Bu eleştiriye başlamadan önce niyeyse canım çok Krispy Kreme'in donatları çekti. Neden mi? Açıklamama izin verin. Power Rangers filmi, yaptığı Krispy Kreme reklamı ile hayatımda gördüğüm en büyük ürün yerleştirmeye sahip. Krispy Kreme'in bu filmdeki rolü o kadar büyük ki, eğer bundan bahsedersem size spoiler vermiş olacağım. Akıl almaz bir şey doğrusu. Şimdi eleştiriye dönelim.
Power Rangers'ı hayatınızda hiç olmazsa 1 defa duymuşsunuzdur. Oldukça popüler olan animasyonundan uyarlanan bu film, hikayesini daha karanlık olmaktan ziyade, daha gerçekçi bir şekilde anlatıyor. "Bu filmde birbirine yabancı olan 5 farklı genç, birbirlerine bir madende rastlaşıyor ve kendilerine özel güçler veren madalyonları buluyor. Bundan sonra onlar için hayat garipleşmeye başlıyor ve Power Rangers denilen bir grubun varlığını keşfediyorlar. Ve Power Rangers olmak için bir ekip olmayı öğrenmeye çalışıyorlar. Bu sırada tehlikeli düşman Rita, onlara git gide yaklaşıyordur."
Power Rangers hakkında sevdiğim ve sevmediğim şeyler var. Sevdiklerimle başlayayım. Hikayenin anlatılış tarzı çok hoşuma gitti. Bu karakterlerin birbirleriyle tanışması ve eğitim sahneleri oldukça iyi hazırlanmış. Filmin son 20 dakikasına kadar Power Rangers'ın kendisini görmüyoruz ama açıkçası, benim için hiç sorun olmadı. Çünkü filmdeki karakterlere bayıldım. Ve şaşırtıcı bir şekilde, hepsi de çok iyi oyunculardı.
Kırmızı Ranger rolündeki Dacre Montgomery, Siyah Ranger rolündeki Ludi Lin ve Sarı Ranger rolündeki Becky G. ilk defa bir sinema filminde olmalarına rağmen iyi performanslar sergilemişler. Ayrıca Pembe Ranger rolündeki Naomi Scott da oldukça samimi ve başarılıydı. Ama benim favorim, Mavi Ranger olan RJ Cyler'dı. RJ Cyler'ı ilk "Ben, Earl ve Ölen Kız" filminde izlemiştim ve performansı çok hoşuma gitmişti. RJ Cyler, bu filmin kalbi olmuş diyebilirim. Şakaları oldukça komikti ve ekipteki en samimi kişiydi.
Filmin sürekli aksiyona değil de karakterlerine zaman ayırması da çok hoşuma gitti. Normalde bu karar oldukça risklidir ama bu film için işe yaramış doğrusu. Mesela kamp ateşinde ekipteki herkesin dertlerini paylaştığı sahne, filmin en iyi sahnelerinden birisiydi benim için. Ayrıca Power Rangers ile The Breakfast Club arasında çok benzerlik yakaladım. Ekip, okulda cezalıyken tanışıyor ve bu süreç içerisinde birbirlerini tanıyorlar.
Şimdi, film bu noktaya kadar iyi ilerliyordu ve benim için pek bir sorun yoktu. Power Rangers'ın en zayıf yeri, son 20 dakikası. Yani herkesin merakla beklediği, ekibin kıyafetlerini giyip savaştığı bölüm. Aksiyonun kötü kurgulanmış olmasından değil ama, size bu konuyu ancak şöyle izah edebilirim:
Elizabeth Banks'in Rita Repulsa karakterini ele alalım. Rita, animasyon dizisinde oldukça çılgındı ve deli şeyler yapıyordu. Banks, bu role resmen bürünmüş ve karakteri olduğu gibi yansıtmış. İşte filmin sorunu da burada baş gösteriyor.
Power Rangers'in ilk 90 dakikası yani hikayenin geliştiği yer oldukça gerçekçi bir şekilde ilerliyor. Rita'nın hikayeye dahil olması ve sondaki büyük aksiyon sahnesi ile filmde büyük bir ton uyuşmazlığı meydana geliyor. Filmin gerçekçi tonu, yerini Zack Snyder'ın kullandığı slow-motion aksiyon sahnelerinden mantık hatalarına bırakıyor. Mesela ekip, Alpha araçlarını daha önce hiç kullanmamasına rağmen son sahnede hepsini yıllardır kullanıyormuş gibi rahatça kullanabiliyor. Pembe Ranger, jet bile uçurmayı başarıyor! Tamam, mantık hatalarına rağmen bu sahneyi izlemek eğlenceliydi fakat bu şekilde 2 farklı film izliyormuşsunuz gibi bir his uyandırıyor. Yani film, size tam olarak vaat ettiği finali yansıtamıyor. Eğer film tamamen ciddi veya tamamen saçma olsaydı, ortaya daha dengelenmiş bir sonuç çıkardı. Bu filmse bir ondan, bir bundan yaparak son sahneyi biraz çorbaya dönüştürmüş. Ayrıca, şu Krispy Kreme olayına hala inanamadım doğrusu. Adamlara nasıl bir para ödemişlerse artık...
Uzun lafın kısası, Power Rangers'ın çok kötü olacağını düşünüyordum. Fakat sorunlarına rağmen filmi eğlenerek izledim. Eğer hikayenin yavaş ilerleyişine ve son 20 dakikanın ton değişikliğine aldanmazsanız, eğlenceli bir 2 saat geçireceksiniz. Karakterleri başarılıydı, performanslar eğlenceliydi, aksiyon sahneleri iyiydi (görsel efektler için aynı şeyi diyemeyeceğim). Yani genel itibariyle idare eder bir film olmuş. Eğlenceli bir film arayanlara tavsiye ederim. İyi seyirler.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Eğlenceli performanslar ve espriler.
+ Hikayesini gerçekçi ve enerjik bir tonda anlatması.
+ Karakterlerine zaman tanıması.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Son 20 dakikası filmin ciddi tonuna karşılık başka bir film izliyormuşsunuz hissi uyandırıyor.
- Krispy Kreme ürün yerleştirmesi.
TOPLAM PUAN: 6.8/10