Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Hoş, filmdeki bilim insanını (karakterin ismi Will Foster) Keanu Reeves canlandırıyor ve başrol oyuncusu itibariyle kimi kadrajlar aktörün eski bilim kurgularını, ‘Johnny Mnemonic’ ve ‘The Matrix’ serisini hatırlatıyor. Lakin bu durum sadece görüntü boyutunda kalıyor; çünkü film daha ötesini gerçekleştirmekten uzak. Öncelikle senaryo son derece çalakalem ve yüzeysel yazılmış. Hal böyle olunca da hikâyedeki entrikaya ve tartışmaya açılan etik meselelerin nereye varacağına dair bir heyecan (ya da merak) duyamıyorsunuz.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Filmin çıkış noktası bile en azından irkiltici. Öyle bir adam o tür bir kaza yapar mı, yaparsa herkes ölür de o nasıl hayatta kalır gibi soruları sormak abes. Gerisi, yani o sözüm ona bilimsel gelişmeler de hiç inandırıcı değil. İlk çabalar konuşan, ama tümüyle mekanik çirkin robotlara yol açarken, iş aileye gelince nasıl hepsinin tıpatıp canlanması gerçekleşiyor, anlamak mümkün değil. Benzer biçimde, baskı altında büyük bir aceleyle yapılan son derece zor ameliyatlar da göze batıyor. Sonuç olarak bu çocuksu, ilkel ve yüzeysel bir filme yol açıyor. Nerede fantastik sinemanın başarılmış filmleriyle bizi uçurduğu o hayal alemlerinin cazibesi... Belki çok genç ve deneyimsiz bir kitleyi çekebilir.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Hurriyet
Hoş, filmdeki bilim insanını (karakterin ismi Will Foster) Keanu Reeves canlandırıyor ve başrol oyuncusu itibariyle kimi kadrajlar aktörün eski bilim kurgularını, ‘Johnny Mnemonic’ ve ‘The Matrix’ serisini hatırlatıyor. Lakin bu durum sadece görüntü boyutunda kalıyor; çünkü film daha ötesini gerçekleştirmekten uzak. Öncelikle senaryo son derece çalakalem ve yüzeysel yazılmış. Hal böyle olunca da hikâyedeki entrikaya ve tartışmaya açılan etik meselelerin nereye varacağına dair bir heyecan (ya da merak) duyamıyorsunuz.
T24
Filmin çıkış noktası bile en azından irkiltici. Öyle bir adam o tür bir kaza yapar mı, yaparsa herkes ölür de o nasıl hayatta kalır gibi soruları sormak abes. Gerisi, yani o sözüm ona bilimsel gelişmeler de hiç inandırıcı değil. İlk çabalar konuşan, ama tümüyle mekanik çirkin robotlara yol açarken, iş aileye gelince nasıl hepsinin tıpatıp canlanması gerçekleşiyor, anlamak mümkün değil. Benzer biçimde, baskı altında büyük bir aceleyle yapılan son derece zor ameliyatlar da göze batıyor. Sonuç olarak bu çocuksu, ilkel ve yüzeysel bir filme yol açıyor. Nerede fantastik sinemanın başarılmış filmleriyle bizi uçurduğu o hayal alemlerinin cazibesi... Belki çok genç ve deneyimsiz bir kitleyi çekebilir.