Hesabım
    Çizmeli Kedi: Son Dilek
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Çizmeli Kedi: Son Dilek

    Efsaneler ölmez… mi?

    Yazar: Özden Sevgi Diler

    İlk olarak 2004 yapımı “Shrek 2”de tanıştığımız Çizmeli Kedi, ikinci solo macerası “Çizmeli Kedi: Son Dilek” ile 12 yıl sonra yeniden karşımızda. Gözü pek bir maceracı olan, yeri geldiğinde kılıcını sallayan, yeri geldiğinde kocaman gözleriyle kalbimizi çalanÇizmeli Kedi’yi bu filmde, diğer filmlerde olduğu gibi, Engin Alkan seslendirmiyor. Orijinalinde Antonio Banderas tarafından seslendirilen (karakterin şekillendirilmesinde de Banderas’ın, özellikle Zorro’nun büyük etkisi var) Kedi’yi bu kez İlham Erdoğan seslendirmiş. Ortaya çok iyi bir performans koymasına rağmen, başlangıçta yabancılaştıran, sanki farklı bir karakter izliyormuşum hissi doğuran bir durum oldu bu benim açımdan. Ama filmin ilk sahnelerinden itibaren Kedi’nin yeni sesine de alıştım, çünkü nerdeyse gerçekten farklı bir karakter izliyoruz.

    “Çizmeli Kedi: Son Dilek”in alıştığımız Dreamworks animasyonlarından, önceki Shrek filmlerinden çok farklı bir tarzı var. Aradan geçen yıllarda gelişen animasyon teknolojisi bir yana, 2018 yılında çıkan ve çok büyük ses getiren “Spider-Man into the Spider-Verse” filminin etkisi bariz bir şekilde hissediliyor. Nitekim filmin yönetmenleri Joel Crawford ve Januel Mercado, bu filmi ilham kaynakları arasında gösteriyorlar. Masal kitaplarındaki çizimleri akla getiren bir görsel dünyası var filmin. Klasik animasyon görüntülerle, suluboya resimleri andıran arka plan çizimlerini bir araya getiren filme bir de çılgın aksiyon sahnelerini ve dinamik kurguyu eklediğimizde, ortaya ilk filmden daha hareketli ve konu açısından da daha başarılı bir devam filmi çıkmış.

    Bu filmdeki Çizmeli Kedi’yi, daha önceki filmlerden farklı kılan yalnızca filmin görsel stilinin değişmesi değil elbette. Karakterde de büyük değişiklikler var. Zorro edasıyla, şövalye ruhuyla tanıdığımız Kedi, filmin başında, kendisine yönelen yoğun sevgiden şımarmış ve adeta bir rock star gibi çılgın partilerin tadını çıkarırken karşımıza çıkıyor. Sonrasında onu yine kılıcına davranmaya iten bir kahramanlık fırsatı ayağına geliyor fakat hiç beklenmedik bir sonucu oluyor bunun. Başına gelen talihsiz kaza sonucunda kahramanımız dokuz canından sekizini kaybettiğini öğreniyor. Korkusuz savaşçı buna aldırış etmiyor tabii ki, ta ki yalnız başına sütünü yudumladığı barda kendisine yaklaşan Ödül Avcısı Kurt’a kadar. Kurt’un bıçak darbesiyle alnından birkaç damla kan süzülen Kedi, işin ciddiyetinin farkına varıyor ve kahramanlık günlerini geride bırakarak, kedisever yaşı bir kadının evinde, yüzlerce diğer kedinin arasında inzivaya çekiliyor.

