Serinletici, muzip ve bittiğinde üzen..
Yazar: Hande KaraAllah, futbol ve eroin üzerine bir film çekmek istiyorum demişti Onur Ünlü. Limonata başlar başlamaz bu cümle geldi aklıma, zira Ali Atay filmde en azından bu iki temayı kullanmıştı; futbol ve ezan. Leyla ile Mecnun’un Mecnun’u olarak çok sevilen bir karakteri canlandıran, ardından yine Onur Ünlü imzalı film ve dizilerde boy gösteren Ali Atay, yönetmenliğine imza attığı Limonata’da da Onur Ünlü ekolünden geldiğini kanıtlar nitelikte bir filmle çıkıyor karşımıza, ancak bu kez filmin yalnızca kamera arkasında. Aynı zamanda geçtiğimiz haftalarda yeni başlayan ve başrolü Ertan Saban ile paylaştığı dizisi Mutlu Ol Yeter ile de birden fazla ortak noktası var filmin aslında.
Limonata, ölüm döşeğindeki babasının isteği üzerine, ailenin şimdiye kadar haberinin olmadığı kardeşini bulmaya Makedonya’dan Türkiye’ye gelen Sakip ve babasının son isteğini yerine getirmek için kendisi ile Makedonya’ya gitmesine ikna etmeye çalıştığı kardeşi Selim’in hikayesini anlatıyor. Sakip karakterini canlandıran Ertan Saban, kendisi de Üsküp doğumlu Makedon Türk’ü olduğundan bu karakter için biçilmiş kaftan. Zaten filmin senaryosuna da Ali Atay ile birlikte imza atmış. Oldukça başarılı yaratılmış karakterler eşliğinde bir yol filmine göz kırpan Limonata, Ali Atay’ın babasına ve Ertan Saban’ın genç yaşta kanserden kaybettiği eşi İnci’ye adanmış. Bu arada Ertan Saban ile ilgili bir detayı yazmadan geçemeyeceğim. Oyuncu eşini kaybettikten sonra alyansını hiç çıkarmamış ve o günden bu yana yer aldığı tüm projelerde, karakteri çıkarmasını gerektirse bile yüzükle oynamış. Tabii Limonata’da da bu durum değişmemiş. Filmin bir diğer ayrıntısı ise geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan Ciguli’nin de konuk oyuncu olarak yer alması. Limonata’nın biraz sancılı olan tamamlanma süreci uzadığından, Ciguli’yi son kez karşımızda görmek hoş bir sürpriz oldu.
Gelelim filmin detaylarına. Limonata, bir kısmı Makedonya’da bir kısmı İstanbul’da çekilmiş sinir bozucu derecede komik sahnelerle bezeli bir film. Ama tam da bu kadrodan çıkmasını beklediğim, adı gibi tatta bir film. Serinletici, muzip ve bittiğinde üzen. Son zamanlarda vizyonda izlediğimiz diğer yerli komedilerle kıyasladığımızda, Limonata’nın çok daha farklı bir kulvarda olduğunu söylemek yanlış olmaz. Evet o da yer yer küfür ile güldürüyor ancak karakterler öyle gerçek ki, ağızlarından çıkan hiçbir kelime sakil durmuyor ve izleyiciyi rahatsız etmiyor. Eyvah şimdi Yeşilçam’a bağlayacak diye beklenen bir iki sahnenin ters köşesi ohh çektirirken, filmin ilk yarım saatinde yer alan telefon sahnesi filmin en iyi anlarından biri. Zaman zaman tempo düşecek gibi olsa hatta düşse de, Limonata, sadece güldürmeyi değil, kalbimize de dokunmayı isteyen bir film ve bu amaca ulaşması da hiç zor olmuyor. Bu açıdan filmin son yarım saatini sıkıcı bulan genele katılmıyorum.
Serkan Keskin’in oyunculuğu artık tartışılmayacak bir seviyedeyken, Ertan Saban’ın da kendi topraklarındaki rahatlığı filmin geneline yayılıyor. Sakip’in amcası Fuat karakterini oynayan, Mutlu Ol Yeter’de de izlediğimiz Makedon oyuncu Luran Ahmedi’nin oyunculuğu da oldukça samimi. Bu açıdan da bir ilk filme böyle isimlerle imza attığı için, Ali Atay çok şanslı.
Filmin bence en önemli handikaplarından biri şiveydi. Makedon şivesi ile konuşulan sahnelerin bir çoğundaki diyalogları, festival kopyasını İngilizce alt yazılı olarak izlediğim için anlayabildim. Zira vizyon izleyicisinin böyle bir şansı olmayacak. Umarım izleyici bu konuda benim kadar zorlanmaz.