Edward ile birlikte zaman geçirmek istiyor fakat bu yukarda yazılanların hiç birini anlamıyor. Filmin artık son saniyelerinde her şeyi anlayıp kahroluyor...
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 441 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    11 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    "Bu yazı, Nocturnal Animals'ın analizini yaptığımdan izlemeyenler için yoğun spoiler içerir. Bu yüzden filmi izledikten sonra bu yazıyı okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Eğer filmi izlemediyseniz, yazının son paragrafını okuyabilirsiniz."

    Nocturnal Animals, herkesin hayal ettiği şaşalı zengin hayatını yaşayan Susan (Amy Adams) etrafında gelişiyor. Ve bir gün Susan'a eski kocası Edward'dan (Jake Gyllenhaal) bir paket gelir ve Susan paketi açtığında, Edward'ın yazdığı "Nocturnal Animals" adındaki kitabı görür ve okumaya başlar. Ve bu sırada da film 3 zaman içerisinde gidip gelmeye başlıyor. Bunlardan birisi geçmiş, Susan ile Edward'ın gerçek hayatta nasıl tanıştığını anlatıyor. Günümüz, Susan'ı kitabı okuduğu zamana odaklanıyor. Ve hayali dünya da, bu kitapta olanları anlatıyor.

    Kitap, bir aile babası olan Tony (Jake Gyllenhaal) hakkında. Tony, kızı ve eşiyle birlikte gece vakti yolda giderlerken bir grup tekinsiz adam onlara bulaşır ve Tony'nin eşiyle kızını kaçırır. Tony'yi de uçsuz bucaksız bir yerin ortasında bırakırlar. Ve Tony kendine geldiği zaman Bobby Andes (Michael Shannon) adındaki bir polis şefiyle birleşip bu olayı birlikte çözüp bu adamları yakalamaya çalışır. Özellikle de bu olaydan sonra eşiyle kızını bizzat öldürmüş olan Ray Marcus'u (Aaron Taylor-Johnson).

    Peki filmin kendisiyle bu kitabın ne alakası var diye sorabilirsiniz. Ben şahsen film bittikten sonra yaklaşık 1 saat boyunca film üzerinde düşündüm ve şöyle bir sonuca vardım:

    spoiler: "İlk önce filmin bize anlatmak istediği şeye ve nasıl anlattığını inceleyelim. Filmin geçmişe odaklandığı sıralarda, Susan ile Edward'ın mutluluğunu ve masumiyetini görüyorsunuz. Birlikte yemek yiyorlar, aşık oluyorlar ve evlenmek istiyorlar. Fakat Susan'ın zengin ve şaşalı annesi, bu evliliğe izin vermek istemiyor. Ama Susan annesi gibi olmak istemediği için annesinin kararına karşı çıkıyor. Ve bundan sonra uzun bir süre boyunca flashback göremiyoruz. Geçmişe yapılan diğer flashback ise Edward'ın Susan'ı her alanda desteklemesine karşılık Susan'ın Edward'ı yazdığı roman konusunda desteklememesini ve hiç beğenmemesine odaklanıyor. Ve son flashback de Susan'ın daha çekici ve zengin bir adama aşık oluşunu ve Edward'dan olan bebeğini Edward'ın haberi olmadan kürtaj yaptırmasını anlatıyor. Ve bundan sonra da Edward'ın yıkıldığını görüyoruz. Film bize geçmişle ilgili bundan başka önemli bir bilgi vermiyor aslında. Hatta Edward'ın günümüzdeki halini bile bilmiyoruz doğrusu. Bunu atlatabildi mi? Öldü mü? Çünkü film bize onu hiç göstermiyor. Peki kitap ile Susan'la Edward'ın yaşadığı geçmişin nasıl bir bağlantısı var? Kitaptaki Ray, aslında Susan. Susan'ın kürtaj yapmasını kitap, Ray'in Tony'nin eşiyle kızını öldürmesi olarak göstermiş. Bu yüzden Ray'in Tony ve ailesini arabayla yoldan çıkardığı sahne bu kadar uzun. Rahatsız edici ve durumun ne kadar kötü olduğunu göstermek için. Ve kitap da Tony'nin bu durumdan sonra Ray'den nasıl intikam aldığını gösteriyor. En sonunda eşi ve kızını öldüren Ray'i bulup göğsüne iki kere sıkarak. Gerçek hayatta ise Edward, Susan'dan intikamını, "Gece Hayvanları" adını verdiği bu kitabı ona yollayarak alıyor. Susan'ın eskiden kötü bulduğu kitabı artık sevmesiyle. Filmin en sonunu konuşalım. Nasıl bir anlamı var? Kitapta Tony karakteri, intikamını aldıktan sonra ayağı yere takılıyor ve yanlışlıkla kendini vurarak canını kaybediyor. Ve kitap da öylece bitiyor. Ve tam bu sırada da gerçek hayatta Susan, Edward'ı ne kadar çok özlediğini anlıyor ve onunla buluşmak istiyor. Ve Susan buluşma yerine gittiğinde orada saatlerce bekliyor ama Edward bir türlü gelmiyor. Ve filmin son karesi, Susan'ın gözlerini gösteriyor. Geçmişe yapılan flashbacklerden birinde Edward, Susan'a şöyle bir şey demişti: "Gözlerin annene çok benziyor. Hüzünlü. Ama çok güzel." Ve Susan da annesine benzememek istediğinden, Edward'ın dediğine karşı çıkmıştı. Filmin son karesinde, Susan'ın annesine benzemeye başlamasını görüyoruz aslında. Kitabı okuduktan sonra içini kaplayan hüzünden ve içinde bulunduğu şaşalı hayattan dolayı. Son olarak da filmin açılış sahnesinden konuşalım. Filmin en başındaki yazılar gösterilirken yaklaşık 3 dakika boyunca, şişman, çıplak ve çirkin bir kadının elindeki bando eşyalarıyla neşeli bir şekilde dans edişini görüyoruz. Bunu rahatsız edici bulabilirsiniz. Yani, kim bulmaz ki? Ben en başta bunu, filmin rahatsız edici tonuna karşılık bir hazırlanış olarak düşündüm ama filmin bitişinden sonra başka bir kanıya vardım. En baştaki çıplak, şişman kadın dıştan çirkin ama içten neşeli, filmin en sonunda gördüğümüz Susan'ın hali ise dıştan güzel ama içten çirkin görünüyor. Film, bu noktaları vurgulamak için böyle bir metafor kullanmış. Yani kısacası, Edward'la Susan'ın birlikte yaşadığı şeyleri birebir anlatmak yerine, "Gece Hayvanları" kitabı üzerinden anlatılmış."


