Keyif verici bir kara mizah, şaşırtıcı bir polisiye
Yazar: Atlantisten Gelen AdamDoğrusu bu film önüme geldiğinde ve afişteki Cage ismini ilk gördüğümde, hem burun kıvırma hem omuz silkme hem de yüz ekşitme kavramlarını aynı anda hissetmiş ve yaşamış, vasat kalitedeki bir şarabı içmeye zorlanan canı sıkkın bir gurme gibi rahatsız olmuştum. Zira Nicholos Cage’in oynadığı filmlerde uyumak ve sıkılmak, hatta bir kariyer nasıl mahvedilir konusunda kendi kendime diyaloglar kurmak yüzünden asla filmlere odaklanamazdım. Bir gün bu cümleyi sarf edeceğimi hiç düşünmezdim ama Cage bu defa beni ters köşeye yatırıp şaşırtmayı, oyunculuğuyla takdirimi kazanmayı, daha da ötesi, inandırıcılığı ve senaryoya oturmuşluğuyla sinemasal bir lezzeti bana tattırmayı başardı, kıvançlıyım.
Kıvançlıyım, çünkü Birdy gibi bir başyapıtta rol alarak girdiği hayal dünyamızda fantazmatik ve kalıcı bir iz bırakmayı başaran Nicolas, olgunluk çağına gelinceye kadar o kadar niteliksiz filmde de yer aldı ki, bir noktadan sonra kendini tekrarlamaya başladı. Bu süreçte belki bankadaki hesabını şişkinleştirmeyi başardı ancak “bir sinema oyuncusu” olarak asla seçici olmayı denemeyen aktör, yeraldığı filmlerde de sıradışı bir karakter oluşturmayı genelde pek başaramadı. Ancak genç oyuncu Elijah Wood ile iyi bir ikili olmayı başardığı Vurgun’da, işini yaparken eğlendiğinde nasıl da iyi bir oyunculuk sergileyebileceğini de dosta düşmana ispat etmiş oldu. Sanıyorum Cage’in formülü bu: İşini yaparken eğlenmesi gerekiyor.
Nicolas Cage ve Elijah Wood’un iki polis memurunu canlandırdığı filmi yöneten ikili Alex Brewer ve Benjamin Brewer’in filmografilerine baktığımızda kayda değer bir şey görememek beni çok şaşırttı. Zira genç Alex ve Benjamin Biraderler, gerek senaryo gerekse de sinematografi anlamında ilk filmlerinde büyük bir iş başarmışlar bana göre. Film, başından sonuna kadar ilgi ile kendisini izletip, yer yer şaşırtıcı sahneleriyle izleyiciyi sarsarken gelecek vaadeden bir yönetmen ikiliyi de ilan ediyor adeta. Hiç şüphe yok ki, bu ikili de Coen Biraderler'den etkilenmişlerdir. Gerek filmdeki kara mizah dozu, gerekse de işledikleri macera anlayışı bana Amerikan Noir’ının üstatları Joel Coen ve Ethal Coen’i hatırlattı.
Las Vegas Polis Departmanı’nda, sıkıcı idari işlerde görevli iki kolpacıyı canlandıran başroldeki Elijah Wood’u ayrı bir değerlendirmeye almak gerekiyor. Bana göre Cage’in kariyerinde “senaryo seçimi” nasıl varolmayan bir aktivite ise, Wood, hemen her filminde farklı ve özel bir karakteri başarıyla ve yükselen bir performans grafiğiyle canlandırmayı başarıyor. Büyük bir oyuncu Wood. Hem de çocuk oyunculuktan usta oyunculuğa kısa sayılabilecek bir zaman aralığında erişerek bizlere bunu düşündürmeyi başarıyor. Bana göre, Cage’in kendini bulmasında da ona direkt iyi enerji vererek doğru bir sinerji ortaya çıkmasının garantörü oluyor.
Şaşırtan senaryosu, hem heyecanlı, hem kara mizah duygusuyla The Trust (Vurgun), haftanın “keyif verici” kara sinema örneklerinden.
@atlantisliadam