Psikolog Philip Zimbardo, hapishanelerde gardiyan ve mahkumların arasındaki psikolojik etkileri araştırmak adına 24 öğrenci seçerek onlara gardiyan ve mahkum rolleri verir. Stanford üniversitesinin bodrum katına kapatılan mahkumlara kesinlikle fiziksel olarak dokunulmayacaktır. 14 gün sürecek deney, Zimbardo ve ekibi tarafından izlenecektir...
Rollerine süratle adapte olan öğrencilerin bir grubu gerçek bir gardiyan gibi davranırken, diğer gruptakiler ise bu işin gerçek olduğuna ve gerçekten çıkmayacaklarını düşünen mahkumlara dönüşürler. Başta sadece psikolojik olarak mahkumların üzerine giden gardiyanlar, iş çığırından çıkmaya başlayınca fiziksel olarak da temasta bulunmaya başlar.
Müdahale etmekte geç kalan gözlemci ekip de başka bir role soyunmuştur; onların patronu... Olayları daha fazla izlemeye niyetlenirken deney beklenenden çok daha kısa bir sürede sonlandırılır... Deney sadece 6 gün sürer.
Tüm bu senaryonun sadece bir deney olduğunu bilen eğitimli öğrenciler neden bu şekilde davranmıştır?
"Dualite" İlk koşullanma zihnimizin ikili, karşıtlar üzerine dayalı çalışma sistemidir. Burada çok çarpıcı bir karşıtlık yaratılmıştır: Gardiyanlar ve mahkumlar... Doktorlar ve avukatlar değil; gardiyanlar ve mahkumlar. Mahkumlar olmasaydı gardiyanlar olur muydu? Kolektif bir şekilde biliriz ki, mahkumlar suç işlemiş kişilerdir ve gardiyanlar onlara bir parça sert davranarak yola getirecek kişilerdir.
"Statü" Beynimiz farklı fikirleri bir tehdit olarak algılar. Beynin şu ana kadar bildikleri ve inandıkları onu hayatta tutmak için yeterlidir. Yeni bir fikir masum bile olsa bir tehdit yaratabilir. Böyle bir durumda beynimizde açığa çıkan hormonlar, fiziki bir tehlike karşında kaldığımızda ortaya çıkan hormonlar ile aslında aynıdır. Bu kimyasallar beynin mantıklı kısmını ve hafızadan sorumlu limbik sistemi devre dışı bırakıp, sürüngen beyni dediğimiz kısmı sürücü koltuğuna oturtur.
Bu sebeple, her konuda haklı ve üstün olmaya inanılmaz bir istek duyarız. Bu da beyinde testesteron hormonu salgılanmasına sebep olur. Bu hormon bizi daha güçlü hissettirir. Her ne kadar bu durum her iki cinste de gerçekleşse de, erkeklerde daha baskındır. Statü, rütbe, güç genellikle erkekler için daha önemlidir. O sebepten üniformalı işlerin çoğunu erkekler yapar ve sever... İkinci koşullanma statünün bize fayda sağlamasına olan inancımızdır.
Dikkat ederseniz üniforması üzerinde olmadığında bir güvenlik görevlisinin duruşu, tavrı bile değişir. Gözlemleyen de onu daha sıska ve kısa gibi görecektir. Benzer bir durum da kadınların bazılarında topuklu ayakkabı, makyaj, markalı kıyafetler gibi dışsal görünümü etkileyen faktörlerde gözlenir. Kadınlar ilişkilerinde başarının anahtarı olarak anlaşılmayı ve onaylanmayı (haklısın denmesini) ilk sıraya koyuyorlar. Bir çoğumuz ise iş yerindeki unvanı ve statüyü maaş miktarından daha fazla önemsiyoruz...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.