    Gece Hayvanları, her ne kadar tekrar ve tekrar izlenebilecek bir film olmasa da kesinlikle takdir ettiğim bir iş. Herkesin bildiği ayrılık hikayesini kitap yoluyla, bambaşka bir şekilde anlatan bu film gerçekten de bir usta işi doğrusu. Filmin yönetmeni olan Tom Ford her ne kadar tasarımcı olarak çalışsa da bu işiyle birlikte kendisini aşmış. Amy Adams'ın güzel, Jake Gyllenhaal'ın dramatik, Michael Shannon'ın karakteristik ve Aaron Taylor-Johnson'ın ürkütücü performanslarıyla birlikte bu film kesinlikle izlenmeyi hak ediyor. Herkese hitap etmediğini belirtmeliyim. İyi seyirler.

    FİLMİN İYİ YANLARI:

    + Adams, Gyllenhaal, Shannon ve Taylor-Johnson'ın bu yıl gördüğüm en iyi performanslardan birisini sergilemiş olması.

    + Başarılı görsel hikaye anlatımı ve araya serpiştirilmiş ufak detaylar (özellikle de sanat galerilerindeki resimlere dikkat edin).

    + Oldukça rahatsız edici ve güçlü hikaye.

    + Filmin editlenme tarzı, dekor, makyaj ve manzaralar.

    FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

    - Bazen film rahatsız edici olmakta aşırıya kaçmış ve bu da senaryoda bazı kesin olmayan anlar bırakmış.

