Gerilmesine geriliyoruz..
Yazar: Misafir KoltuğuKabul edelim. Bir süre daha Türk korku ve gerilim sineması belli bir eksenin içerisinden çıkamayacak. Kültürel korku öğelerini kullanmak, hem seyirciye daha çabuk ulaşabilmek, hem de daha yetkin sayılabilecek bir tema üzerinde istenilen oynamaların yapılmasına olanak sağlayacak. Yurtdışında da belli dönemlerde aynı örnek üzerinden ilerleyen tür filmleri furyası, kısacası ülkemiz sineması içinde kendine bir başka yuva bulmuş olacak. Bu durumda önemli olan ise ortaya çıkan işin, kullanılan malzemenin kalitesi, içeriğin özgünlüğü oluyor.
Hasan Karacadağ’ın en büyük ivmeyi sağladığı cin temalı korku ve gerilim filmleri bildiğiniz üzere son yılların en gözde yapımları arasında yer alıyor. Bunlardan bazıları çiğ örnekler olurken, bazıları da türün kurdu olmuş seyirciyi şaşırtacak orijinal içerikler taşıyor. Peki ya bu hafta vizyonda şansını deneyecek olan Ümmü Sıbyan: Zifir bu yolun tam olarak neresinde duruyor?
Yönetmen Efe Hızır’ın başında bulunduğu Ümmü Sıbyan: Zifir açıkçası ilginç bir çalışma olmuş. Alışılageldik korku öğelerinin sıkça kullanıldığı, buna rağmen şimdiye kadar pek tercih edilmemiş mekan ve hikaye akışının malzemeye iyice yedirildiği film bazıları için tam bir doyumluk olacak, bir kısım için ise özgünlükten uzak olarak nitelendirilecek.
Yıllar önce karşımıza çıkmış olan ve pek de iyi eleştiriler ile karşılanmayan Okul filminin (ki başarılı bir romandan uyarlanmıştı) bir benzeri gibi görünen Ümmü Sıbyan: Zifir farklı sularda dolanmayı tercih etmiş. Son yılların olmazsa olmazı cinler yerine intikamcı bir ruhu kullanmış; yıllar önce intihar etmiş bir öğrencinin kötücül ruhunu.
Okulun bitmesine yaklaşık 1 ay kala, gece vakti gizlice okullarına girerek eğlenmeyi planlayan bir grup arkadaşa dadanan ruh, sadece karakterleri değil izleyicisini de korkutmayı ziyadesiyle başarıyor. Bunda Efe Hızır’ın tercihi olan yoğun karanlık ve dar alanların büyük katkısı var. Gençler uyandırdıkları intikamcı ruhtan kaçarken biz de kendimizi garip bir karmaşanın ortasında buluyoruz. Bunun en büyük sebebi ise filmin bir bakıma türler karması olmaya çabalaması. Filmde yoğun olarak kullanılan erotizm her ne kadar hikayeye hizmet ediyor gibi gözükse de yer yer işin dozunu kaçırıyor. Yoğun kullanılan bass efektleri, yer yer abartıya kaçan oyunculuklar ve bazı görsel efektler de öyle...
Ümmü Sıbyan: Zifir özellikle de “karanlıkta mum” ve “beşik” sahneleriyle ciddi anlamda seyircisini geriyor. Kıssadan hisse, karşımızda izleyicisine istediğini verebilen ancak kimi yanlış tercihler sebebiyle oradan oraya atlayan bir Türk korku filmi duruyor.
Burçin Aygün