Azazil'in düğümünü kim çözer?
Yazar: Banu Bozdemirİlk filmi Ammar ile çok yakın bir zamanda kaşımıza çıkan Özgür Bakar ikinci filmi Azazil: Düğüm ile yerli bakışla yeni bir Şeytan filmi çekmeye soyunmuş diyebiliriz. Ardı sıra gelen üç harfliler filmlerine biraz değişik bir pencereden bakmayı deneyen Bakar, bu kez ilk filminde başarıyla kullandığı efektleri biraz kısarak daha fazla hikayeye kasmış. Ama işin içine şeytan ya da cin kaçma hikayesi girince yaşananlar ve seanslar genelde aynı minvalde seyrediyor. Sadece kahramanlar ve onların hikayeleri farklılık gösteriyor.
Azazil:Düğüm filmin aynı zamanda yapımcısı olan metafizik uzmanı Salih Memişoğlu'nun referanslarıyla yürüyor. Yani materyalist bir bakışın karşısına İslami formlar ve mesajlar dikiliyor. Ama bunu fazla dillendirmeden yapması asıl dikkat çekme noktasının ‘Azazil’ olduğunu vurguluyor. Yönetmen hikâyeyi öne çıkarmak için de klasik korku öğelerine yönelmiş, etrafı fazlaca kaplayan duman ve karmaşadan daha çok açılıp kapanan kapılar, aynaya yansıyan farklı suretlerden ilham almış. Ama yine de sonunu bir kadının intikam ve büyü yapma hikayesiyle bağlamış.
Ammar'da da dikkatimi çekmişti burada da aynı psikolojik altyapıyı kullanmış yönetmen. Yani şeytan ya da cin olgusunu tek başına hikayede var etmek yerine ona özellikle kadınlarda baş gösteren psikolojik bir altyapı yüklemeyi gerekli bulmuş yönetmen. Ama yine de karşımıza çıkan sonuç aynı oluyor, şeytan çıkarma seansıyla tamamlanıyor.
Filmi izlerken düşündüğüm şeylerden birisi de insana musallat olan farklı cin ve şeytan isimleriyle bu şekilde yüzlerce film çekilebilir, hatta devam filmleri de gelebilir ki geliyor. Korku sineması seyirci karşısında kendine bir tür olarak yer bulduğu sürece bu tarz örnekleri görmeye devam edeceğiz. Burada anne ve babasını kaybeden, teyzesi ve eniştesinin yanında yaşayan Sinem'in dramına tanıklık ettik ama hikayenin dediğim gibi gelişimi bir süre sonra aynı oluyor. Referans alınan ehil kişilere başvurulmasıyla olay sonlanıyor. Burada bilim ve din dengesi modernist bir pencereden dışarı sızıyor ama çözüm yine de inanca bağlanıyor, psikolojinin varlığı ise bir süre sonra ortadan kalkıyor.
Sonuçta Özgür Bakar başka bir varlığın kuşatması altındaki Sinem'e İbranice bile konuşturarak geleneğin dışına çıkmayı amaçlamış. Filme belli oranda tempo yüklese de olayın çoğu etki altındaki karakterin teşhisinde geçiyor. Yönetmen olayların sebebiyetini geriye dönüşlerle ve hızlıca vermeyi seçmiş, bu da hem filmin arka planındaki gizemi korumaya yardımcı olmuş hem de asıl anlatılmak istenen şeye yoğunlaşma sağlanmış.
Korku sineması yolunu bir şekilde buldu ve onu örneklemeye devam ediyor. Azazil: Düğüm de bu örneklerden biri. Özgür Bakar korku çekmeye devam ederse kitlesini arttıracak gibi görünüyor.
twitter.com/BanuBozdemir