Suç Takımı eleştirileri

Senaryosunu da, Paul T. Scheuring ile birlikte kaleme aldığı hikayeden uyarlayarak yazan Christian Gudegast'ın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “Den Of Thieves”; aksiyon dozu yüksek, bir suç draması olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, 30 milyon dolarlık bir bütçeyle, yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin yanı sıra; özellikle de zorluk derecesi yüksek sahnelerinde koordinatörlüklerini Joey Box ve Aden Stay'in üstlendikleri, dublör oyuncuların performansları ile Arri Alexa XT Plus dijital kamera kullanan görüntü yönetmeni Terry Stacey'in teknik marifetlerine yaslanılarak çekilen ve brüt 80.5 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da, yapımcılarının beklentilerini karşılayamadığını gördüğümüz bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Film:

"Yılda 2400 kere... Haftada 44 defa... Günde 9 kez... Her 48 dakikada... Burada bir banka soyuluyor...

Burası, dünyadaki banka soygunlarının başkenti Los Angeles..."

Şeklindeki genel geçer bir suç tanımlamasıyla ile başlar...

***

- Gardena, Güney Los Angeles. Günün henüz ağarmadığı bir saat olan 5:14 -

Bir banka zırhlı aracı, müşterilerine 7/24 hizmet veren bir kafenin önünde durup da; içindeki üç silahlı görevliden (Vincent Lee Alston) diğer ikisi (Dan Matteucci, Denis Yuryevich Orlov) araçtan inerek, kahvaltılık kahve ve donut almaya gittiklerinde kendilerini dönüşte, elleri silahlı ve yüzleri maskeli dört soyguncu karşılayacaktır...

Başlarına geleni anında fark eden zırhlı aracın sürücüsü (Scott Hunter); tüm kapıları kilitlerken, polisi de arayarak soyulmakta olduklarını bildirecektir...

Aynı esnada...

Soyguncuların tüm uyarılarına karşın; silahına davranarak kahramanlık taslayan güvenlik görevlilerinden biri (Denis Yuryevich Orlov) ile sürücü, vurularak öldürülecektir...

***

Derken...

Aldığı uyarıya reaksiyon veren Los Angeles polisinin de hızla yaklaşmakta olduğu olay mahallinde; çok ciddi bir çatışma başlayacak ve polise ağır kayıplar verdirten soyguncular, içinde para bulunmayan zırhlı aracı da alarak oradan uzaklaşmak suretiyle kayıplara karışacaklardır...

***

Yaşananları ve muhtemel tepkileri Los Angeles Polis Departmanı'nın (LAPD) veri akış sistemine sızarak bilgisayarından takip eden ve telefonuyla gerekli uyarıları da yapan Mack'in (Cooper Andrews) yönlendirmesiyle liderliğini MARSOC Deniz Kuvvetleri gazilerinden Ray Merrimen'in (Pablo Schreiber) yaptığı soyguncular soluğu; Wilmington'daki bir kapalı garaj da alacaklardır...

Bu arada, suratlarını gizleyen maskelerini çıkarttıklarında da...

Soygun ekibinin diğer üyelerinden Enson Levoux (Curtis "50 Cent" Jackson), Bo "Bosco" Ostroman (Evan Jones) ve polisle girilen çatışmada hayatını kaybeden Marcus Rhodes'un da (Marcus LaVoi) liderleri Merrimen gibi birer eski MARSOC denizcisi; kaçış sürücülüklerini üstlenen Donnie Wilson'ın da (O'Shea Jackson Jr.) suç bataklığına saplanmış bir barmen olduğunu öğreniyoruz...

Ki aynı zamanda artık, girdikleri silahlı çatışmada; iki polisin de ölmüş altısının da yaralanmış olması nedeniyle birer polis katilidirler de...

***

Ertesi sabah...

Los Angeles Şerif Departmanı Büyük Suçlar Birimi'nin başındaki teğmen Nick "Big Nick" O'Brien (Gerard Butler), çatışmanın gerçekleştiği yere vardığında; aynı birimin diğer alt rütbe seviyesindeki polis dedektifleri Benny "Borracho" Magalon (Maurice Compte), Murph Connors (Brian Van Holt), Gus Henderson (Mo McRae) ile Tony "Tony Z" Zapata (Kaiwi Lyman), ellerindeki kahve ve çöreklerle kendisini beklemektedirler...

Çok geçmez...

Ortada herhangi bir para çalınma olayı bulunmasa da, FBI ajanı Lobbin' Bob'da (Jordan Bridges) damlamakta gecikmez...

İşte bütün bu gelişmeler, Merrimen'in görevlendirdiği Bosco tarafından; bir köşede gizlice fotoğraflanarak, kayıt altına alınmaktadır...

***

- Los Angeles Şerif Departmanı -

Big Nick ve birimindeki dedektifler, toplantı halindedirler...

Yapmakta oldukları beyin fırtınası sırasında, nasıl olduysa Tony Z'nin aklına şüpheli olarak; sekiz ay önce tahliye edilmiş olan Ray Merrimen'ın adı gelir...

Bunun üzerine Big Nick, Merrimen ile takıldığını bildiği 17 yaşındayken araba hırsızlığı yapmış, adam öldürmeye teşebbüsten kısıtlama almış ve 286 km hızla araba kullanmaktan ceza almış olan Donnie Wilson'ı; çalışmakta olduğu Ziggy Zerhusen'in (Eric Braeden) Hofbrau isimli barında ziyaret etmeye karar verir...

Böyle olunca da...

Mesai bitiminde, otomobilinin içinde tek yumrukla bayıltılarak konuşturulmak üzere kaçırılan Donnie; gözlerini bir otel odasında açacaktır...

***

Ancak...

Korkusundan dili çözülerek konuşmaya başlasa da, Merrimen ve ekibinin; boş zırhlı aracı hangi sebeple kaçırdığını, Donnie'nin bilmediği ortaya çıkacaktır...

Dakika 27...

Özellikle de, önde suçluların arkada da polislerin koşuşturarak sokaklarda terör estirdikleri türden hoşlananları ziyadesiyle memnun edeceğini tahmin ettiğimiz sinemaya hiçbir katkısı bulunmayan filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; silah seslerinin ve havada uçuşan mermilerin ortama hakim olacağı, 113 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,

Kült film 95 yapımı Heat filminden buyana en iyi sokak çatışmalarının olduğu film olmuş

los angeles'ta bulunan amerikan federal bankasını soymaya çalışan profesyonel bir suç çetesiyle yolları kesişen los angeles'ın en elit polis departmanının kıyasıya mücadelesini anlatıyor. Filmin kadrosuda müthiş. kendisini izlettiren, temposu, gerilimi, gizemi gayet tadinda, hikaye olarak mantik çercevesinde Filmi izler izlemez aklıma gelen ilk şey efsane '95 yapımı Heat filmi oldu tabikide o filmle direk kıyaslamıyorum benzerlikler var filmin başında ve son yarım saattaki aksiyonlar faslasıyla tatmin ediciydi bu çatışma sahneleri ile türünün en iyi örneklerinden bir film olmuş imdb notunu (7.1) fazlasiyla hakkediyor ben filmle ilgili yoğun eleştirilere saygı duymakla beraber türü sevenlere tavsiye ediyorum benimde sevdiğim bir tür olması nedeniyle filme puanım 10 üzerinden 7.8

çok güzel bir film.. hiç sıkılmadan izledim, akıcıydı.. sıkılmadan izlenebilecek bir film.. gayet güzeldi..