Hesabım
    Vahşet Geçidi
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Vahşet Geçidi

    Vasat altı bir korku...

    Yazar: Burçin Aygün

    Korku sineması güçlü ve pek tabii “keşke olmasaydı” denilen örnekler ile yoluna tam gaz devam ediyor. Bu hafta vizyon şansı bulan Vahşet Geçidi adlı ilgi çekici yapım ise bu iki yolun tam ortasında konuçlanıyor, korkutmayı başarsa da sırtını yasladığı gizem ve klişe sürprizi ile hafif bir olmamışlık hissi yaşatıyor. Son dönemde moda haline gelmeye başlayan sosyal medya viralleri veya bu mecralarda popüler olmuş çeşitli hikayelerin sinema ile buluşmasının bir sonucu olan Vahşet Geçidi her şeye rağmen ilgi çekici hikayesiyle şaşırtmayı da başarıyor.

    YouTube adlı sosyal medya devinin son zamanlarda en çok izlenen “gizemli korku içeriği” olarak hatırlanan ve kulaktan kulağa yayılan gizleri ile dikkatleri çeken Lemon Tree Passage, bir başka deyiş ile Lemon Tree Geçidi bu filmin merkezine oturuyor. Videonun iddiası, onlarca yıldır benzerlerine defalarca rastladığımız “belli bir bölgeye dadanmış hayalet” üzerine kurulu. Kötü talihi yüzünden bu aktif trafik yolunda hayatını kaybeden bir adam ve ruhunun yolcuları uyarması gibi ürkütücü bir temaya sahip video, Vahşet Geçidi filminde ise “şaşırtalım” denilerek farklı bir şekilde yorumlanmış.

    Avustralya’ya tatile gelen yakın arkadaşlar, bölge halkından iki genç adamla tanışır, birlikte eğlenir ve sıkı dostlar haline gelirler. Bu iyi niyetli dostluk ilişkisinin meyvesi ise hiç beklenmedik bir forma bürünür. Avustralyalı iki genç, grup ile paylaştıkları korku hikayelerinde Lemon Tree Geçidi efsanesinden bahseder, tüm ekip kısa bir süre sonra kendini bu yolda buluverir. Söylentiler tamamıyla gerçektir ve iyi niyetli hayalet kendini göstererek, hız yapan genç arkadaş grubuna uyarıda bulunur. Peki işin aslı gerçekten böyle midir, yoksa bu yerel söylentinin ardında çok daha korkutucu ve trajedik bir sır mı yatmaktadır?

    Başrolde performansı ile ziyadesiyle tatmin eden, yaşadığı korku ve şaşkınlığı rahatlıkla seyirciye aktarabilen Maya rolündeki Jessica Tovey ve Avustralyalı ikilinin zıpırı Oscar’ı canlandıran Andrew Ryan ekibin yükünü, senaryo izin verdiğince, taşıyor. Oscar karakteri sinirleri zıplatabilecek cinslikte olsa da, grubun diğer üyelerinin “şirinlikleri” sayesinde izleyicinin karakterlere olan ilgisi dengelenmiş oluyor.

    Yapımın en büyük artısı atmosferi. Issız bir yol, ne olduğuna dair hiçbir fikri olmayan gençler, aklınızda beliren nice olasılık ve taze yönetmen David Campbell’in alamet-i farikası “düş sekansları” tek başına bile filmi olan ilginizi taze tutmaya yetiyor. Kurgu akıp giderken karakterler peşlerindeki ölüm olgusundan kaçmaya çalışıyor, soru işaretleri büyüdükçe büyüyor, sabırsız sinema izleyicisi için eksi hanesi genişliyor. Bir başka deyişle, hikayenin sırrını son ana kadar pek de ipucu vermeyerek saklayan film, bir süre sonra can sıkabiliyor.

    En büyük eksisi “mantıksızlık” olan Vahşet Geçidi, kafalardaki soru işaretlerini son dakikalarda silse de, “peki neden tüm karakterlerin başına bu işler geldi?” sorusuna bir türlü yanıt veremiyor. Bu da senaryonun kolayı tercih etmesinden kaynaklanıyor.

    Korkudan tir tir titretmeyecek olsa da, Lemon Tree Geçidi’nin gizlerine farklı bir yorum getiren proje, korku ve gerilim türünün hayranlarını eğlendirebilecek ve hoş vakit vaat eden bir film.

    burcinaygun@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top