The Founder, fragmanı ilk çıktığı günden beri merakla beklediğim bir filmdi. Çünkü konusu oldukça ilginç gözüküyordu ve filmin başrolünde Michael Keaton vardı. Keaton'ın başrollerinde olduğu Birdman ve Spotlight art arda En İyi Film Oscar'ını aldığı için bu filmin de bütün Oscar'ları süpüreceğini düşünmüştüm. Madem kimse bu film hakkında konuşmuyor, ben de filmi izlemeye karar verdim.
Filmin konusu şöyle: "1954 yılında satıcılıkla uğraşan Ray Kroc, zor zamanlar geçiriyordur ve işi batmak üzeredir. Ama bir gün McDonald's adındaki fast-food lokantasını görünce büyülenir ve buranın kurucuları Dick ve Mac kardeşlerle tanışmaya karar verir. Ray, bu kardeşlerin hayat öykülerini dinledikten sonra McDonald's'ı Amerika'nın her yerine yaymak ister ve buraya ortak olur. Ve Ray'in planları Dick ile Mac kardeşlere uymadığı zaman, Ray onlara karşı savaş açar ve bütün her şeyi kendisi yürütmeye çalışır."
The Founder'ın başarılı ve başarısız yanları var. İlk önce iyilerden başlayalım. Michael Keaton, her zamanki gibi müthiş bir performans sergilemiş. Ama bence filmin asıl yıldızları, Dick ile Mac kardeşleri canlandıran Nick Offerman ve John Carroll Lynch'di. Offerman ve Lynch'in bulunduğu bir sürü film izledim ama bu filmde onları resmen tanıyamadım, inanılmazlardı doğrusu.
Beni film hakkında en çok ilgimi çeken şey konusuydu ve film bu hikayesini başarıyla anlatmayı başarmış. Bir fast-food zincirinin arkasında nelerin döndüğünü görüyorsunuz. Film o tonu çok iyi yakalamış. Aynı zamanda kostümler, arabalar, kısacası filmdeki her şey 1950'li yıllarda geçiyormuş gibi hissettirmiş.
Şimdi, eğer sırf bu yönleriyle nitelikli bir film arıyorsanız, The Founder'ı izlerken iyi vakit geçireceksiniz. Fakat üzülerek belirtiyorum ki, filmi izlerken büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Film kesinlikle kötü değil ama böyle bir potansiyelle ortaya çıkan sonuç çok daha iyi olmalıydı.
Filmin en büyük sorunu, ana karakter Ray Kroc'un motivasyonuydu. Kroc'un motivasyonu belirsiz. Karakteri filmin başında neyse, sonunda da o. Hiçbir değişime uğramıyor. Her ne kadar filmin merkezinde Kroc olsa da, onun karakteri hiç de umurumda olmadı. Hep Dick ile Mac kardeşlerin tarafını tuttum. Ama onların karakterleri de fazla arka plandaydı.
Ayrıca, filmin finali beklediğim duygusal yumruğu veremedi. Film başladığı gibi devam etti ve öylesine bitti. Bu yüzden filmin finalinin tatmin edici olduğunu söyleyemem.
Bu arada film büyük hikaye anlatım sorunları yaşıyor. Flashbacklerin yanı sıra birden fazla sahne çok gereksiz hissettiriyor. Bu sahnelerin de çoğu Kroc ile ilgili ve o karakterin de motivasyonları tam açık olmadığından bu sahneler hiçbir işe yaramıyor.
Bu arada geçenlerde ilginç bir hikaye duydum; Matthew McConaughey'in Gold filmiyle bu filmi aynı anda vizyona sokan Weinstein şirketini dava etmişler çünkü bu iki film de gişede batmış. Bu iki film bunu tam olarak hak etmiyordu ama bu iki filmin de yetersiz olduğunu belirtmeliyim. Zaten The Founder ve Gold'un hikayeleri arasında çok benzerlik var. Sadece Gold, daha enerjik ilerliyor ve sondaki ters köşesiyle seyirciyi şaşırtıyor, The Founder ise bu konuda hiçbir ilerleme kat etmiyor. Sadece hikayesi ilginç, o kadar.
The Founder, vizyona girdiği zaman koşa koşa izleyeceğiniz türden bir film değil. Oyunculukları ve konsepti başarılı ama filmin kendisini tekrarladığı bir sürü sahnesi var ve finali de seyirciye beklenilen etkiyi vermiyor. Vizyondaki filmlerden kaçıp ilginç bir alternatif arayanlara tavsiye edebilirim. Bundan sadece bir tık daha iyi bir film arıyorsanız, Gold'u izleyin. İyi seyirler.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Michael Keaton, Nick Offerman ve John Carroll Lynch.
+ Konsept.
+ Dekorlar ve mekanların o zamanın havasını yansıtması.
+ Fast-food sektörünün arka planını göstermesi.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Birden fazla gereksiz sahne ve ağırlaşan tempo.
- Seyirciye istediği finali verememesi.
- Ray Kroc'un eksik motivasyonu.
TOPLAM PUAN: 6/10