Kana doyuran bir korku!
Yazar: Burçin AygünTürk korku sinemasının cinler ile olan serüveni tam gaz devam ediyor. Son 10 yıllık sürecin bitmek
bilmeyen cinli Türk dehşet filmleri vagonuna bu sefer de bir devam filmi olan Siccin 2 katılıyor. Geçtiğimiz yılın sonbaharında bizlere merhaba diyen ve beklentilerin ziyadesiyle karşılandığı Siccin
filminin “hikayesi bağımsız olmak üzere devam filmi” niteliği taşıyan yeni bölümü de, ilk kısmı kadar da
sağlam.
Türk sinemasının para havuzu olarak görülen ve komedi türü ile birlikte yerli pazarın yarış sahası haline
gelen korku camiası yeni Siccin ile birlikte güçleniyor mu, yoksa bir başka gişe zorlaması olarak mı arz-ı
endam eyliyor?
Şahan Gökbakar’ın Türkiye’ye “mâl olmasına” destek olan Alper Mestçi’nin yönetmenliğini yaptığı ve
ismin özellikle de teknik anlamdaki yetkinliğini konuşturduğu Siccin 2, her şeyden önce gerçek manası ile
sert bir film. Vizyona giren diğer yerli korkuların aksine şiddet, kan ve vahşet konusunda bir hayli bonkör
olan yapım, hem özel efektleri hem de makyajları konusunda neredeyse A kalite bir işçiliğe sahip. Hatta o
kadar ki, filmin açılış sekansında yer alan asitli abdest sekansında midenizin ağzınıza gelmesi bir hayli
olası.
İlk kısmın özeti niteliği taşıyan görüntüler eşliğinde başlayan yapım, birinci filmden bağıntısız hikayesiyle
seyircisini tavlamaya çalışıyor. Aynen Siccin’de olduğu gibi sürprizli bir finalle, bir başka deyişle son ana
kadar kafalarda soru işaretleri ile kendini sarmalayan hikayesiyle dikkat çeken çalışma, kartlarını da
doğru oynuyor. Bundaki en büyük etmen ise bekleneceği gibi yönetmen Alper Mestçi’nin vizyonu.
Genç bir karı koca, Hicran (Şeyda Terzioğlu) ile Adnan (Bulut Akkale)’nin bol acılı ve korku dolu
hikayesine tanıklık ettiğimiz yapımda, bir kez daha (pek şaşırmıyoruz) bir tür intikam ve kıskançlık teması
işleniyor. Cinlerin tuzağı ile hayatını kaybeden küçük Birol’un gidişiyle adeta aklını kaçıran Adnan, vefat
sonrasında başına sürekli garip olaylar gelen ve “iyi saatte olsunlara karıştı karışacak” Hicran ile yola
devam ettiğimiz serüvende yolumuz bilinmezlerden geçiyor. Acılı anne sürekli olarak bilinmeyen
varlıkların tacizlerine maruz kalırken, Adnan ise her şeyin sorumlusunu karısı olarak görüyor. Hikayemiz
Hicran’ın annesi ve babaannesine uzanıyor, eski defterlerin açılmasına, 41 Dikiş adlı mel’ûn bir kara
büyünün etkilediği niceleri gösteriyor.
Alper Mestçi, aynen Siccin de olduğu gibi oldukça cesur davranıyor. Hem İslami korku türüne yaraşır bir
iş çıkartmış, hem de atmosfer yaratmadaki becerisini (karlar içindeki rüya sekansı!) güçlendirmiş. Belki
işin melodram kısmına fazla bel bağlamış ama gişede başarı için bazı şeyleri göze almanın gerektiğinin de
bilincinde hareket etmiş. Ortaya da ilginç bir Türk korku projesi çıkmış.
Yaşlı babaanne rolündeki Reyhan İlhan'ın da yeteneğinin de gözlerden kaçmadığı Siccin 2, körebe
kurbanlığı, dolaptaki dev, karlı rüya, dil dikişi ve daha pek çok şaşırtıcı ve şok edici bölümle haftanın
iddialı yapımlarından.
Korku filmlerini sevenler, özellikle de “gore benim işim” diyenler için biçilmiş kaftan olan Siccin 2, bazen
fazla kaçan dramatik sosu ve müzikleri, abartılı olabilen performanslarına rağmen izlenmeyi hak ediyor.
burcinaygun@gmail.com