    TOPLAM PUAN: 8.4/10
    M.Fatih
    M.Fatih

    Takipçi 8 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    10 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    Moda tasarımcısı Tom Ford'un psikolojik gerilim türündeki ikinci filmi olan Gece Hayvanları (Nocturnal Animals), görselliğiyle, müzikleriyle, kurgusuyla, oyunculuklarıyla ve hikayesini anlatım tarzıyla doyurucu bir film.
    İntikam almak temalı iç içe geçmiş iki ayrı hikayeyi başarılı bir şekilde aktarmış yönetmen Ford.
    Susan (Amy Adams), eski eşi Edward'ın (Jake Gyllenhall), kendisine gönderdiği son romanının taslağını okumaya başlayınca hayatında yaptığı hataların, pişmanlıkların farkına varmaya başlar. Mükemmel görünmek uğruna kendisini mutlu eden birçok şeyi terk ettiğini görür. Edward'ın bu yeni kitabını Susan'a ithaf etmesi Susan'a sevildiğini hatırlatır. Ama iş işten geçmiştir.
    Psikolojik gerilim türündeki iç içe geçirilmiş iki hikaye çok başarılı bir şekilde kurgulanmış. Bu kurgu usta işi yönetmenlikle tasarlanan görüntü tasarımıyla desteklenmiş. Bunlara bir de mükemmel oyunculuklar eklenince gerçekten izlenmesi keyif veren bir yapım çıkıyor karşımıza. Psikolojik gerilim sevenlerin kesinlikle pişman olmayacağı harika bir film sizleri bekliyor.
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.065 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    1 Aralık 2021 tarihinde eklendi
    “Nocturnal Animals”, Tom Ford’un ilk filmi “A Single Man” (2009) de olduğu gibi yapımcılığını da üstlenmek suretiyle yine bizzat senaryosunu da yazarak yönettiği ikinci uzun metrajlı sinema filmi…

    22,5 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen filmin, 67/100 olan Metacritic (45) yorum ortalaması ile 179.677 oy ile ulaştığı 7,5/10 luk IMDB izleyici puanı ortalaması ve %72 ve %73 olan Rotten Tomatoes (261) olumlu yorum ve 3,5/5 üzeri (29.458) izleyici puanı ortalaması hiç de fena olmamasına rağmen her nedense film, ilginç bir şekilde 31,2 milyon dolarlık hasılat ile gişe de donmuş kalmış…

    Hâlbuki dünya prömiyerini yaptığı ve Altın Aslan için yarıştığı 73. Venedik Uluslararası Film Festivalinden, Jüri Özel Ödülüyle dönen, yine aynı yıl en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında hem Academy hem de Golden Globe ödüllerine aday olup bunlardan Golden Globe ödülünü, Ray Marcus karakterini oynayan Aaron Taylor-Johnson’a kazandıran ve BAFTA’da da 8 adaylığı bulunan filmin festival ve dolayısıyla PR ayağı da fena değildi…

    Yine aynı şekilde hemen her yerde performanslarından övgü ile söz edilen filmin, Amy Adams, Jake Gyllenhaal, Michael Shannon ve Aaron Taylor-Johnson’lı oyuncu kadrosu da oldukça iddialıydı…

    Ama demek ki, olmayınca olmuyor işte…

    Peki, gişe de hayal kırıklığı yaratan bu film gerçekten kötü mü?

    Bizce, kesinlikle "hayır"…

    Hatta “Nocturnal Animals”ın son zamanlarda izlediğimiz en iyi filmlerden biri olduğunu dahi söyleyebiliriz…

    Zaten kimse alınıp darılmasın ama, Tom Ford’un hikâye içinde bir başka hikâyenin anlatıldığı bu filmdeki kurgusal becerisine, oyuncu kadrosunun müthiş performansına, BAFTA ödülüne aday olan Abel Korzeniowski’nin şiir gibi müziklerine ve Seamus McGarvey’in kamerasıyla yakaladığı harika görüntülere rağmen bu filme kötü diyebilmek için sinema sanatından hiç anlamıyor olmak gerekiyor…

    Arşivimize de dâhil ettiğimiz bu filmi, bugüne kadar izlememiş olan bütün sinemaseverlere hararetle öneriyor ve izleyecek herkese de şimdiden keyifli seyirler diliyoruz...

    Bir diğer Tom Ford filmi olan “A Single Man” in(2009) yorumunda görüşmek üzere…

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 5 Temmuz 2018 günü saat 00.46’da yazılarak paylaşılmıştır...
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    23 Mart 2020 tarihinde eklendi
    Filmin finalini beğenirseniz, büyük ihtimalle listenizdeki unutulmazlardan olacaktır. Beğenmezseniz demeyeceğim, az beğenirseniz, çok da akılda kalıcı olmayacaktır sizin için. Ben arada kaldım gibi fakat ikinci seçeneğe daha yakınım diyebilirim. Kötü bir son değil, ancak çok daha çarpıcı hamleler yapılabilirdi gibi. Filmin ilk saniyesinden itibaren o kadar güzel bir arka plan oturtulmuş ki, birden fazla opsiyonlu süper final çıkar gibi hissediyorsunuz. Tom Ford bu haliyle de tatmin edici bir iş çıkarmış. Oyunculuklar da iyi. Ancak finali ne yazık ki bir klasik olmasını engellese de, izlenmeli.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    21 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    iyi bir film olmakla birlikte abartıldığı kadar da iyi olmadığını düşünüyorum fakat her koşulda izlenmeye değer 7/10
    Rogojin
    Rogojin

    Takipçi 30 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    22 Aralık 2018 tarihinde eklendi
    Gece Hayvanları, ikinci filmini çeken bu yönetmenin takip etmeye değeceğini düşündürüyor. İlk filmini izlemedim, ama Gece Hayvanları yönetmenin bir üslp sahibi olduğunun ve bu üslbu ilerleteceğinin ipuçlarını veriyor.

