...
20. Yüzyıl Kadınları isimli filmde üç farklı yaş grubundaki kadının bu yüzyıldaki farklı evreleri nasıl yaşadıkları ele alınıyor. Baş roldeki Dorothea, 1924’de doğmuş, kasvetli zamanlarda büyümüş; 16 yaşında savaş patlat vermiş ve savaş pilotu olarak yetişmiştir. Çalıştığı şirkette ilk kadın çalışan olmuş, kocasının evi terk etmesi ile oğlu Jamie ile baş başa kalmıştır... Çocuğunu konuşturmayan ve aşırı korumacı bir tavrı vardır. Bu fedakar tavrı, dışarıya karşı da böyledir. Arabasında çıkan yangını söndüren itfaiye görevlilerini bile eve yemeğe davet eder...
Oğlu büyüdükçe zorlanmaya başlayan Dorothea, evinde yaşayan Abbie ve oğlundan biraz büyük olan Julie’den yardım ister. Julie’nin tepkisi ise oldukça manidardır:
“Bir erkeği yetiştirmek için bir adama ihtiyacın yok mu?”
Evde kiracı olan diğer kişi ise bir erkektir: William... William’ın babası tamirhane yöneticisidir. O da babası gibi araba tamirini öğrenmiş, koleje gitmek istemiş ancak buna maddi imkanları el vermemiş. 63’de zeki, cesur ve zengin olan Theresa ile evlenmiş. Aşık çift bir komüne yerleşmiş. William eşini kaybetmemek için hiç olmadığı bir kimliğe bürünmüş. Muhtemelen babasından yeterince beslenememiş William kadınlarla ne yapacağını bilmemektedir.
“Elimi küçük pencereden içeriye soktum, parmağımı sıktı ve ona hayatın çok büyük olduğunu söyledim... ve bilinmez. Ona hayvanların, gökyüzünün, müziğin, filmlerin olduğunu... Kendi çocukların olduğunda, aşkı, tutkuyu, hayatın anlamını, onun annesi babası olduğunda anlarsın.”
Tüm bu ortamın içerisinde ergenliğe adım atmış Jamie, babasını sadece noelde ve doğum gününde görmektedir... Kendinden iki yaş büyük olan en yakın arkadaşı olan Julie’ye ilgisi vardır. Öte yandan annesini izleyerek ona soru önemli sorular sorar:
- Anne mutlu olduğunu düşünüyor musun?
- Bak, mutlu olup olmadığını merak ediyorsan kısa yoldan depresyona giriyorsundur.
Dorothea’nın 1964’de anne olduğu dönem, insanlığın ilk defa her şeyin daha fazlasına sahip olduğu dönemdir; güzel ev, arabalar, kaos, karışıklık, uyuşturucular, bilgisayarlar ve sıkıntı... Soğuk savaşın tırmandığı bir dönem...
Jamie’nin arkadaşı Julie’nin annesi terapisttir. Boşandıktan sonra kızı olan bir adamla evlenmiş ve Julie üvey kardeşi ile yaşamak durumunda kalmış. Kendini, kendinden yıkıcı olarak tanımlayan Julie, annesinin grup terapilerine zorla katılmış...
Filmin son kahramanı 1955’li Abbie... Sanatçı olmak için New York’a taşınır. Öğretmenine aşık olur. Daha sonra kanser olduğunu öğrenince arkadaşları onun pek ilgilenmez. Annesine gider. Annesinin kendinden önce iki düşüğü olduğunu öğrenir. Annesinin o dönemde kullandığı ilaçların kızında rahim kanserine yol açabileceğini öğrendiğinde kızını görmek ona ağır gelmeye başlar. Bu durum karşısında Abbie sakince yaşayabileceği bir yere taşınır...
Yazının tamamı TuvaletKağıdınaNotlar blogspot com'da...