Sevimli Tehlikeli - Beyazperde.com eleştirisi : Bir varmış, bir yokmuş..

Müzikal kimliğinden çok, oyuncu ve yönetmen kimliğiyle görmeye alıştığımız Özcan Deniz’in son filmi Sevimli Tehlikeli, Deniz’in şimdiye kadar yaptığı filmlerden hayli farklı bir yerde. Yine kendi yazıp yönettiği yeni filminde bu kez yalnızca kamera arkasında olmayı tercih eden Deniz, oldukça isabetli bir karar vermiş.

Sevimli Tehlikeli çizgi roman tadındaki jeneriği ile perdede görünmeye başladığında, fonda çalan müzik de sizi bir anda etkisi altına alıp, içinizi kıpır kıpır yapıyor. Tabii keşke Hint filmi Queen’den uyarlama bir şarkı değil de, özgün bir müzik olsaydı demeden geçemiyoruz ama yine de kaptırıyoruz kendimizi. Film de başlamasıyla beraber dur durak bilmeden, temposunu düşürmeden ilerliyor.

Bebekken beşiğinden kaçırılıp, kötü emelleri olan birisini babası bilerek büyüyen Zeliş, zengin ve şaaşalı hayatın ona göre olmadığını her fırsatta gösteren, uçarı olduğu kadar alçak gönüllü genç bir kızdır. Yıllar önce babasına yardım ederek Zeliş’i beşiğinden kaçıran Zarok ise, ufak tefek hırsızlıklar yaparak hayatını idame ettiren bir serseri. Çocukluğundan beri vizdan azabı ile yanıp tutuşan Zarok’un tek istediği, bir gün kaçırdığı o bebeği bulup, hala zaman zaman ziyaret ettiği gerçek anne ve babasına götürmektir. Kader de ona yardım eder ve Zeliş’i karşısına çıkarır. Ancak paranın peşinde olan ve Zeliş’i zorla evlendirmeye çalışan babasını atlatmaları pek kolay olmayacaktır.

Her karesi ile bir Hint filmi tadında olan Sevimli Tehlikeli, Zeliş ve Zarok’un eğlenceli kaçış maceralarını perdeye aktarırken, bir çok masala da selam çakıyor. Zaman zaman Sindirella çıkıyor karşımıza, zaman zaman Rapunzel, e Zarok zaten başlı başına bir Robin Hood. Hem masalsı, hem dokunaklı, hem de komik olmayı başarabilen bir film Sevimli Tehlikeli. E bu kadar tesadüf olmaz diyemiyorsunuz mesela, çünkü zaten bir masal anlatıyor Özcan Deniz bize. Biz de mantığı bırakıyoruz bir köşeye, filmin temposuna kapılıp gidiyoruz. Mekan seçimleri de oldukça başarılı olan filmin hikayesinde boşluk yok, karakterlerin de içi dolu.

Filmin tek handikapı bence esas kızı. Özcan Deniz’in Karagül’ün kadrosundan getirdiği Ayça Ayşin Turan, görsel olarak filmin güzel kız kontenjanını doldursa da, oyunculuğunun içini boş bırakıyor. Zeliş gibi bir karakteri oynarken, ortaya çok orijinal jestler, mimikler çıkabilirmiş. Ancak Ayça Ayşin Turan sanki görünmez bir balonun içindeymiş gibi tutuk. Hal böyle olunca oyunculuğun tüm yükü Şükrü Özyıldız’a biniyor ki, neyse ki o bu konuda esas kızdan daha bir önde de pek sorun kalmıyor. Şeref Meselesi’nde iki düşmanı oynayan Şükür Özyıldız ile Taner Turan burada da düşman olarak çıkıyorlar karşımıza. Yan rollerde Zeliş’in arkadaşı olarak izlediğimiz Zeynep Anıl Tatdıran oldukça doğal bir oyun sergilerken, Necla olarak izlediğimiz Türkan Kılıç da adeta bir masalın kötü kontenjanından çıkıp gelmiş gibi.

Aşk filmleri ile izlemeye devam edeceğimizi düşündüğümüz Özcan Deniz, bir risk alarak romantik bir maceraya imza atarken, aldığı riskin altından da başarı ile kalkıyor. Sevimli Tehlikeli, eğlenceli, masalsı, dokunaklı ve de sevimli bir film.