    Filmin ilk yirmi-yirmi beş dakikasında yönetmenin parmak ısırtacak bir tarzda kurduğu fazlasıyla gerçek hissi veren, gerginlik dolu anlatımı ve öykü akışı, filmin geri kalanının tamamından rol çalıyor ve bir dengesizlik de yaratıyor, çünkü Tom Ford filmin bu şaşırtıcı derecede etkileyici ilk kısmında bir daha kendini aşamayan bir kıvam tutturuyor, ve bu anlamda filmin geri kalanında, öykünün bütün kısımları açığa çıkarken hiç bir şekilde bir daha aynı tadı veremiyor film. İlk kısım, Haneke'nin Funny Games filminin 15 dakikaya sığdırılmış hli gibi; izleyip de sakin kalabilen oldu mu, bilmiyorum. Tek başına kısa bir film olarak bile düşünülse çok iyi etki yaratabilen, gerilimin azar azar yükseldiği çok başarılı bir sekans bu. Buna rağmen filmin ikinci kısmı, yani "olay"ın gerisinde yaşanan her şey ve filmdeki öyküyle baş karakterin okuduğu öykünün kesişmeleri asla çıtayı düşürmüyor da. Yine de birbirine tam olarak oturmayan bu iki parçanın birbirinden farklı ama yan yana çok da gitmeyen iki yemek tadı verdiğini söylemek gerek. Bu durum filmin enerjisini düşürüyor ama tadını bozmuyor.

    İzlemeye düşünenlere önerim: Mutlaka izleyin.
    Baris Ö.
    Baris Ö.

    Takipçi 74 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    24 Mayıs 2019 tarihinde eklendi
    Hikaye çok iyi takip edilmediği takdirde kafa karıştırıcı bir hal alabiliyor. Hikaye örgüsünün iyi işlendiği ama nedense bir şeylerin eksik kaldığı hissinden bir türlü kurtulamadığım bir yapım olmuş. İzliyor meraklanıyor ama sonunda merakınızın tam olarak karşılığını alamadığınız hissine kapılıyorsunuz. Oyuncular ve oyunculuklar üst düzey olmasına rağmen nedense filmi bir türlü bağlanamadım. Gerilim ve dram öğelerinin yerli yerinde kullanıldığı film yinede herkese istediğini vermiyor diyebilirim. İzleyip karar vermek size kalıyor yine. Eğer yavaş ilerleyen ve hikayelerin iç içe girdiği bu tarz yapımları seviyorsanız bir şans verebilirsiniz.
    Birkan K.
    Birkan K.

