Senaryosunu, 1979 tarihli aynı isimli filmin "yeniden çekimi (remake)" amacıyla Theodore Melfi'nin yazdığı ve Zach Braff'ın da yönetmen koltuğunda oturduğu “Going In Style”; neşeli bir soygun komedisi olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 25 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek brüt 84.9 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşmış olan; Michael Caine, Alan Arkin, Morgan Freeman, Ann-Margret ve Christopher Lloyd gibi Hollywood sinemasının yaşlı yıldızları ile Matt Dillon'ın renklendirdikleri bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Williamsburg Tasarruf Bankası'na (WSB) giriş yapan Joe Harding'e (Michael Caine) resepsiyondaki görevli memur; müşteri temsilcilerinin kendisine ulaşacakları titreşimli bir çağrı cihazını vererek, oturup beklemesini söyler...
Çok geçmez...
Yeterli tutarda geliri olmayan hemşire yardımcısı kızı ile on dört yaşındaki orta okul öğrencisi torunu da kendi evine taşınmış olan Joe, elindeki sarı tebligat zarfıyla soluğu; faizlerinin yükselmesi ve Wechsler Steel (Çelik) Şirketinin emekli maaşını yatırmaması sebebiyle artık ödeyemediği mortgage kredisini, vakti zamanında ballandıra ballandıra anlatarak kendisine pazarlamış olan Chuck Lofton'ın (Josh Pais) karşısında alır...
Tam da pis pis sırıtmakta olan Lofton, "Şanslısınız ki, kırmızı değil sarı tebligat almışsınız" diyerek Joe'yu sakinleştirmeye çalışırken; elleri silahlı ve suratları maskeli üç soyguncu, 1.6 milyon doları çantalarına doldurarak kaçacakları bankayı basarlar...
Kendisine yakın ilgi gösteren soyguncuların liderinin (John Ortiz) boynundaki Moğol savaşçısı dövmesini anında fark eden Joe; bu kritik önemdeki bilgiyi, önce FBI ajanı Arlen Hamer (Matt Dillon) sonrasında da kızı Rachel Harding (Maria Dizzia) ve torunu Brooklyn Harding (Joey King) ile de paylaşır...
***
Derken...
Wechsler Steel'den emekli olan mavi yakalı üretim işçileri Joe Harding, Willie Davis (Morgan Freeman) ve Albert "Al" Garner (Alan Arkin), mevcut çalışanları ile diğer emeklilerine yönelik olarak; fabrikanın bahçesinde düzenlenen bilgilendirme toplantısında üst düzey yöneticilerden Donald Lewis (Jeremy Bobb), artan maliyetler nedeniyle yeni bir uluslararası birleşme de gerçekleştiren şirketin faaliyetlerini, Amerika'dan Vietnam'a kaydırmak zorunda kaldığını ifade etmektedir...
Ki, otuz gün içinde ülkeden tamamen çekilecek olan şirket; tüm emeklilik fonlarını da iptal etmiştir...
***
Akşam yemeğini, aynı evde yaşayan sokağın karşısındaki komşuları da olan Albert ve Willie ile beraber yiyen Joe, dostlarına iyi akşamlar dileyerek en fazla yirmi beş otuz adım atarak kendi evine doğru yöneldiğinde; posta kutusundaki, Lofton'ın sözünü ettiği kırmızı tebligat zarfının da bankadan gönderilmiş olduğunu görür...
Yani emeklilik maaşından sonra Joe, şimdi de evini kaybetmek üzeredir...
***
Ertesi gün...
Düzenli olarak diyalize bağlanmakta olan William'a Dr. Helton (Seth Barrish), diyalizin pek işe yaramadığını ve mutlaka böbrek nakli yapılması gerekliliğinden söz eder...
Ancak gerek yaşının ilerlemiş olması ve gerekse de sigortasının yetersizliği yüzünden William, böbrek bağışlanacaklar listesinin son sıralarında yer almaktadır...
Eğer William, illa da kendisini hayat da tutacak yeni bir böbrek istiyorsa; kızı Maya (Gillian Glasco), arkadaşları veya uygun olabilecek diğer uygun donörler ile bizzat kendisi iletişimde olmalıdır...
Hem de, olabildiğince kısa bir süre içinde...
***
Aşkla bağlı olduğu Annie Bronkowski'nin (Ann-Margret), umutsuz vaka olan torunu Ezra'ya (Jeremy Shinder) saksafon dersi vermeye çalışan Albert'ın durumuysa bambaşkadır...
***
Neyse...
Milton Kupchak (Christopher Lloyd) gibi semtin öteki yaşlılarının da takılmakta oldukları mekanda, William'ın doğum gününün kutlandığı bir gecede Joe, her iki arkadaşına da; aynen kendisinin de deneyimlediğine benzer bir şekilde, beraberce bir bankayı soymayı önerir...
Yoksa otuz gün sonra evi, WS Bankasınca elinden alınacak olan Joe; kızı ve torunuyla birlikte sokağın ortasında, tek başlarına öylesine "dımdızlak" kalacaklardır...
***
Bütün geceyi Joe'nun banka soygunu önerisini düşünmekle geçiren William, dayanamaz ve Joe'ya telefon açar...
Evet...
Kendisi de, daha iyi bir hayat yaşamayı düşlemektedir ve tek şartı da soyacakları bankadan; emeklilik fonlarındaki miktar kadar olan paradan fazlasına el uzatmamalardır...
Fakat ömrünün kalan kısmını hapiste geçirmek istemeyen Albert henüz ikna edilememiştir...
***
O gecenin sabahı...
Albert'ı kendilerini getirdiği otomobilinin içinde bırakarak, Annie'nin çalıştığı Value Town isimli markete girerek gizlice canlarının çektiği ürünleri çalmaya çalışan Joe ile William; Cindy (Precious Sipin) ve diğer erkek güvenlik görevlisince (Jojo Gonzalez), kaçmaya yeltenirlerken yakalanarak market müdürü Keith Schonfeld'in (Kenan Thompson) karşısına çıkartılırlar...
Yaşlarına hürmeten olaya polisi karıştırmayan müdür, Joe ile William'ı serbest bırakırken Albert'da; bir marketi soyma becerisini bile gösteremeyen dostlarına, bir bankayı nasıl soyabilecekleri alaycı sitemini de yöneltmektedir...
Albert'ın eleştirisini haklı bulan ve yanına William'ı da alan Joe, profesyonel bir destek almaları gerektiğine karar vererek; bitkilerden imal edilmiş doğal ilaçlar satan, kızı Rachel'ın boşanmış olduğu eski kocası Peter Murphy'nin (Peter Serafinowicz) dükkanının yolunu tutar...
Dakika 38...
Vizyona girdiği yıl, sinema salonunda seyretme fırsatını bulduğumuz filmin geride kalanında sizleri; sıkılmadan izleyeceğinizi umduğumuz, 58 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Yeter ki, çok da büyük beklentilere girmeyin...
Keyifli seyirler,