Hesabım
    Güzel ve Çirkin
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Güzel ve Çirkin

    Masallar Gerçek Oluyor!

    Yazar: Başak Bıçak

    Hollywood’un yüzünü giderek daha fazla çevirdiği yeniden çevrimler dizisinin son “talihlisi” masallar oldu. Walt Disney’in, geçmişte pek çok kez sinemaya uyarlanmış ve artık klasikleşen masal animasyonlarını, gerçek oyuncular kullanarak (live action) yeniden beyazperdeye aktaracağı bir dizi filmden ilki, dünyaca ünlü Fransız romancı Jeanne-Marie Le Prince de Beaumont’un Güzel ve Çirkin (Beauty and The Beast) masalı…

    Güzel ve Çirkin’in destansı aşkı, ilk olarak Jean Cocteau, René Clément imzasıyla 1946’da, daha sonra 1991 yılında Gary Trousdale, Kirk Wise ikilisinin yönetiminde animasyon olarak ve nihayetinde 2014 senesinde Christophe Gans uyarlamasıyla beyazperdede karşımıza çıktı. Ancak En İyi Film dalında Oscar’a aday olmayı başararak bu dalda adaylık kazanan ilk animasyon film olan 1991 yapımı Güzel ve Çirkin, şüphesiz bu masalın en göz alıcı uyarlamasıydı… Müzikal türündeki film, Paige O'Hara ve Robby Benson’ın seslendirmeleriyle etkileyici bir filme dönüşmüş ve müzik dallarında kazandığı iki Oscar’la da başarısını taçlandırmıştı. İşte Disney’in canlı oyuncularla yeniden beyazperdeye aktardığı masal, esas itibariyle 1991 yapımı filmi kendisine temel alıyor. Böyle bir filme ihtiyaç olup olmadığı, ticari kaygıları vs. tartışılır fakat Güzel ve Çirkin’in yeni versiyonunun, hem masalın hem de müzikal türün hakkını verdiği bir gerçek.

    Mr. Holmes ve Müthiş Sırrı, Wikileaks ve Alacakaranlık serisinin son iki bölümünü çeken Bill Condon’ın yönetmen koltuğunda oturduğu Güzel ve Çirkin, her ne kadar sırtını bir masala yaslasa da, anlatım dili “yetişkin” olan bir film. Zira Condon, masalın içerisinde yer alan bir karaktere kendi yorumunu eklemiş ve hikâyenin akışını bozmayan ancak muhafazakâr çevreler tarafından hemen fark edilen bir şekle büründürmüş. Condon’ın LeFou yorumu, masalı ve dolayısıyla filmi etkilemeyen düzeyde ancak Güzel ve Çirkin, çoktan muhafazakâr Hıristiyanlar tarafından boykot edilmeye başlandı bile. Filmin hikâyesine herhangi bir katkısı ya da etkisi olmayan bir değişikliğin bu denli tepki çekmesi, Güzel ve Çirkin’in olası başarısına şimdiden gölge düşürmüşe benziyor.

    Üslubundaki bu ufak değişiklik dikkat alınmadığı takdirde Güzel ve Çirkin’in, 1991 yapımı filme birebir sadık kaldığı söylenebilir. Hemen her sekans, orijinaline uygun bir biçimde canlandırılmış ve ortaya görsel açıdan büyüleyici, müzikal başarısı güçlü bir yapım çıkmış. Ian McKellen ve Emma Thompson gibi isimleri yan rollerde gördüğümüz film, başroller içinse daha temkinli seçimler yapmış. Gaston rolündeki Luke Evans’ın ve LeFou karakterini canlandıran Josh Gad’ın yerinde tercihler olduğunu söyleyebilirim ancak Emma Watson’ın ve bilhassa Dan Stevens’ın Güzel ve Çirkin için biraz sönük kaldıklarını düşünüyorum. Watson, performans açısından oldukça başarılıydı ancak Belle rolü bana göre daha gösterişli bir oyuncuyu hak ediyordu.

    Ticari kaygılarla çekildiği her halinden belli olan bu film, yapımcılarını tatmin eder mi bilinmez ama Güzel ve Çirkin masalını yeniden beyazperdede izlemek isteyenleri mutlu edecektir. Özellikle 1991 tarihli filmle olan bağları, orijinal filmi özleyenler için nostaljik bir yolculuk olacak.

    basakbicak@gmail.com

    https://twitter.com/BasakBicak

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top