“Ah-ga-ssi / The Handmaiden”, yönetmen koltuğunda “Boksuneun naui geot / Sympathy for Mr. Vengeance” (2002), “Oldeuboi / Oldboy " (2003) ve “Bakjwi / Thirst” (2009) gibi filmlerden de tanıdığımız Park Chan-wook’un oturduğu oldukça etkileyici bir drama…
Senaryosu, filmin aynı zamanda yapımcısı da olan yönetmen Park Chan-wook ve Chung Seo-kyung tarafından Sarah Waters’ın “Fingersmith” (2002) isimli romanından esinlenilerek yazılan filmde, romanda anlatılan Victoria dönemi İngiltere’si koşulları Japon sömürge yönetimi altındaki Kore tarihine uyarlanmış…
Dünya prömiyeri 16 Mayıs 2016’da Cannes Film Festivalinde yapılan ve 1 BAFTA (Yabancı Dilde En İyi Film) dâhil toplam 62 ödülü bulunan filmin, 8.1/10 (65.364 oy) ve 4.3/5 (10.283 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.3/10 (193 yorum) ve 84/100 (40 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” özel etiketine sahip Metacritic yorum ortalamaları da oldukça etkileyici…
Bu kadar teknik bilgiden sonra, şimdide gelin isterseniz 8,8 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 37,7 milyon dolarlık bir gişe yapan filmimize, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım…
İçeriğinde gizemli bir gerilim de barındıran filmdeki oyuncuların, özellikle de zorlu kadın kadına sevişme sahnelerindeki performansları nedeniyle Lady Hideko ve filme adını veren “hizmetçi” Sook-Hee karakterini canlandıran Kim Min-hee ile Kim Tae-ri’nin başarılarını görmezden gelmek neredeyse imkânsız gibi…
Ki zaten, Kim Tae-ri’nin bu performansı, kendisine pek çok festivalde En İyi Yeni Oyuncu ödülünü kazandırmış…
Aslına bakarsanız biz, ava giderken avlanan uyanık Count Fujiwara rolündeki Ha Jung-woo ile yaşlı porno kitap koleksiyoncusu Uncle Kouzuki rolündeki Cho Jin-woong’un performanslarını da oldukça doyurucu bulduk…
Yani sonuç olarak, filmin sahne kısmında, her şeyin yolunda olduğunu söyleyerek bu faslı kapatıp diğer bir fasla, filmin senaryosuna geçebiliriz…
Kişisel görüşümüzü sorarsanız, bize göre her şeyin yolunda olduğu bir diğer şey de filmin sürprizlerle dolu olan üç bölümlük senaryosuydu…
Ancak ne yazık ki, filmin senaryosunun, eserlerinde lezbiyen kahramanlara yer veren romanlarıyla tanınan Sarah Waters’ın “Fingersmith” isimli romanından (“Ustaparmak” adıyla Türkçe olarak da basılmıştır) uyarlanmış olduğundan bi haber olan ya da bunu hiç umursamayan bir kısım "ahlak zabıtası" formatındaki izleyici, filme ilişkin bir takım homofobik eleştirilerde bulunmuş… Hatta aralarında işi +18 kategorisindeki pornoya kadar götürenler dahi olmuş…
Bu türden takıntıları olan izleyiciye kişisel önerimiz, bir filmi izlemeden önce konusuna, yönetmenine, oyuncularına ve film hakkındaki yorumlara göz atmadan kesinlikle ekran başına geçmemeleri şeklinde olacak…
Hadi diyelim öyle yapmadınız ve boş bulunup konusunun ne olduğuna bakmadan filmi izlemeye başladınız… E be güzel kardeşim, baktın filmde senin kültürel kodlarınla uyuşmayan sahneler mevcut… Ne diye filmi, 144 dakika boyunca duraksamaksızın izleyerek hem kendini hem de bizleri üzersin… Yazık değil mi sana da bize de?
19. yüzyıl Kore ve Japonya atmosferini son derece başarılı bir şekilde yansıtan mekân, dekor, kostüm ve makyajlar ile kamerasını mücevher işleyen bir zanaatkârın ustalığıyla kullanan Chung Chung-hoon’un işçiliği ve Jo Yeong-wook’un müzikleri içinde söylenebilecek tek şey, sadece mükemmel olabilir…
Sonuç olarak, en başta adını saydığımız diğer Park Chan-wook filmleri gibi arşivimizin demirbaşları arasında yer alan bu film için puanımız 4 olacak…
Son yıllarda yapılan en sıra dışı işlerden biri olan bu filmi, halen izlemediyseniz emin olun çok şey kaçırıyorsunuz…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 31 Ağustos 2018 günü saat 02.18’de yazılarak paylaşılmıştır...