En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Hilal Özmekik
2 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
21 Kasım 2021 tarihinde eklendi
filmi jim and andy belgeselini gördüğümde izledim. Andy Kaufman ile bu kadar geç tanışmak istemezdim açıkcası. Kendisi çok orijinal bir adammış gerçekten. Filme gelirsek andy kaufmanı Jim Carrey'den başkası oynayamazdı diye düşünüyorum. Cuk oturmuş kendisi. Bazı haraketleri cidden Jim abimizi anımsattı bana zaten...kendisini oynamış bi yerde. Filmi izlemeden önce Andy Kaufman'ı iyice araştırmanızı öneririm daha sonrası için de Jim and Andy belgeselini izlerseniz güzel bir kombo yapmış olursunuz .
bu film Jim abimiz bir kez daha karakter oyuncusu nasıl olur öğretmiş oldu. Bu rolü oynamak için yıllar sonra ilk defa seçmelere girip kazanıyor. ve film bitene kadar da kaufman rölünden çıkmıyor. Hatta yönetmen jim carrey ile konuşmak istiyor ama bir türlü ulaşamıyor ve en sonunda kaufmana jim carrey ile bir akşam yemeği yemek istediğini ve bunu ona iletmesini söylüyor. Filmi izlemeden önce kaufmanın kim olduğunu araştırıp o şekilde izleyin derim. şimdiden iyi seyirler
Sıkıcı ve iticiydi. Beklediğim gibi değildi Hatta çoğu zaman sinir bozucuydu. Ancak Anlatılmak istenen komedyenin eğlendirmek değil eğlenmek istediği ise amacına ulaşmış bir film. Bana göre eğlenceli değil.
Eğlenceli bir film izledim. Jim Carrey filmi alıp götürmüş. Canladırdığı "Audy Kaufman" adlı kişiyi daha önceden hiç tanımıyordum. Bu film ile tanımış oldum. Jim Carrey, karakteri öyle bir oynamış ki Kaufman olmuş sanki. Kaufman'ın hayatını anlatan bir film diyemeyiz bu filme. Daha çok onu nasıl biri olduğunu, ünlü olduktan sonrasını, hayatından bir kesit alarak anlatan bir yapım. Filmin konusuna göz atacak olursak; Kaufman kafelerde küçük çaplı gösteriler yapmaktadır. Bir gösterisinden sonra George diye biriyle tanışır ve George onun menajeri olur. Onun farklı yerlerde sahneye çıkmasına yardım eder. Kaufman'ı herkes komedyen olarak görse de o kendini "şarkı ve dans adamı" olarak görür. Kaufman'ın değişik birtakım özellikleri vardır. Bunlardan biri kendinden başka bir karaktere bürünüp kendini farklı biri olarak tanıtmasıdır. Bu kişinin adı Tony Clifton'dur. Bu isimde birisi yoktur ama Kaufman bu isimde biri olduğunu seyirciye inandırır. O karakteri kullanarak bir kanal yapımcısından öcünü de alır. Bir gün bir tv yapımcısı Andy'nin oynadığı gösteriyi kanalında yayınlamadığı için Andy, Clifton karakterine dönüşerek o yapımcının stüdyosunu mahveder. Bunların yanında sahnede kadınlarla güreştiği de olur, ringe çıkıp güreş yaptığı da. Bunların hepsi şovun birer parçasıdır. Bir gün Andy kanser olduğunu öğrenir ve buna seyirciler inanmaz ama gerçekten de olmuştur. Bunun tedavisi için Filipinler'e gider. Hastalığı geçmeyen Andy kısa süre sonra hayatını kaybeder. Sonradan Tony Clifton'un sahneye çıktığı bir sahne gösterilir. Burada galiba Andy'nin ölmediğini göstermek istemiş yönetmen. Bunun nedeni, Andy'nin kardeşinin abisinin ölmediğini iddia etmiş olmasından kaynaklı olabilir. Film bu şekilde sonlanır. Audy Kaufman'ın ilginç bir karaktere sahip biri olduğunu öğrenmiş oldum bu film ile. Komedyenler arasında marjinal bir yere sahip birisi olduğu çok açık. Filmdeki kullanılan müzikler filmin yapısına uygundu. Genel olarak hızlı akışı olan bir filmdi. Filme verdiğim puan= 7,7
Jim Carrey'in ünlü komedyen Andy Kaufman'ı canlandırdığı Man On The Moon, izlediğim en garip biyografi filmlerinden birisi. Bunun en büyük nedeni de, Andy Kaufman'ın kendisinden ve espri anlayışından geliyor açıkçası (bunu filmi izleyince anlayacaksınız).
