Anthropoid - Beyazperde.com eleştirisi : Bir suikastin anatomisi olamıyor!

Cashback isimli kısa filmini aynı isimle uzun metraj haline getirerek dikkat çeken ve geçtiğimiz yıllarda The Broken ve Metro Manila gibi filmlere imza atan Sean Ellis yönetmen koltuğunda; Cillian Murphy ve Jamie Dornan ise başrolde. Yan rollerde ise, Berberian Sound Studio ile kalbimizi kazanan Toby Jones gibi isimler var. Bu kadro 2. Dünya Savaşı'nın en çarpıcı suikastlerinden birini konu edinen ve adını 'Anthropoid Operasyonu'ndan alan savaş filmi için bir araya gelmiş. Ortaya çıkan film, hikayesine ve sıkı kadrosuna rağmen ancak bir televizyon filmi olması halinde övgü toplayabilir.

Anthropoid, iki Çekoslavak askerinin paraşütle Praq yakınlarına inmesiyle başlıyor. Az hasarla ayakları yere basınca soluğu Nazi altındaki şehirde gizlice çalışmalar yapan direnişçilerin yanında alıyorlar. Görevleri üst düzey bir Nazi subayı olan, Hitler'in yükselmesinde ve Yahudilere yapılanların altında kanlı imzası olan Reinhard Heydrich'e bir suikast düzenlemektir.

Bu büyük plan normal şartlarda gençlere yardım etmesi gereken bazı direnişçileri de rahatsız eder. Gerçekleşmesi halinde sadece suikastçilere ve direnişçilere değil, Nazi baskısı altında hayatta kalmaya çalışan Çekoslavak halkına da zarar verecektir. Üstelik suikastın sonrası hiç planlanmamıştır.

Jozef ve Jan sokaklarda daha az dikkat çekmek için beraber zaman geçirdiği kadınlarla yakınlaşacak, zaman zaman suikasti bile sorgulayacaklardır. Fakat beklenen gün gelecek ve suikast onları saatlerce sürecek, tarih kitaplarında yerini alacak ünlü kilise çatışmasına sürükleyecektir...

Anthropoid kötü bir savaş filmi değil. Tek tük yıl sonu listelerinde yer alması da şaşırtıcı değil. Ama ikinci büyük savaşı konu edinen filmlerin neredeyse bir türe dönüşen zenginliği düşünüldüğünde, o türün önemli örnekleri arasına girmesi kolay gözükmüyor. Senaryonun gerçek olaylara sadık kalması; gerçek mekanların seçilmesi, abartısız ama gerçeklere sadık sanat yönetimi filme bir sahicilik kazandırıyor. Suikastçi gençlerin büyük vazifeden önce kaygılarını ve zaaflarını belli etmesi de filme insani bir boyut katıyor.

Ve fakat bunların yanında filmde büyük bir eksik var. Olayların amacı olan Naziler ve olayların hedefi olan rütbeli subay ortada yok. Bu nedenle direnişçilerin, savaşın tarihinde önemli yeri olan mücadelesini hissedemediğimiz gibi filme anlam katması beklenen final çatışması da beklenen etkiyi yaratamıyor. Ayrıca suikastin binlerce Çekoslavak vatandaşının öldürülmesine neden olduğu gerçeği de satır aralarında kalmış. Bu gerçeğin yarattığı tartışmalara yer verilseydi film bir suikastin anatomisine dönüşmeyi başarabilirdi belki. Böyleyken, önemli bir tarihi olayı belgeleyen, gerçekçi ama ruhsuz bir savaş filminden fazlası değil. Sinema için yetersiz ama televizyon filmi olsaydı fazladan bir yıldızı kapabilirdi bizden.