İstanbul'da yaşayan devrim, yoga eğitmenliği yapan bir genç kadındır. Bir gün bir terapi çalışmasına katılma fırsatı bulur. Çalışma travmatik dönemlerden geçen kuşakların göçten, çocuk ölümlerinden, cinayetten ve reddedilmekten nasıl etkilendikleri üzerinedir. Terapi sırasında Devrim, kendi köklerini de sorgulamaya başladığını fark eder. Kendini bir yere ait hissetmemesi ve yaşadığı yalnızlık aklına dedesini getirir. 1915'te Ermeni soykırımı sırasında evlatlık edinilmiş olan Ermeni büyük dedesi Yusuf, kimsesizler mezarlığına bilinmeyen bir yere gömülmüştür. İçindeki Ermeni köklerine daha önce hiç eğilmediğini fark eden Devrim, yaşadığı aidiyet boşluğunu doldurmak için onu bulmaya karar verir.