En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.048 değerlendirmeler
Takip Et!
3,0
2 Kasım 2024 tarihinde eklendi
Senaryosunu da, karısı Betül Esener ile birlikte kaleme alan ve ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çeken Nesimi Yetik'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Toz Ruhu"; mesleği gereği, temizlediği mekanlarda "tuz ruhu" da kullanan filmin baş karakteri Metin Tosyalı'nın (Tansu Biçer)...
Küçücük dünyasının anlatıldığı bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, dünya prömiyerinin yapıldığı Adana Film Festivali'nde 3 ödül birden kazanan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Film...
Kendi kapısının önüne yatmış olan köpeği kaldırarak...
Apartmandan çıkartması için...
Elleri alışveriş poşeti dolu olan Ayfer'in (Gökçay Yıldız)...
Komşusu Metin'in kapısını çaldığı sahne ile başlar...
***
Ki...
Kendi bestelediği arabesk şarkıları seslendirerek...
Çerçevelettiği fotoğraflarının...
Evinin duvarlarını süslediği İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay, Mahsun Kırmızıgül ve Müslüm Gürses misali...
Şöhreti yakalamanın peşine düşmüş vaziyetteki Metin...
Emekli Avni (Aytaç Arman) ile evlilik hazırlığındaki Melda (Figen Öner) ve bizzat Avni'nin kendisi ile Unkapanı'ndaki müzik organizatörü Fahri (Settar Tanrıöğen) gibi insanların yanında...
Günübirlik...
Ev ve büro temizlik işçisi olarak çalışmaktadır...
***
Elbette...
Bestelerini dinleterek...
Övgülerine mazhar olduğu manikürcü Neslihan (Selin Yeninci) ile birlikte görev yaptığı...
Yaşını başını almış Suzan'ı da (Nihal G. Koldaş) atlamamak lazım...
***
Neyse...
Bu arada Metin'in...
Askerliğini İstanbul'da yapmakta olan ve hafta sonları evci olarak kendisinde kalan yeğeni...
Ümit'te (Ertuğrul Aytaç Usun) mevzuya dahil oluverirken...
***
Derken...
Sebebini bilmediğimiz bir şekilde...
Bir anda evsiz barksız kalarak...
Çat kapı çıkıp gelen Neslihan'da...
Metin'in evindeki odalardan birinde barınır bir hal alırken...
Birlikte...
Genç jigololar ile takılan Suzan'ı çekiştirmeyi de ihmal etmeyeceklerdir...
***
İşte hayat...
Metin'in açısından böyle akıp geçmekteyken...
Bir akşam telefonu çalacak...
Ve...
Bir televizyon programına davet edilecektir...
***
Hem de...
Yeğeni acemi askerliğini tamamlayıp...
Başka bir şehirdeki usta birliğine...
İstanbul'da iş bulma umudunu tamamen yitiren Neslihan'da...
İzmir'e doğru yola koyulurken...
Dakika 44...
***
Rolüyle bütünleşen Tansu Biçer'in performansının damgasını vurmaya devam edeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; şarkıcı olmak hayalleriyle İstanbul'a yerleşen...
Ama nihayetinde bunun...
Yani şarkılar söyleyerek meşhur bir hale gelmenin...
Sıradan bir "hobi" olmaktan çok da öteye gidemeyeceğini fark eden Metin'in hikayesinin anlatılmaya devam edildiği, 50 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Adana Altın Koza'da yarışan "Toz Ruhu" Nesimi Yetik'in ilk uzun metrajı. Onu bir çok ödül alan kısa filmi "Annem Sinema Öğreniyor" adlı filmden hatırlarsınız. Oyunculuk, tasarım, filmin rengi, öykü, senaryo bir ilk film olmasına rağmen son derece başarılı. Adana'dan iyi ödüllerle çıkacak gibi görünüyor. Son yıllarda, harap mekanlarda, yalnız adamların/kadınların çıkışı olmayan (sinemasal demek içimden gelmiyor) gündelik, durumsal öykülerine tanık olduk çokça. Aslında Tansu Biçer'in son derece iyi bir performans sergilediği Metin de bunlardan biri. gündelikçilik yaparak kazandığı hayatı tıpkı renkli desenlerden oluşan ilginç ve ütülü gömlekleri gibi..hala belli başlı ilkeleri var, hala insani değerler onun için önem taşıyor ve dolayısıyla çevresindeki insanlara yaklaşımını da anlamlandırıyor bu tavrı. Kullanılsa da,kırılsa da bazen yok sayılsa da kendi varlığını kendi kendine anlamlı kılıyor Metin. Belki onun da gittiği yol pek bir yere çıkmıyor, herşey teybe taktığı kasedin şeridi gibi takılıyor bir yerde ve deforme oluyor..Ama filmin durduğu yer umutlu..en azından (ya da en fazlasından) insana hala inandığı için..
80li yılları hatırlatan nostalji.. sade ve mütevazı bir karakter..tozlu eski bir evde çevresine fedâkar bir kimse.. sade hayatı içerisinde hobisi ve arzuladığı idealden bir anda vazgeçebilecek özgür bir ruh...evinde konaklayan kızı arayanlarla ilgili sahne de çok güzel..başrolün derinliği, diger karakterlerdeki yüzeysellik..güzel mesajları var.. izlenmesi eskiye özlem duyanlar için özellikle ilginç.. begendim..
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.