    Takipçi 51 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    12 Mart 2017 tarihinde eklendi
    Dikkat çekici bir isminin olmasının yanı sıra vurucu hikayesi ve muhteşem kurgusuyla bu yılın en iyi filmlerinden. Oscar’da yaşanılan hayal kırıklığından sonra bu filmin çok fazla hakkının yenildiğini düşünüyorum. Bunda modacı Tom Ford’un yönetmen koltuğunda olmasının ön yargısı olduğunu düşünüyorum. Zira Google’da “Tom Ford” ismiyle ufak bir arama yaptığınız da Beymen takım elbise, Tom Ford markalı parfümler ve ojeler çıkıyor. Ama “A Single Man” den sonra bu ikinci filmle Tom Ford’un Yönetmen kimliği, modacı şapkasının üstüne çıkacağa benziyor. Modacılar her zaman diğer insanlardan, ayırt edici zevkleri ve beğenileri ile fark yaratıyorlar. Tom Ford’da bu ayırt ediciliği beyaz perde de çok iyi kullanıyor. Gerek çalıştığı görüntü yönetmeni, müzik seçimleri ve durağan bir hikayeyi muhteşem kurgusuyla sürükleyici bir hale getirmiş olması ile buna şahit oluyoruz. Filmin yönetmeni bir modacı olunca, her sekans bir moda defilesine dönüşüyor, her renk yerli yerinde kullanılıyor. Austin Wright’ın “Tony and Susan” kitabından uyarlanan senaryo, psikolojik gerilim türü bir intikam hikayesi. Alt metninde günümüz ilişkileri, sanata bakış ve değerler üzerine birçok kara eleştiri yapılıyor. Filmin kötü adamları (Aaron Taylor-Johnson, Karl Glusman) bir harika dostum! Gerçekten kendilerinden nefret ettiriyolar ve Teksas’lı dedektifimiz “Michael Shannon” karizmasıyla “Hell or High Water” filminden Jeff Bridges’ın izniyle kopmuş gelmiş gibi. Filmde bir çok rahatsız edici sahne var. Sürekli kendinizi bir empati yapma durumunda bulunuyorsunuz. Benim başıma gelse ne yapardım diyorsunuz. Bu yüzden zayıf karakterli Jake Gyllenhaal çok sallıyoruz film boyunca. Bu adamın oyunculuğu her geçen gün daha da iyiye gidiyor. “Nightcrawler” performansından sonra bir başarılı filme daha imza atmış. Amy Adams, depresif, uykusuz güzel yine çok güzel. Rahatsız edici sahneler demişken, film açılıştaki bıngıl bıngıl çıplak teyzelerle, yer çekiminin acımasızlığını gözler önüne seriyor. Daha ilk sahneden bu neymiş lan dedirtiyor. O yüzden herkese hitap eden bir film değil uyarısını şimdiden yapayım.
    Ahmet Büke
    Ahmet Büke

    Takipçi 935 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    21 Kasım 2022 tarihinde eklendi
    bugün var geçmiş var birde roman var, karışık oldukça, final daha anlaşılır olabilirmiş, filmdeki final filmin tün akışına sürükleyiciliine yakışmadı
    BABA S.
    BABA S.

    Takipçi 94 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    25 Ekim 2020 tarihinde eklendi
    Muhteşem bir psikolojik-gerilim.Hatalarınızı yüzünüze vuran bir kitap mı? Özellikle ilk sahnelerinde karakterimizden daha çok gerildiğim bu filmde,bu kadar güzel bir anlatım bulmuşken bırakmak istemeyeceğiniz,oyunculuklarıyla da sizi etkileyen bu film,unutulmazların arasına girer.
    Caner Canlıer
    Caner Canlıer

    Takipçi 37 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    2 Kasım 2020 tarihinde eklendi
    Yorumdaki arkadaşlar filmi çok güzel özetlemiş. Bana söyleyecek söz kalmamış. Ama filmi izlemeyi düşünen arkadaşlara şöyle bir öneride bulunabilirim. Filmi kesinlikle izlemeliler. Senaryosu çok özgün ve filmin akışı asla sıkmıyor. Göndermeleri ve detayları sevenler için adeta bir başyapıt niteliğinde. Bu başarılarını bir de Jake Gyllenhaal’ın muhteşem oyunculuğu ile taçlandırıp hayatımıza enfes bir 1.30 saat katıyor.
    Evrim E
    Evrim E

    Takipçi 52 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    29 Temmuz 2017 tarihinde eklendi
    Size 2 karakterin hikayesini anlatıyor film aynı anda birbiri ile bağlantılı karakterlerin lakin bunu yaparken bazı taktikler kullanarak ses efektleri, bazen görüntü.
    2 saatlik filmi bitirdiğinizde 2 saat oldu mu diyorsunuz film o derece akıcı ilerliyor.
    spoiler: Edward'ın kızı ve karısının bulunduğu sahneden sonra direk Susan'ın kızının görüntüsüne geçiliyor ve görüntüler benzer bu garip ama cidden hoş bir detay (?).
    Zeynel K
    Zeynel K

    77 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    17 Temmuz 2019 tarihinde eklendi
    Yine Jake Gyllenhaal ve yine bir gizem filmi.. Prisoners veya Zodiac kadar beğenmememin tek sebebi filmin sonunda bazı şeylerin anlaşılamaması ve mecburen yorumları okuyarak parçaları tamamladım ama hala tatmin olmadım. spoiler: Gerçek hayatta intihar etti diyenler var neye göre bunu diyorlar anlamadım. Evet sonunda buluşmaya gelmedi ama kitapta öldü diye gerçek hayatta da mı öldü bunu tam olarak anlayamadım.
    Zuar
    Zuar

    8 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    28 Nisan 2021 tarihinde eklendi
    Film sanatsal bir yapıt ..anlatılmak istenilen bir senaryo yoluyla izleyiciyle buluşuyor değişik tarzda yapılmış.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top