Çok dürüst, yalın ve bizden...
Yazar: Hilal ÇetinderÖnemli festivallerden ödüllerle dönmüş (Sundance Jüri Özel Ödülü, Berlin Halk Ödülü gibi), Brezilyalı Anna Muylaert’nin (Durval Discos, E Pribidio Fumar) yazıp, yönettiği Annemle Geçen Yaz (Que Horas Ela Volta?/The Second Mother), zengin bir ailenin evinde hizmetçilik yapan Val’ın (Regina Case) ekseninde sınıflar arası sınırları özenle çiziyor…
Val, anneliğini yaşayamadan kızı Jessica’yı babasına ve yakınlarına bırakmış; başka kentte ekmeğinin peşinde. Ev hizmetleri yanında ailenin oğlu Fabinho’yu da (Michel Joelsas) büyüterek bir nebze evlat özlemini bastırmayı denemiş.
Havalandırması dahi olmayan odasında, evin kurallarına harfiyen uyarak yaşamını sürdürürken yıllardır görmediği kızı Jessica eğitim amacıyla San Paolo’ya geliyor ve aynı odaya yerleşiyor.
Val’ın aksine yaşam mahallini mutfağın dışına taşıyan, evin sahipleri kadar izleyicide de merak uyandıran Jessica (Camila Mardila), değişimin ve yeni kuşağın temsilcisi. Tarafların içselleştirdiği sınırları görmezden gelen (görünür kılan), aileye ait masada yemek yiyen, hatta ev sahibi Barbara’ya kahvaltı hazırlatan, misafirler için ayrılmış ebeveyn banyolu geniş odada kalmakta sakınca görmeyen ve ‘yasaklı’ havuza giren Jessica, kendine güvenen, tüm bağımsızlığı ve gururuyla kararlı, eşitlikten yana bir genç kadın.
Ama herkes yerini bilmeli. Brezilya’da lüksü zenginler yaşar, fakirler de onları ancak TV’den izler. Sistem başka türlüsüne izin vermez…
Filmin orijinal ismi ‘Ne zaman geri dönecek?’ umuda açılan gizli kapı ama İngilizce ismi öykünün adeta anahtarı: ‘The Second Mother’ evin içindeki iki biyolojik annenin özelinde sistemi, çocuklarını başkalarına emanet ederek büyüten annelerin öyküsünü özetliyor; biri hizmetçiye bırakıyor, hizmetçi de bir başkasına... Bu anlamda, Val ile kızı arasındaki yabancılaşma kadar, Fabinho’nun biyolojik annesi ve Val ile olan ilişkisi de dikkat çekici.
Mizahına karşın filme komedi demek zor; dramın soğuk yüzü her detayda saklı. Sınıfsal eşitsizlik, küçümseme, paranın yarattığı kibir, zenginlerin fakirlere, fakirlerin de zenginlere önyargısı, kırılgan kalpler, proleter gururun zedelenmesi, modern esaretin ayak izleri komedinin arasında buruk bir tat bırakıyor.
Hep sistem mi kazanacak? Kızının sınavdaki başarısını, oğulları aynı sınavda kaybetmiş patronların önünde kutlayan Val’ın, ilk andan itibaren kırılma anlarına tanık olan ‘kutsal havuz’a girdiği bir sahne var ki, kaideyi bozacak kadar umut verici…
Yönetmen ve oyunculuklara gelince; farklılıkların altını çizmek, aynı çatı altındaki ayrı dünyaları yansıtmak amacıyla evi çok ustaca kullanan, karakterlere isabetli, sade analizlerde bulunan Anna Muylaert ile anneyi oynayan Regina Case çok başarılı; Jessica’ya hayat veren Camila Mardila da onlardan aşağı kalmıyor.
Film bir başyapıt değil, hatta bildik, tanıdık; ancak çok dürüst, yalın ve bizden. Bu nedenle herkesten bir parça taşıyor öykü.
Olağanüstü sahnelerin yerine sıra dışı bir fotoğraf sunan Annemle Geçen Yaz, beyazperdede günlük yaşamı arayanlara...