Yaparım, bilirsin!
Yazar: Burçin AygünSinema perdesinde nicesine tanık olduğumuz başarı hikayeleri, mucizevi kurtuluşlar ve benzerlerine bir yenisi daha katıldı; Kartal Eddie! Neredeyse her birimizin hayatında tecrübe ettiği "imkansızı başarmak" koşuşturmacasının bir örneği olan hikaye, tamamı gerçek bir karakter ve yaşadıklarından uyarlanmış. Hayallerin peşinden koşmanın ötesinde, biraz inat, bolca inanç ve çaba ile neler başarabilineceğini ya da başarılamasa da kitleleri nasıl etkileyebileceğimize harikulade bir örnek teşkil etmiş. Bir başka deyişle, Kartal Eddie filmi alıştığımız başarı hikayelerinden biri değil de, örneğine pek denk gelemeyeceğimiz bir yolculuğun anlatısı.
İngiliz spor tarihine adını gerçek anlamda altın harflerle yazdırmayı başaran Eddie Edwards'ın sıradışı hayatını anlatan Kartal Eddie biyografik öğeler taşıyan, komedisi bol, sıcak mı sıcak bir çalışma. Dexter Fletcher'ın yönettiği projenin oyuncu kadrosunda ise iki önemli isim var. Bir tanesi Eddie'yi canlandıran ve Kingsman: The Secret Service ile dikkatleri çeken Taron Egerton. Sakar, iyi niyetli, hayalperest, inatçı, kararlı bir tipi neredeyse kusursuza yakın bir şekilde resmetmeyi başaran genç oyuncu, filmin akışını tek başına sırtlıyor, abartıya kaçmadan kusursuz bir oyunculuk örneği sunuyor.
İngiliz ve Amerikan ortak yapımı olan filmi bir bakıma öne çıkartması için seçildiği belli olan ve filmin en önemli ikinci kahramanına, Bronson Peary'e can veren Hugh Jackman ise Egerton'ın en büyük destekçisi. Kendisinden bekleneni fazlasıyla veren Jackman, belki ortaya ağızları açık bıraktıracak bir performans çıkartmıyor ancak gereğini yerini getiriyor. Spor dünyasının yüz karası olarak tanınan, "başarılı" profesyonel yaşantısını ardında bırakmış olan koç Bronson, hem Eddie'nin kendine özgü orijinaliklerini dengeliyor, hem de seyir keyfini enteresan çıkışları ile katlıyor.
Filmin konusu kulağa sıradan gelen ancak içeriği itibariyle pek de öyle olmayan detaylar içeriyor. Çocukluğundan beri Olimpiyatlara katılma hayali kuran, fiziksel özelliklerine aldırış etmeden, küçük yaşlardan başlayarak kendince çabalayan Eddie'nin hem garip, hem ümit dolu serüveni var karşımızda. Orta direk bir İngiliz ailenin çocuğu olan karakter etine buduna bakmadan "inanarak" bu yola baş koyuyor, hep ezilen, küçük görülen ve "dışarıda bırakılan" bir insan olarak büyüyor. Yaşı ilerledikçe hayallerinden sapan Eddie hafiften hedef küçültüyor ve bu sefer de Kış Olimpiyatları'nda sertbest atlama rekoru kıracağını düşünüyor. Çabalıyor, inat ediyor ve beklenmedik bir başarı hikayesine imzasını atıyor.
1988 senesinde İngiltere'de bir hayli konuşulan bir isim olmayı başaran Eddie Edwards aslında muazzam kazanımlara sahip olamamış bir sporcu. Harikalar yaratamıyor, mucizeyi gerçeğe çeviremiyor ancak alıştığımız "başarı hikayelerinin" dışına çıkarak "çabala" diyor.
Usta oyuncu Christopher Walken'ın da fazla yer yaplamayan lakin önemli bir rolde karşımıza çıktığı Kartal Eddie, sıradan bir kendini iyi hisset filmi olmanın ötesinde, izleyicisine gerçekten de ilham veren, motive etmeyi başaran sağlam bir film. Hem güleyim, hem de gerçek bir yaşam hikayesine birinci elden tanık olayım diyorsanız sinema salonları sizleri bekliyor.
burcinaygun@gmail.com