Man On The Moon, Andy Kaufman'ın ünlü olduğu zamanı ve öldüğü zaman içerisinde geçiyor. Bu süre içerisinde de Kaufman'ın garip espri anlayışına ve başka insanlarla olan ilişlilerini görüyoruz. Filmin bu kısmını izlemek hem eğlenceli olsa da bir o kadar da dramatik kısmı ağır basıyor doğrusu.
Bunun dışında oyunculuklara da bayıldım doğrusu. Özellikle de Jim Carrey'e. Bunu diyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama Jim Carrey, bu filmde kariyerinin en iyi performansını sergilemiş. Hatta bu filmde Carrey'den ziyade Kaufman'ı izlermiş gibi hissettim. Bu film, Carrey'in resmen ekrandan kaybolduğu nadir filmlerden. Sırf Jim Carrey'in oyunculuğu için izlenebilir bu film yani, ciddiyim.
Kısacası Man On The Moon, hızlı geçen, dramatik ama bir yandan da komik, izlemesi epey eğlenceli olan bir biyografi filmi. Özellikle de Jim Carrey'in performansıyla birlikte bu film zirveye çıkıyor. Göz atmanızı kesinlikle tavsiye ederim, pişman olmayacaksınız.
Önce filmin türünde komedi yazıyor ama pek komedi filmi değil,zira dram ve biyografi ağırlıklı.Filme gelirsek zaten bunu ya çok sevip,bayılırsınız veya hiç sevmezsiniz,açıkcası ben 2.türe giriyorum bilmiyorum ama bana sıkıcı geldi hani bir sürükleyiciliği yok bunda andy kaufmann ın hayatı ilgimi çekmiyor bunun da etkisi var belki tekrar izlersem daha farklı şeyler söylerim ama ilk izleyişimde çok beğendim diyemem ama genel yorumlar olumlu bu benim tabi şahsi görüşüm,siz kendiniz izleyin kararı verin...
Andy Kaufman. Hakkında bahsetmesi en zor adamlardan. Bu yüzden hayranlığımı o her zaman aklıma geldiğinde içime atıp, bazı sosyal mekanlarda konusu açıldığında konuşarak bunu ifade etmeyi tercih ediyorum. Jim Carrey harika. Gelmiş geçmiş en başarılı komedyenlerden(!?) biri.
70lerdeki dansçı şovmen Andy Kaufmanın hayatını anlatan bir film ...Kendisini döneminde ilginç bir kişilik olarak izledik ...Kendisi yaptığı şovlarda insanlara beklenmedik durumlar ortaya koyup insanların gerçek tepkilerini almak istiyor. Önceden hazırlanmış, kurgulanmış, yapay şeylerle seyirci önüne çıkmak istemiyor. Bu anlamda hazır text ve yapay kahkaha efektleriyle donatılmış sit-comlarda oynamak ona göre değil, istemiyor bu tür sit-comlarda oynamak ...Belki de O, hayatın kendisini, hayatın gerçeğini önümüze koydu ve sordu bizlere:- Nelere gülüyoruz, nelere gülmüyoruz? Gülünecek şeylere mi gülüyoruz, gülünmeyecek şeylere mi?- Güldüğümüz eğlendiğimiz zamanlarda hayatın acı gerçekleriyle karşılaşmak bizi komik duruma düşürür mü?
Andy Kaufman gibi bir komedyen(yada her neyse)tanımıyorum,heleki yabancı ve eski bir ünlüyse tanımam zor.Bundan dolayıdırki Kaufmanı film ilerledikçe tanımaya başladım,ve gerçektende anladım bu filmi sanki kaufman çekmiş,bütün olaylar onun gözünden anlatılmış...Mükemmel bir biyografi diyemeyeceğim ama yinede idare eder...
Guguk Kuşu gibi bir sinema mucizesinin yönetmeni olan Milos Forman,Man on the Moon filmiyle de kendisine şapka çıkarttırıyor.Film gerçekten bir sinema şaheseri,Andy Kauffmanın hayat hikayesi ancak böyle başarılı bir şekilde perdeye aktarılabilirdi...Mükemmel...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.