Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
3,0
5 Puanlama
Tesla hakkında görüşlerin ?
5
0 Eleştiri
4
0 Eleştiri
3
1 Eleştiri
2
0 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
“Tesla”, senaryosunu da yazan Michael Almereyda’nın yönetmen koltuğunda oturduğu, "keşke öyle olmasaydı" denilen “biyografik” bir drama…
Yalnız; J.P. Morgan’ın (Donnie Keshawarz) kızı Anne’in (Eve Hewson) anlatıcılığını (narrator) üstlendiği ve Nikola Tesla’nın (Ethan Hawke) yaşamının Amerika’daki bölümünün ele alındığı bu filmi, en başta da vurguladığımız gibi:
Belgesel niteliğindeki tarihsel bir sıra izleyen klasik biyografilerle karıştırmamak ve hatta IMDB ahalisi arasında oldukça yaygın olan bir "cahil cesareti" ile o türden filmlerle karşılaştırmaya kalkmamak da lazım…
Emin olun, böyle yapanlardan birisi; eğer bir sinema okulu öğrencisi olsa, kesin “senaryo” dersinden sınıfta kalır ve çuvallayarak, okuldan şutlanırdı...
Zira gördüğümüz kadarıyla etkileyici bir belgesel geçmişi de bulunan Almereyda’nın bu kez derdi, Tesla’nın hayatındaki her şeyin derli toplu bir biçimde gözler önüne serildiği bir drama çekmek değil…
Ki, Almereyda’nın, Alfonso Gomez-Rejon’un “The Current War” da (2017) yaptıklarını tekrarlamasının bir anlamı da yoktu zaten…
Burada bize, 2020 yılının perspektifi ile 18. Yüzyılın son çeyreğindeki “Amerikan kapitalizminin”, Thomas Edison (Kyle MacLachlan), George Westinghouse (Jim Gaffigan) ve J.P. Morgan gibi önemli simaları ile Nikola Tesla’nın, karşılaştırmalı kişilik analizleri yapılmaktadır…
Hem de çok sağlam ve acımasız bir sertlikte…
Örneğin, karısı henüz birkaç gün önce ölmüş olmasına karşın “işkolik” Edison, kimsenin ağzını açtırmadan, hiçbir şey olmamış gibi çalışmaya ve yanındakileri de aynı hızla çalıştırmaya devam edebilmektedir…
Dünya devlerinden General Electric’in kurucusu da olan Edison, artık sadece ünlü bir mucit değil aynı zamanda başarılı bir iş insanıdır da…
Hâlbuki gündüzleri dahi rüya aleminde olan Tesla, hep sızlanma ve mızmızlanma modundadır…
Peki, günümüzde de halen aynı hızla yollarına devam eden Westinghouse şirketi ile dünyanın en büyük finans kuruluşlarından biri olan J.P. Morgan’ın kurucularının bakış açıları, Edison'unkinden çok mu farklıdır?
Elbette değil…
Onlar da aynen Edison gibi insan emeğinin metalaştırıldığı kapitalizmin kurallarını içselleştirmiş acımasız iş insanıdırlar…
Yani oyunu kuralına göre oynamaktır, onların en önemli nitelikleri de…
Aynen ormandaki avını kapmaya hazır vahşi birer hayvan gibi sürekli pusudadırlar…
İşte Almereyda’da bize, araya “varsayımlar” ve “keşke” böyle olsaydılar sokuşturan Anne aracılığı ile bunları anlatıyor filmde…
Nasıl mı?
Geçtik Edison ile Tesla arasındaki, Edison’un karşılıklı oturdukları masadan kalkarak bara geçtiği ve Coca – Cola’sını yudumlarken purosunu yakarak İPhone’nun daki gelen mesajları kontrol ettiği biçiminde karikatürize edilen hiç yaşanmamış bir olayı ve benzerlerini…
Tesla’nın pek çok buluşunun patentini elinde bulunduran Westinghouse ile Tesla arasındaki yazılı bir sözleşmenin geleceği konusunda öylesine ilginç bir görüşme sahnesi var ki, orada Tesla:
“Avukatıma bir danışayım” demek yerine yılların kurdu Westinghouse’a rahat nefes aldıran bir hareketle, milyon dolarlık sözleşmeyi yırtıp atabiliyor…
Tabii, J.P. Morgan’ın kızı Anne, yine şokta…
Gerçekten de bu kadar zeki bir bilim adamının yaptığı böylesi bir düşüncesizlik, insana “pes” dedirtiyor sadece…
Şimdi tam da bu nokta da Almereyda’nın senaryosu, Tesla ile ona karşılıksız bir aşkla bağlanmış olan Anne, arkadaş olarak kalmak yerine evlenmiş olsalardı, “Dünya ne türde bir Tesla ile karşılaşmış olurdu?” sorusunu da akıllara getirmiyor değil…
Hani muhtemelen hayalleri ile yaşamayı seven ve girişimcilik vizyonunun zerresine sahip olmayan “hijyen” takıntılı Tesla, Anne’i işlerine karıştırtmayacaktı…
Fakat biz yine de Tesla’nın, kendi gibi “eksantrik” bir kişiliğe sahip olan Fransız yıldız Sarah Bernhardt’a (Rebecca Dayan) değil de Anne’e ilgi duyması halinde olabilecekleri de bir düşünelim ve düşündürtelim istedik…
En azından böylelikle, ciddi bir kapitalizm eleştirisinin de yapıldığı bu filmde, "Her Başarılı Erkeğin Arkasında Güçlü Bir Kadın Vardır" sözcüğü de test edilmiş olacaktı…
Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 10 Eylül 2020 günü saat 23.45’de yazılarak paylaşılmıştır...
