Hesabım
    Gizli Dosya
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Gizli Dosya

    “Haber yapmak her yerde belalı bir iştir”

    Yazar: Murat Tolga Şen

    60 Minutes, Amerikan televizyonculuk tarihinin efsanesi olmuş bir haber programı, bizden bir örnek vermek gerekirse; Mehmet Ali Birand’ın sunduğu 32. Gün’le benzeştirilebilir. Gizli Dosya filminin odak karakteri Mary Mapes ise bu program için çalışan hırslı bir muhabir… Öyle sıradan biri de değil, Ebu Garib cezaevinde görevli Amerikan askerlerinin Iraklı mahkûmlara uyguladıkları işkenceleri haber yaparak kamuoyunun bu savaşa bakışını etkilemiş bir önemli bir haberci… Ancak bir sorun var; iyi avlanan herkes gibi o da hep daha büyük balığın peşinde!

    Gizli Dosya, 60 Minutes programında “Bush Vietnam’a gitmemek için hile yaptı” iddiasındaki yayını yapan ekibin baltayı taşa vurarak her şeyi mahvetmelerinin ve kendi kariyerlerini sonlandırmalarının hikayesi ancak Zodiac filmiyle tanıdığımız yönetmen James Vanderbilt, filmini Mary Mapes’in yaşadıklarını yine onun yazdığı kitaptan onunla birlikte senaryolaştırırken bir tür “görkemli kaybeden” hikayesi anlatmaya niyetlenmiş.

    Film, dürüstlüğü tartışmasız bir haberci ekibinin, Amerikan başkanlık seçimlerinin kaderini değiştirecek kadar sansasyonel bir haber yaparken tanıklar tarafından yanıltılması ve sonrasında iktidar sahipleri tarafından baskıyla yıldırılmasının hüzünlü macerasıymış gibi yapsa da hikayenin saklayamadıkları var. Filmi izledikten sonra biraz araştırma yaptım ve kanaat getirdim ki; ekibin iştahla üstüne atladıkları şeyi habercilik ilkelerine uygun bir şekilde tetkik etmeden yayına sokmuş olmaları affedilemez ve bu televizyonculuk tarihinde tüm zamanların en büyük fırsatçılıklarından biri olarak nitelendiriliyor.

    Oysa filmde gösterilen şey bambaşka; seyirci açık bir şekilde manipüle ediliyor. Mary Mapes, programdan kovulmasına yol açan ihmalkârlığından pişman olmak yerine bu film ile bir tür rövanş maçına çıkmayı hedefliyor. Bu taraflı bakış açısı filmin her karesine sinmiş. Bu hırs uğruna filmin dramatik yapısı da parçalanmış ve tüm olay birkaç karakterin iade-i itibar çalışmasına dönmüş.

    Cate Blanchett çok güzel ve yetenekli bir oyuncu ancak biri ona bu rolün Yüzüklerin Efendisi’nde Elf oynamaktan farklı bir şey olduğunu hatırlatmalıydı. Bu kadar botokstan sonra oldukça ifadesiz bir suratla, endişeli mi yoksa mutlu mu olduğunu anlayamadığımız bir oyunculuk performansı koyuyor ortaya… Robert Redford büyük aktörler zamanından kalma ama asla bir antika değil! Filmin en inandırıcı karakter performansı ondan geliyor. Bu arada filmde nedense fazlaca ihmal edilmiş bir Dennis Quaid var, rolünün hakkını vermiş ancak canlandırdığı Yarbay Roger Charles karakteri kurgu masasında kalmış gibi geldi bana…

    Filmin en büyük sorunu, James Wanderbilt’in Gizli Dosya’daki hikayeyi, 121 dakikada nasıl saçıp toplayacağını bilememesi… Mary Mapes’in “biz aslında masumduk” deyişini çok fazla ciddiye alması onun Amerikan televizyonculuğunun hırslı tarafını dahi hoş görecek hamlelerle ortaya son derece samimiyetsiz ve tutarsız bir film çıkarmasına yol açıyor. Hâlbuki geçtiğimiz yıl izlediğimiz Nightcrawler’ın da ilham kaynağı sayılabilecek bir klasik olan Network, söz konusu haber olduğunda televizyoncuların gözü kırmızıdan başka rengi görmeyen öfkeli ve hırslı boğalara dönüştüğünü gösteriyordu, hem de yıllar önce…

    Gizli Dosya, tüm zamanların en büyük habercilik skandallarından birini sinemalaştıran önemsiz bir yapım… Afişinde gözüktüğü kadar iddialı bir iş değil. Konuya özel bir ilgi duyanlara, Mary Mapes ve ekibinin mutlak masumiyetine inananlara.

    murattolga@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top