Çekmeköy Underground - Beyazperde.com eleştirisi : Yeni Türkiye'nin varoşlarında bir var olma çabası...

Daha önce Kapital-İstanbul belgeseliyle adından söz ettiren Aysim Türkmen’in ilk uzun metrajlı filmi Çekmeköy Underground, yer yer belgesel tadında bir film. Başrollerde sinemaseverlerin Zenne’den hatırlayacağı egzotik görünümlü Kerem Can’ın yer aldığı film, varoş-apaçi olarak tanımlanan gençliğin odağında yer aldığı ancak Yeni Türkiye – Eski Türkiye gerilimlerinin arka planda yeterince vurgulanmadığı bir atmosferde geçiyor.

Tabii burada yönetmenin bilinçli bir seçimi olup olmadığını kestiremiyoruz ancak yükselen “inşaat ya resulullah” nesli ve neoliberalizmin dinsel-kapital tahakkümünü kökleştirdiği günümüz İstanbul’unun kıyılarındaki sınıf savaşımı, daha ılımlı bir eleştirel tonda verilmiş. Yükselen Anadolu sermayesi, “dindar emlakçı” prototipiyle yarı-isyankar Küllü Harap Cemal’in hem düşlerini hem “manitasını” çalarken olağanüstü yetenekli bir oyuncu olarak gördüğüm Kerem Can’ın hapiste ezilen, hor görülen bir tipoloji için fazla “Beyaz Türk” görünümlü ve Küllü Harap karakteri açısından fazla temiz yüzlü kaçtığını ifade etmeden geçemeyeceğim.

Konuk oyunculardan Tülin Özen ise her türlü kaba girebilen muhteşem oyunculuk yeteneğini çok fazla bizlere sunabilecek bir zeminde yer almamasına rağmen o güzel mavi gözleri ve dar alandaki “yeni dindar sınıfından” endişeli yüz mimikleriyle iyi ki kadroda yer almış ancak keşke daha uzun bir rolde karşımıza çıksaydı dedirtti. Çekmeköy Underground, kentselleşme-gecekondu çelişkisini hiphopçu arabesk rapper gençlik üzerinden vermeyi denerken “Yeni Türkiye”nin karakteristik olgularından biri olan gecekonduların oluşum, sözde kentsel dönüşüm ve yerlerini lüks sitelere bırakma süreci ve politik arka planı gibi çetrefilli konulara çok değinme riskine girmeden ya da bu mevzulara ultra sembolik yaklaşımlarla değinen ancak Apaçi gençliğin yırtma çabaları ve yıkıcı toplumsal dönüşümü karakterler üzerinden verme çabası açısından dikkate değer bir yerli yapım.

Filmin çıkış noktası çok anlamlı ama bir bütün olarak ele aldığımızda yer yer ciddi inandırıcılık sorunları yaşayan, diyalogların ve oyunculukların ve argo kullanımının yapmacıklık riskine fazla girmesi ve siyasal arka planı fazla ihmal etmiş gibi hissettiren bir film Çekmeköy Underground. Ama yine de günümüz Türkiye’sinde eleştirel bakış açılarını sanat formunda icra etmenin zorluğunu yoksaymanın da imkanının olmadığını biliyoruz diye de notumuzu düşelim.