Yalnız; J.P. Morgan’ın (Donnie Keshawarz) kızı Anne’in (Eve Hewson) anlatıcılığını (narrator) üstlendiği ve Nikola Tesla’nın (Ethan Hawke) yaşamının Amerika’daki bölümünün ele alındığı bu filmi, en başta da vurguladığımız gibi:
Belgesel niteliğindeki tarihsel bir sıra izleyen klasik biyografilerle karıştırmamak ve hatta IMDB ahalisi arasında oldukça yaygın olan bir "cahil cesareti" ile o türden filmlerle karşılaştırmaya kalkmamak da lazım…
Emin olun, böyle yapanlardan birisi; eğer bir sinema okulu öğrencisi olsa, kesin “senaryo” dersinden sınıfta kalır ve çuvallayarak, okuldan şutlanırdı...
Zira gördüğümüz kadarıyla etkileyici bir belgesel geçmişi de bulunan Almereyda’nın bu kez derdi, Tesla’nın hayatındaki her şeyin derli toplu bir biçimde gözler önüne serildiği bir drama çekmek değil…
Ki, Almereyda’nın, Alfonso Gomez-Rejon’un “The Current War” da (2017) yaptıklarını tekrarlamasının bir anlamı da yoktu zaten…
Burada bize, 2020 yılının perspektifi ile 18. Yüzyılın son çeyreğindeki “Amerikan kapitalizminin”, Thomas Edison (Kyle MacLachlan), George Westinghouse (Jim Gaffigan) ve J.P. Morgan gibi önemli simaları ile Nikola Tesla’nın, karşılaştırmalı kişilik analizleri yapılmaktadır…
Hem de çok sağlam ve acımasız bir sertlikte…
Örneğin, karısı henüz birkaç gün önce ölmüş olmasına karşın “işkolik” Edison, kimsenin ağzını açtırmadan, hiçbir şey olmamış gibi çalışmaya ve yanındakileri de aynı hızla çalıştırmaya devam edebilmektedir…
Dünya devlerinden General Electric’in kurucusu da olan Edison, artık sadece ünlü bir mucit değil aynı zamanda başarılı bir iş insanıdır da…
Hâlbuki gündüzleri dahi rüya aleminde olan Tesla, hep sızlanma ve mızmızlanma modundadır…
Peki, günümüzde de halen aynı hızla yollarına devam eden Westinghouse şirketi ile dünyanın en büyük finans kuruluşlarından biri olan J.P. Morgan’ın kurucularının bakış açıları, Edison'unkinden çok mu farklıdır?
Elbette değil…
Onlar da aynen Edison gibi insan emeğinin metalaştırıldığı kapitalizmin kurallarını içselleştirmiş acımasız iş insanıdırlar…
Yani oyunu kuralına göre oynamaktır, onların en önemli nitelikleri de…
Aynen ormandaki avını kapmaya hazır vahşi birer hayvan gibi sürekli pusudadırlar…
İşte Almereyda’da bize, araya “varsayımlar” ve “keşke” böyle olsaydılar sokuşturan Anne aracılığı ile bunları anlatıyor filmde…
Nasıl mı?
Geçtik Edison ile Tesla arasındaki, Edison’un karşılıklı oturdukları masadan kalkarak bara geçtiği ve Coca – Cola’sını yudumlarken purosunu yakarak İPhone’nun daki gelen mesajları kontrol ettiği biçiminde karikatürize edilen hiç yaşanmamış bir olayı ve benzerlerini…
Tesla’nın pek çok buluşunun patentini elinde bulunduran Westinghouse ile Tesla arasındaki yazılı bir sözleşmenin geleceği konusunda öylesine ilginç bir görüşme sahnesi var ki, orada Tesla:
“Avukatıma bir danışayım” demek yerine yılların kurdu Westinghouse’a rahat nefes aldıran bir hareketle, milyon dolarlık sözleşmeyi yırtıp atabiliyor…
Tabii, J.P. Morgan’ın kızı Anne, yine şokta…
Gerçekten de bu kadar zeki bir bilim adamının yaptığı böylesi bir düşüncesizlik, insana “pes” dedirtiyor sadece…
Şimdi tam da bu nokta da Almereyda’nın senaryosu, Tesla ile ona karşılıksız bir aşkla bağlanmış olan Anne, arkadaş olarak kalmak yerine evlenmiş olsalardı, “Dünya ne türde bir Tesla ile karşılaşmış olurdu?” sorusunu da akıllara getirmiyor değil…
Hani muhtemelen hayalleri ile yaşamayı seven ve girişimcilik vizyonunun zerresine sahip olmayan “hijyen” takıntılı Tesla, Anne’i işlerine karıştırtmayacaktı…
Fakat biz yine de Tesla’nın, kendi gibi “eksantrik” bir kişiliğe sahip olan Fransız yıldız Sarah Bernhardt’a (Rebecca Dayan) değil de Anne’e ilgi duyması halinde olabilecekleri de bir düşünelim ve düşündürtelim istedik…
En azından böylelikle, ciddi bir kapitalizm eleştirisinin de yapıldığı bu filmde, "Her Başarılı Erkeğin Arkasında Güçlü Bir Kadın Vardır" sözcüğü de test edilmiş olacaktı…
Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 10 Eylül 2020 günü saat 23.45’de yazılarak paylaşılmıştır...
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler