Hesabım
    Patient Zero
    Ortalama puan
    2,9
    4 Puanlama
    Patient Zero hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.068 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    30 Ağustos 2021 tarihinde eklendi
    “Patient Zero”, yönetmen koltuğunda “Anatomie” (2000), “Anatomie 2” (2003) ve “Die Fälscher” (2007) gibi filmleri de çekmiş olan Stefan Ruzowitzky’nin oturduğu oldukça ilgi çekici bir film…

    Filmin, Fox Searchlight Pictures, Silver Pictures, Davis Entertainment, Broken Road Productions, Donners' Company, Vincent Newman Entertainment, Misher Films ve (Sony Pictures Entertainment's Motion Picture Group’un bir bölümü olan) Screen Gems gibi stüdyoların savaşına neden olan ve ilk başta “Patient Z” olarak adlandırılan senaryosu, Mike Le tarafından yazılmış…

    İlk gösterimi, 2 Eylül 2016’da yapılan ve nihayetinde 17 Şubat 2017’de vizyondan kaldırılan film, yenilenen yüzüyle 14 Ağustos 2018’de önce VOD üzerinden sonra da 14 Eylül 2018 tarihindeki (bir pazarlama taktiği olan) sınırlı sinema salonu gösterimiyle yeniden izleyici ile buluşturulmuş…

    Filmin, 4.3/10 (3.164 oy) ve 2.1/5 (507 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 3.8/10 (5 yorum) olan Rotten Tomatoes yorum ortalaması, katılımın son derece az olması nedeniyle çok da fazla bir şey ifade etmiyor…

    O nedenle, durumu daha iyi anlayabilmek için filmimizi, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle mercek altına alarak incelemeye ve ardından da puanlamaya çalışacağız…

    Oyuncu kadrosu deyince de öncelikle, düşük bütçesine rağmen filmin, Screen Gems’in yani aslında Sony Pictures Entertainment’ın şanına yaraşır bir kadrosu olduğunu söylememiz lazım…

    Kadro da kimler yok ki…

    “Tudors” dan “Game of Thrones” a kadar pek çok popüler dizi ve filmde oynayan Natalie Dormer’dan, “Doctor Who” nun Doctor’u Matt Smith’e ve “Spotlight” (2015) ile “Beauty and the Beast” (2017) dâhil 126 projede rol alan 2 Golden Globes ve 3 Primetime Emmy ödüllü Stanley Tucci’ye kadar kimi arasanız mevcut…

    Bize göre, irili ufaklı rollerde oynayan diğer oyuncularla birlikte bu kadro, son derece rafine bir işe imza atmışlar…

    Özellikle de Stanley Tucci...

    Aynı güzel şeyleri her biri özenle seçilerek ekibe dâhil edilmiş olan teknik kadro için de söylemek pekâlâ mümkün…

    Zira onlarda, insanlar için yeraltı sığınağı, denek olarak kullanılan yaratıklar (aslında enfekte olmuş insanlar) içinse hapishane olarak tasarlanan kapalı tek mekân çekimleri için oluşturdukları atmosfer, makyaj ve efektler ile ellerinden gelenin en iyisini yapmışlar…

    Filmin hikâyesine gelince…

    Yerli ve yabancı yorumlarda gördüğümüz kadarıyla filme ilişkin yapılan en büyük haksızlık bu hususta, yani hikâyede…

    Özellikle de Morgan karakterinin yaratıkların dillerini konuşuyor olması hususunda…

    Hâlbuki aynı şey kendisine filmde sorulduğunda Morgan, “Isırıldım ama dönüşmedim. O yüzdende konuşabiliyorum…” şeklindeki yanıtıyla bu konuya açıklık getirmişti… Ama artık her nedense insanlar sürekli aynı “taşa” takılıp düşmeye ve silkinip kalkarken de o aynı "taşa" laf sokuşturmaya bayılıyorlar gibi…

    Bir de şu meşhur, filmde “mantık hatası dolu” cular var…

    Elbette, bu eleştiriye vereceğimiz yanıt da sadece bu filme ilişkin eleştirilerle sınırlı değil… Zaten bu, sinema denilen şeyin aslında bir bilim ansiklopedisi yazma işi değil de hayal satma işi olduğunu unutan (belki de hiç bilmeyen) “mantık hatası” korosu da sadece bu filmde değil neredeyse bütün filmlerde iş başında oluyorlar…

    E be kardeşim, illa da her şey de bir düzen ve mantık arıyorsun o zaman ne işin var senin tamamı kurgu olan sinemada? At iskemleyi Taksim meydanına veya geç bir Mobese ekranının karşısına, sabahın köründen akşamın karanlığına kadar her gün aynı düzen içinde koşuşturanları izle dur… Bak bakalım aynı yeknesaklığa kaç gün dayana biliyorsun…

    Filmde hoşumuza giden şeylerden bir diğeri de Morgan’ın yaratıklara rock müziğin efsanelerinden Joe Cocker ve Pete Townshend’ın (The Who) isimleriyle hitap edip onlara, bu büyük ustaların “Feelin Alright” (1968) ve “I’m A Boy” (1966) isimli parçalarını analog olarak kaydedilmiş 33'lük LP'lerden dinletmesi, ardından da Sonny Cleveland’ın “Move On” (2018) u ile final yapmasıydı…

    Sonuç olarak; 3 verdiğimiz filmin, "baltalar elimizde, uzun ip belimizde" tarzı korku – gerilim meraklılarını çok fazla tatmin etmese de, nitelikli oyuncu performansı ve bir devam filmine de göz kırpan ucu açık özgün senaryosuyla izlenilmeyi fazlasıyla hak ettiğini düşünüyoruz…

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 6 Ekim 2018 günü saat 02.07’de yazılarak paylaşılmıştır...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top