    Ana karakterin ölüm korkusu yaşadığını görmek, esas hedef kitlesi çocuklar olan bir animasyon film için oldukça sıra dışı bir seçim. Ama filme gücünü veren de bu cesur adım. Uzamış sakalıyla günlerini umutsuzluk içinde geçiren Kedi’nin dünyasına yeni karakterler giriyor bu noktada: Yaşlı kadının evine kedi kılığında giren ve asıl hedefi bir terapi köpeği olmak olan Purrito ile Grimm Masalları’ndan hatırladığımız Ayı Ailesi ve evlatlık kızları Goldilocks. Purrito umarsızca Çizmeli Kedi’nin dostluğunu kazanmak isterken, tam bir suç ailesi olan Ayı Ailesi, Çizmeli Kedi’nin peşindedir. Bu ailenin, sahibi olan kişiye bir dilek hakkı veren Dilek Yıldızı’nı aradığını öğrenen Kedi, yeniden hayata tutunacak bir neden bulur. Dilek Yıldızı’nın peşindeki macerada ona, Purrito’nun yanı sıra, kendi dilek hakkının peşinde olan eski sevgilisi Yumuşak Pati Kitty de eşlik eder. Bu arada Dilek Yıldızı’nı arayan yalnızca onlar değildir. İlhamını klasik bir Amerikan ninnisinden alan kötü karakter “Büyük” Jack Horner da sayısız masal nesnesini barından koleksiyonuna son bir ekleme yapmak için yola çıkar.

    Bütün bu karakterler Karanlık Orman’da yollarını Sihirli Harita aracılığıyla bulmaya çalışırlar. Filmin en güzel detaylarından biri Sihirli Harita’nın ormanı herkesin karakterine göre şekillendirmesi ve en rahat geçilebilecek yolun gerçekten saf bir kalp olan Purrito’ya açılmasıydı. Purrito, sevgi dolu kalbiyle bu yolculukta herkese çok şey öğretti. Filmi izlediğim salondaki küçüklerin onun sevimliliği karşısında verdiği tepkiler de gerçekten sağlam bir karakter yaratıldığını gösterdi. Bu yolculukta en büyük değişikliği yaşayan ise tabii ki hikâyenin esas kahramanı Çizmeli Kedi oldu. Yumuşak Pati ile olan geçmişini hatırlayıp bambaşka bir hayatı olabileceğini görmesi, önceki canlarıyla karşılaşması, Purrito’nun varlığı… hepsi etkili, ama onu en çok etkileyen tüyler ürpertici uğursuz ıslığıyla ve karanlıkta parlayan kırmızı gözleriyle çıkıp gelen Kurt. Ölümün ve ölüm korkusunun etkili bir şekilde vücut bulmuş bu hali sahneye geldiğinde, filmin o çok dinamik eğlenceli yapısı yerini neredeyse korku filmi atmosferine bırakıyor.

    Böyle temaları Dreamworks animasyonlarında görmeye pek alışık değiliz, ama bu kez ellerini derinlere daldırmaktan çekinmemişler. Yüzeyde çocuklara hitap eden bir konu olsa da bu ölüm teması tabii ki daha çok yetişkinleri hedefliyor. Oldukça gerçekçi bir panik atak tasviri de var filmin. Gerçek hayatta benzer sorunlar yaşayan ya da benzer korkulara sahip olan yetişkinlerin Çizmeli Kedi’yi kendilerine çok yakın bulacağı ölümle yüz yüze gelme sahneleri, bazı küçük çocuklar için zorlayıcı olabilir. 

    “Çizmeli Kedi: Son Dilek”te Shrek serisinin, özellikle de geniş çapta beğenilen ilk iki filmin, kurduğu mizahın çok önemli bir öğesi olan masal ve popüler kültür göndermeleri pek fazla yok. Daha çok maceraya odaklanılmış ve ailenin, dostların, hayatın önemini hatırlatan bir tutum benimsenmiş. Film yine de hem büyüleyici görselliği hem de ana karakterini ölüm korkusuyla yüzleştirme cesaretiyle, çocuklara olduğu kadar yetişkinlere de hitap ediyor. Filmin sonundaki tatlı sürprizin de çocuklardan çok yetişkinleri sevindireceğini söyleyebilirim… En İyi Animasyon dalında Oscar adayı olan bu harika filmi mutlaka sinema perdesinde izleyin!

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top