Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Filmdeki Giacometti, sanatıyla ilgili kararsız, doyumsuz, şüpheci, kafası karışık bir adam. Yaptığı işi beğenmiyor. Öfkeyle eserlerini yırtıyor, yakıyor; saatlerce süren emeğini fırça darbeleriyle yok edebiliyor. Her eserinin bir noktadan sonra onun için bir kısırdöngü haline geldiği, bitirmekle bitirememek arasında bir yerde kaldığı hissediliyor. Sanatının büyüklüğü de belki buradan geliyor... Açıkçası “Son Portre”den sonra Giacometti’nin eserlerine yeni bir gözle bakmak mümkün. Geoffrey Rush’ın mükemmel bir Giacometti yorumuyla karşımıza geldiği filmde Armie Hammer ve sanatçının kardeşi Diego’da Tony Shalhaub da başarılı performanslar çıkarıyorlar. Tucci’nin, sadece oyuncu yönetimiyle değil, hareketli kamera kullanımı ve kadraj düzenlemelerindeki özeniyle de öne çıkan bir yönetmenlik sergilediğini belirtelim. Özellikle kadrajlar, bir sanatçı filmine yakışır güzellikte... Sözgelimi, atölyede Giacometti, Giacometti’nin heykelleri ve Lord’u bir arada gösteren genel planlar filmin duygusunu çok iyi yansıtıyor.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Milliyet
Yazar: Nil Kural
Az mekanda geçen filmin sırtını yasladığı alanların başında ünlü karakter oyuncusu Geoffrey Rush’ın Giacometti rolündeki performansı geliyor. Armie Hammer’ın canlandırdığı Lord’un gözlemci konumuna tezatla alabildiğine “yüksek bir tondan” canlandırdığı Giacometti, filmin belkemiğini oluşturuyor. Dönemin Paris’inin sanat alanındaki hareketliliğini de gözler önüne seren film, sanatçı ve yaratım sancıları konusuna en özgün halkayı katmıyor. Ancak iyi zaman geçirmeyi sağlayan, oyunculuklarından diyaloglarına işleyen, komedi yönü ağır basan bir film ve bu meziyetleriyle ilgiyi hak ediyor.
Eleştirinin tamamı için: Milliyet
Arka Pencere
Yazar: Feride Çetin
Gelelim filmi neden izleyelim sorunuzun cevabına... Yanıt tabiki Geofrrey Rush. Canlandırdığı karakterleri fiziksel görüntü ve jestleriyle giymesinin yanında zaafları yansıtmadaki başarısıyla da isim yapan Oscar'lı aktör, Giacometti'nin tüm karanlık dehlizlerine hakim. Son olarak "Deha" (Genius) dizisindeki kusursuz Einstein performansı ile takdirleri toplayan Rush, iki ileri bir geri ve kafası karışık sanatçı Giacometti rolünde hayranlık uyandırıyor.
Eleştirinin tamamı için: Arka Pencere
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Giacometti’yi büyük bir ustalıkla perdeye taşıyan Geoffrey Rush’ın ışıltılı bir performans ortaya koyduğu ‘Son Portre’de Amerikalı yazar James Lord’u da son dönemin yükselen ismi Armie Hammer canlandırmış.Tucci, vakti zamanında Jean-Paul Sartre ve Jean Genet’nin ‘Varoluşçu sanatçı’olarak nitelendirdiği Giacometti’yi sinema yoluyla hatırlatarak bence işlevsel de bir işe imza atmış. Öte yandan ayrı zamanlarda rastlasak da belki fark etmezdi ama ‘Manifesto’nun üzerine böylesi bir filmi izlemek daha bir keyif veriyor kanaatindeyim.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
Filmdeki Giacometti, sanatıyla ilgili kararsız, doyumsuz, şüpheci, kafası karışık bir adam. Yaptığı işi beğenmiyor. Öfkeyle eserlerini yırtıyor, yakıyor; saatlerce süren emeğini fırça darbeleriyle yok edebiliyor. Her eserinin bir noktadan sonra onun için bir kısırdöngü haline geldiği, bitirmekle bitirememek arasında bir yerde kaldığı hissediliyor. Sanatının büyüklüğü de belki buradan geliyor... Açıkçası “Son Portre”den sonra Giacometti’nin eserlerine yeni bir gözle bakmak mümkün. Geoffrey Rush’ın mükemmel bir Giacometti yorumuyla karşımıza geldiği filmde Armie Hammer ve sanatçının kardeşi Diego’da Tony Shalhaub da başarılı performanslar çıkarıyorlar. Tucci’nin, sadece oyuncu yönetimiyle değil, hareketli kamera kullanımı ve kadraj düzenlemelerindeki özeniyle de öne çıkan bir yönetmenlik sergilediğini belirtelim. Özellikle kadrajlar, bir sanatçı filmine yakışır güzellikte... Sözgelimi, atölyede Giacometti, Giacometti’nin heykelleri ve Lord’u bir arada gösteren genel planlar filmin duygusunu çok iyi yansıtıyor.
Milliyet
Az mekanda geçen filmin sırtını yasladığı alanların başında ünlü karakter oyuncusu Geoffrey Rush’ın Giacometti rolündeki performansı geliyor. Armie Hammer’ın canlandırdığı Lord’un gözlemci konumuna tezatla alabildiğine “yüksek bir tondan” canlandırdığı Giacometti, filmin belkemiğini oluşturuyor. Dönemin Paris’inin sanat alanındaki hareketliliğini de gözler önüne seren film, sanatçı ve yaratım sancıları konusuna en özgün halkayı katmıyor. Ancak iyi zaman geçirmeyi sağlayan, oyunculuklarından diyaloglarına işleyen, komedi yönü ağır basan bir film ve bu meziyetleriyle ilgiyi hak ediyor.
Arka Pencere
Gelelim filmi neden izleyelim sorunuzun cevabına... Yanıt tabiki Geofrrey Rush. Canlandırdığı karakterleri fiziksel görüntü ve jestleriyle giymesinin yanında zaafları yansıtmadaki başarısıyla da isim yapan Oscar'lı aktör, Giacometti'nin tüm karanlık dehlizlerine hakim. Son olarak "Deha" (Genius) dizisindeki kusursuz Einstein performansı ile takdirleri toplayan Rush, iki ileri bir geri ve kafası karışık sanatçı Giacometti rolünde hayranlık uyandırıyor.
Hurriyet
Giacometti’yi büyük bir ustalıkla perdeye taşıyan Geoffrey Rush’ın ışıltılı bir performans ortaya koyduğu ‘Son Portre’de Amerikalı yazar James Lord’u da son dönemin yükselen ismi Armie Hammer canlandırmış.Tucci, vakti zamanında Jean-Paul Sartre ve Jean Genet’nin ‘Varoluşçu sanatçı’olarak nitelendirdiği Giacometti’yi sinema yoluyla hatırlatarak bence işlevsel de bir işe imza atmış. Öte yandan ayrı zamanlarda rastlasak da belki fark etmezdi ama ‘Manifesto’nun üzerine böylesi bir filmi izlemek daha bir keyif veriyor kanaatindeyim.