En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
ELIF s.
Takipçi
13 değerlendirmeler
Takip Et!
2,0
27 Ocak 2017 tarihinde eklendi
Genç milyarder Blaird ve baba rolünde Ned oldukça iyi olmasına rağmen maalesef espriler çok klişe, bazı sahneler çok uzun ve gereksizdi. Klasik bir Noel filmi çekilmek istenmiş ve evet kesinlikle +15. Görsel olarak çok rahatsız edici sahne yok ama filmin yarısı argo ve cinsellik barındırıyor. Evde belki izlenebilir, sinemada vakit ve para israfı.
Öncelikle filme sadece eşiniz ve yaşıtınız erkek arkadaşınız ile gidilebilir. Çünkü bir porno filminden farkı kalmamış çoğu yerinde. Özellikle konuşmalarda. Sadece kız veya aileden eşiniz haricinde biriyle gitmeniz yüzünüzü kızartabilir veya filmi yarıda bırakıp çıkmanıza sebep olabilir. Eşiniz veya cinsel içerik konuşmanızda yüzünüzün kızarmayacağı kişilerle gidildiğinde eğlenceli bir film.
Sıradan görünen bir konuyu keyifle izleten yapımın yönetmen koltuğunda John Hamburg bulunuyor. Kendisini Ben Stiller’ın dahil olduğu pek çok yapımdan hatırlayabilirsiniz. Adamım Benim, Zor Baba, Zor Baba ve Dünür, Zoolander” filmlerinde yardımcı yazarlık ve yönetmenlik yapan Hamburg, filmin senaryosunu Jonah Hill ve Ian Helfer ile birlikte yazmış. Bir saat 51 dakikalık süresi boyunca keyifle izlenen ve bolca güldüren filmin oyuncu kadrosu ise mükemmel.
Breaking Bad’de canlandırdığı Walter White karakteri ile ölümsüzleşen ve 127 Saat filmindeki performansı ile En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adayı olan Bryan Cranston, Ned rolüyle hem komik hem de etkileyici. Laird rolü ile izlediğimiz James Franco ise doğal ve etkileyici oyunculuğu ile ilk sahneden itibaren izleyenleri etkisi altına alıyor. Laird absürt, renkli ve hep izlemek isteyebileceğiniz bir karakter.
“Ah nerede o eski, güzel günler?..” Özellikle kırklı yaşlarda başlayan ve daha sonrasında dozajı artan bir geçmişe özlem... Keşke hep o eski güzel kalsaydı, değişmeseydi. Eski günlere özlemin kaynağında ‘bilinen ve tanınanın verdiği güven’ yatıyor. Biz farkında olmasak da her an her şey değişiyor. Bir süre sonra sistemimizdeki eşik aşıldığında, değişimin farkına varıyoruz.
Özellikle de küçük kızımız büyüyüp bir erkek ile ilişkiye başladığında veya evlenme çağına vardığında... O zaman bir anda kızımızın, başka bir erkeğin eşi olma ihtimalinin geldiğini bir anda görmeye başlıyoruz. Ne zaman büyüdü çocuğumuz? Ne zaman analog dünyamız, dijitale döndü? Geleneksel iletişim kanalları sosyal medya ile yer değiştirdi?..
Why Him? filminin ana kahramanları, sevgilisini ailesi ile tanıştırmak isteyen Stephanie ve babası Ned...
Bir parça babasının kızı izlenimini veren Steph, babasının güzel özelliklerini taşıyan, kendinden yaşça büyük Laird ile ilişki içindedir. Bu benzerlikleri görmek oldukça zordur; özellikle de babası için... Steph için rekabete başlayan Laird ve Ned, Steph’i zor duruma düşürürken, onun isteklerini gör ardı etmeye başlar.
Laird’in tüm tuhaflıklarına alışmaya çalışan aile, birdenbire, aile fertlerinin birbirleriyle yüzleştikleri bir durumda bulur kendini... Tüm meseleler açıklıkla dile geldiğinde çözüm de ortaya çıkar. Değişimi kabul eden baba, kendi işinde de, oğlunu dinlemeye başlar. Eskinin ve yeninin sinerjisi ile bambaşka iş modelleri çıkar...
Eskileri tecrübeleri ile yeninin yaratıcılığı ve hayat doluluğu birleştiğinde, bilgelik ortaya çıkar... Aile dinamikleri ise başka bir bahara kalır...
Ned, ailesine bağlı olan sevecen ve korumacı bir babadır. Her tatilde Stanford'ta okuyan kızını ziyaret eden bu aile bu sefer de yollarını üniversiteye çevirmiştir. Ancak Ned ve ailesi kızı Stephanie ile buluştuğunda Ned'in en büyük kabusu gerçekleşir. Stephanie'nin Laird adında bir erkek arkadaşı vardır ve aynı zamanda da çok zengindir. Ned kızını bu adamdan kıskanarak farkında olmadan iyi kalpli Laird ile rekabete girer. Ancak Laird'in kızına evlenme teklif etmeyi düşünmesi de Ned'in panik seviyesini arttırmaktadır.
Why Him'i karşılaştırabileceğim en iyi örnek, geçtiğimiz yaz ayında vizyona girmiş olan Mike And Dave Need Wedding Dates. Her iki filmin türü, yaş sınırı ve stüdyosunun aynı olmasının yanı sıra, bu iki film de düşündüğümden çok daha eğlenceliydi.
Öncelikle oyunculuklara bayıldım. Laird'ı canlandıran James Franco, yine çok komik bir performans sergilemiş. Zaten Franco, This Is The End filmlerindeki performanslarıyla böyle karakterlere alışmış doğrusu. Ayrıca Bryan Cranston da böyle bir filme çok yakışmış. Breaking Bad'den sonra Cranston'ın komedi türüne yönelmesi çok iyi olmuş. Zoey Deutch ve Megan Mullally de çok komiklerdi ayrıca. Ama Keegan-Michael Key, resmen döktürmüş. Key'in absürt karakteri ve tiplemeleri sadece beni değil aynı zamanda salonu da gülmekten yerlere yatırdı.
Ayrıca, Why Him'in dikkat çekilmesi gereken ama kimsenin bahsetmediği başka bir yanı da var: Süresi. Filmin aşağı yukarı 2 saatlik bir süresi var ve genellikle 2 saat süren komedi filmleri bir süreden sonra baymaya başlar. Ama bu filmi izlerken hiç sıkılmadım, yapılan şakalar ve sahneler sürekli yeni ve enerjikti.
Böyle bir filmin kötü yanlarının da olduğunu tahmin edebilirsiniz zaten. Birkaç mantık hatası, senaryodaki ufak boşluklar ve tahmin edilebilir yerler vb. gibi sorunlar bu filmde mevcut. Ama eğer kafanızı yormayacağınız ve 2 saatinizi eğlenceli bir şekilde harcamak istiyorsanız, Why Him sizin için oldukça iyi bir seçenek. İyi seyirler.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ James Franco, Bryan Cranston ve Keegan-Michael Key.
+ Sürekli enerjik tutulan tempo, komik şakalar.
+ Komedi türünden oldukça yaratıcı olan sahneler.
+ Cameo sahneleri.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Tahmin edilebilir sahneler.
- Bazı şakaların gereğinden fazla bel altı olması.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.