En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Burak H.
Takipçi
121 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
7 Aralık 2014 tarihinde eklendi
Sanatçı olmak zordur, hele ki Türkiye gibi ülkelerde daha da zordur. Ne hak edilen değer verilir sanata, sanatçıya; ne de bir el uzanır yardımına. Sanatçı yalnızdır bu ülkede, ne bir kimsesi vardır ne de bir hayatı. Yalnızca birkaç hayatı ziyaret eder ve gider, tıpkı Arif gibi… Çiğdem Vitrinel’in son filmi Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, “farklı” düşünenleri ve onların farklı süren hayatlarını anlatıyor. Bir yazar olan, daha doğrusu olmaya çalışan Arif (Erdal Beşikçioğlu) sevgilisi tarafından terk edilir ve otel odalarına geri döner. Kendini yeni ancak tanıdık bir boşlukta bulan Arif’in hayatı, arkadaşının düğününde tanıştığı bir kadınla değişecektir. Müzeyyen (Sezin Akbaşoğulları), diğer kadınlardan farklıdır. Konuşması, oturması, yatması, kalkması… Tüm kadınlardan farklıdır Müzeyyen. Kendine has tavırlarıyla, bilmişliğindeki ukalalık ve mütevazılığı ile diğer tüm diğer kadınlardan ayrılmayı bilir. Kimse dayanamaz ona, kurtaramaz kendini onun bakışlarından, kokusundan. Hele ki Arif gibiler; sokaktaki herhangi biriyle yetinemeyen, sıra dışılık arayanlar ondan vazgeçemez. Ancak Müzeyyen bir şişe dolusu içki gibidir. Her yudumda farklı bir keyif, farklı bir haz, farklı bir zevk verir; bittiğinde ise yerini derin bir hüzne, derin bir kedere ve kaybolmuşluğa bırakır. Arif de kaybolanlardan, kendini ve hayatını kaybedenlerden olacaktır.
Erdal Beşikçioğlu ile gayet izlenebilir bir film olmuş. Çok beğendim. Hikaye etkileyici ya da ilginç değil ama arka plandaki edebiyat ve sordurduğu sorular güzel. Biraz ''kadın filmi'' kategorisinde.
Filmin Aşk ama nasıl bir aşk ? Sloganı ile yola çıkmasına bağlı olarak film tuhaf bir aşkı anlatıyor.Hatta bazen işler o kadar sarpa sarıyor ki bu ilişkiye aşk demekte bile tereddüt ediyoruz.Arif,çekingen,içine kapanık ve henüz kitabı yayımlamamış bir yazar.Müzeyyen ise her erkeğin -her anlamda- hayalindeki kadın.Karakterlerimiz bir arkadaşlarının düğününde tanışıp aşık oluyorlar.Buraya kadar film tamamen klişe bir aşk filmi ve Erdal'ın oyunculuk performansıyla ilerliyor.Sonra ise yönetmenin aşk,ilişki,ayrılık,evlilik gibi kült ve herkesin üzerine en az bir iki çift laf edebileceği kavramları sorguladığını ve seyircisine de sorgulatmayı amaçladığını ve başarılı da olduğunu görüyoruz.Önceleri filmin sadece Erdal üzerine kurulu olduğu ve onun oyunculuğunun parlaması için herkesin bir adım geriye çekildiğini düşünüyoruz yer yer.Ama sonra diğer oyuncular topa öyle bir giriyor ki Arif karakteri olmadan da bu film olurmuş diyecek raddeye geliyoruz.Yılın en iyi aşk filmi değil belki ama en ilginç aşk filmi.
Hicde fena bir film degilmis.ben bu filmi vizyondan ciktiktan cok sonra izledim.bence surukleyici ve merak uyandirisli bir film.bazi yerleri esrarengiz birakmalari,izleyiciyi sasirtmalari cok yerinde.muziklerine ise ayrica bayildim.kadin erkek iliskisine baska bi acidan guzel bakilmis bir film.
Eskildik biz de değil mi her oynanılan film, her çalan şarkı ve her okunan şiir gibi, ben korkumdan sığınırım sana sen korkundan kaçarsın benden değil mi? Sevgilim. Başkalarını kaybetme korkusundan kaçarsın benden. Senin için herkesi karşısına alan ben ise, her aklıma gelişinde kavgalarımıza tebessüm ediyorum. Sen beni defalarca terk ettin ama ben asla gidemedim senden.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.