Hesabım
    Pes Etme
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Pes Etme

    ¨Sıradan bir süper kahraman, üstelik bacakları yok!¨

    Yazar: Murat Tolga Şen

    Popüler Amerikan sinemasının neredeyse her filmde alttan alta işlediği bireyin gücü ve azmin zaferi teması bu kez gerçek bir hikayeden yola çıkan Stronger’la önümüze düşüyor.

    Film, ABD'nin Boston kentinde her yıl düzenlenen bir maraton koşusunun bitim noktasında, 15 Nisan 2013 tarihinde yerel saatler 14.49'u gösterirken gerçekleşen, 3 kişinin ölümü ve 200'den fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan bombalı saldırıyı ve bu saldırıda iki bacağını birden kaybeden Jeff Bauman’ın sonraki yaşamını seyirciye gösteriyor. Başrol oyuncusu Jake Gyllenhaal’un dediği gibi yine bir süper kahraman filmiyle karşı karşıyayız ancak bu kez çizgiromanlardan fırlamış kostümlü biri yerine bacakları olmayan sıradan biri.

    Peki, bu çaba işe yarıyor mu? Jeff Bauman’ın yazdığı kitaptan yola çıkan filmin aynı zamanda yapımcısı olan ve başrol Jake gyllenhaal’un amacı belli; kendisine en iyi oyuncu Oscar’ını getirecek bir rol oynamak. Akademi üyelerinin zihinsel ya da bedensel arazları içeren performanslara düşkünlüğü göz önüne alındığında Stronger bu iş için biçilmiş kaftan. Oscar’a ayarlanmış filmlere de alışığız artık. Sırf bu yüzden filmin tonunun gişeye göre değil de ödüle göre ayarlandığını da iddia edebilirim. Bu yıl izlediğimiz bir başka Boston saldırısı filmi olan milliyetçi Patriots Day’den farklı olarak daha derin, daha içsel bir yolculuk. Tek bir kişiye ve onun dramına odaklanıyor. Film bu anlarda oldukça başarılı. Filmin başkarakteri ¨ne yani, bacaklarımı kaybettiğim için kahraman mı oldum¨ diye soruyor ve medya gazıyla gelen toplum maskotluğunu kaldıramıyor. Bir süre kendi dramının zavallılığını yaşıyor ve sonunda yeniden ¨biri¨ olabilmek için çabalamaya başlıyor.

    İşte filmin tökezlediği an da bu kırılma noktası. Kitaptan uyarlanan senaryo, zavallıyı kahramana dönüştürürken başta giyindiği kıyafeti çıkarmaya başlıyor ve nihayetinde elimizde Hollywood mamullerinden çok alışık olduğumuz o klişeler yumağı kalıyor. Bildik bir şekilde ilerleyen filmin finali de şaşırtmıyor ve elimizde kala kala güçlü bir oyunculuk gösterisi kalıyor.

    Ulus travmalarını film yapmak her ülkenin sinemacılarının düşkün olduğu bir alan ama Hollywood bunu daha çok seviyor. Stronger hedefi ıskalamış bir iş olsa da, en azından ilk yarısıyla 70’lerin Vietnam sonrası travmalarına yakın düşüyor.

    Stronger, yaşanmış hikayelerden, azmi yücelten dramalardan hoşlanan seyiriciyi etkileyebilecek bir yapım. Keşke başladığı gibi bitebilseydi. Başrol oyuncusuna bir Oscar heykelciği getirmese bile aday göstereceği muhakkak. Sinemada izlemek için yeterli bir sebep mi? Neden olmasın, kostümlü süper kahraman filmleri sağanağında sıradan insanların kahramanlık hikayelerini izlemek daha da ilginç olabilir.

    murattolga@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top