Hesabım
    Hayal Ülkesi
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Hayal Ülkesi

    Seyircinin tahammül sınırı nedir?

    Yazar: Alper Turgut

    Hayal Ülkesi (Jauja), genel izleyiciyi, resmen sinemaya düşman etme potansiyeli taşıyan, tam bir sinefil işi seyirlik. Ağır tempoyu, uzun plan sekansları, uzun, upuzun anlatımı seviyorsanız, bu ödüllü film, tam size göre, aksi takdirde, günah benden gitti.

    Tam yedi ülkenin ortak yapımcılığında, zorlu ve nev-i şahsına münhasır filmlerin yönetmeni Lisandro Alonso’nun komutasında çekilen Hayal Ülkesi, bir çölde yol alma ve kaybolma filmi. Meşhur Patagonya’da, bırakın insanı, doğayı, hayatı, zaman bile durur, belki bunca hareketsizliğin nedeni de budur. Asri zamanlarda western, yeniden yaşam buluyor, peşi sıra seyrettiğim Sakin Batı (Slow West) ve Bone Tomahawk, tamam, atı alalım, Üsküdar’ı geçelim dedirtti, Hayal Ülkesi ise naçizane; Burdur, orada dur!, Portakal, orada kal!

    Filmin belli başlı rollerini, Viggo MortensenGhita Norby, Viilbjork Malling Agge ve Esteban Bigliardi üstlenmişler. Vigo’cum, sen kralsın, büyük düşünmelisin, unutma, dönüşünü bekledi tüm orta dünya, harbiden ne işin var, ta Patagonya’da? Şakası bir yana, oyunculuklara laf yok, aslında bu tür deneysel işleri, durağan projeleri severim, haliyle bünye de alıştı, sanat filmleri seyrede seyrede, ancak sinema salonlarından uzak duran halkımızı, beyazperdeden korkutup, kaçırtmanın da bir manası yok. Malatya Film Festivali’nde şahit olduk. Ucuz bilete ve dağıtılan tonla davetiyeye rağmen, halkımız, daha filmlerin ortasına bile gelmeden, salonları boşalttı. Yani alıştıra alıştıra zerk etmeli, sinema sevgisini, incitmeden, üstüne üstüne gitmeden…

    Kadimler, dünyanın cenneti Jauja için, onu bulmaya çalışanlar, yolda kaybolurlar demiş. Sene 1882, Danimarka’dan Patagonya’ya gelen baba Gunnar Dinesen ve 15 yaşındaki kızı Ingeborg, ileri karakoldalar. Plan tehlikeli ve gayrı insani, yerlileri yok etmek, yani tam tekmil soykırım. Bizim genç kız, delikanlı bir askere sevdalanır ve ikisi birlikte kaçarlar. Yüzbaşı Gunnar, silahını kuşanır, atına atlar ve kaçakların peşine düşer, artık düşman topraklardadır. Elbette, asıl yolculuk, içsel yolculuktur, sorgulamak, geçmişi kurcalamak, doğanın ve yalnızlığın, iteklemesi ile olur. Suç sadece bireysel değildir, toplumsal suç da vardır, bazen faşizm, bazen vahşi kapitalizm, bazen de bu filmdeki gibi emperyalizm ile karşılık bulur.

    Sömürgeci zihniyete, insanın insana eziyetine, kamerasını çeviren, peliküle felsefeyi de ekleyen, varoluşu didikleyen Hayal Ülkesi, hazmı zor, yolu engebeli bir yapıt ve en büyük derdi, herkese göre değil!

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top