Herkesin merakla beklediği ve son yılların en özgün felaket filmi (!) olacak olan Geostorm nihayet vizyona girdi! Evet... Zaten herkes böyle bir filmi görmek istiyordu, değil mi? Ama şaka bir yana, bu film o kadar çok ertelendi ve yeniden çekildi ki, vizyona girmesine bile şaşırdım doğrusu.
120 milyon dolarlık dev bir bütçeye sahip olan Geostorm'un konusunda hiç yeni bir şey yok. Eğer Independence Day, Godzilla (1998), The Day After Tomorrow veya 2012 gibi Roland Emmerich'in çektiği herhangi bir felaket filmini gördüyseniz, Geostorm sizi hiç şaşırtmayacak. Çünkü bu filmin diğer felaket filmlerinden hiçbir farkı yok. Gerek karakterleri, konunun ilerleyişi olsun, Geostorm adeta dev bir klişeler yumağı.
Aslında bu beni hiç şaşırtmadı çünkü ilk defa yönetmelik koltuğuna oturan Dean Devlin, daha önceden Emmerich'in neredeyse bütün filmlerinin yapımcılığını yapmıştı. Bu yüzden Geostorm'dan başka bir sonuç beklenemezdi.
İyi yanlardan başlayalım. Bütün felaket filmlerinde olduğu gibi, Geostorm da ilgi çeken bazı görsellere ve kendini izleten birkaç aksiyon sahnesine sahip. Eğer felaket filmlerini izlerken hiç sıkılmıyorsanız, bu filmi izlerken iyi vakit geçireceğinize eminim.
Oyunculuklar da fena değildi. Bu filmde rezalet bir senaryonun karşısında oyuncu kadrosunun ne kadar çabaladığını görebiliyorsunuz. Gerard Butler ile kızını canlandıran Talitha Eliana Bateman arasındaki dinamik fena değildi. Bu ikiliyi film boyunca en fazla 3 sahnede görmek ise son derece garip bir tercihti. Filmdeki klişelerin içerisinden en idare eden şey bu ikilinin sahneleriydi. Ayrıca Ed Harris'i izlemek her zamanki gibi çok keyifliydi.
Madem anlatacak başka iyi yan kalmadı, o halde kötü şeylere geçelim. Ve bu filmde onlardan epeyce var... Öncelikle, senaryo çok kötüydü. Senaryo, ana karakterlere olabilecek en klişe diyalogları ve kişilik özelliklerini vermiş. Üstelik buna rağmen film boyunca senaryo bize sürekli yeni karakterler tanıtıp onları 3 dakika sonra filmden çıkarmaya devam ediyor. Senaristler Paul Guyot ve Dean Devlin, 90'lı yılların felaket filmi havasını yeniden yaratıp ortaya ileride kült olacak, klasik bir felaket filmi hazırlamaya çalışmışlar. Fakat asıl sorun şurada: Artık 2017 yılındayız. Independence Day'in üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen aynı filmlerin sürekli tekrar ve tekrar çekilmesi, ortaya çıkan sonucu iyice zayıflatıyor (mesela Transformers 5).
Görsel efektler ise son derece garipti. Çoğu Hollywood filminin sahip olamayacağı kadar dev bir bütçeye sahip olan Geostorm (bu filme 120 milyon dolar harcandığının yeniden altını çizmek istiyorum), bazen idare eder, bazen ise çok ama çok kötü efektlere sahipti. Bu yüzden filmdeki felaket sahneleri hiç de iyi değildi.
İşin garip tarafıysa, bu filmdeki felaket sahnelerinin hiçbirinde ana karakter olan Gerard Butler yer almamasıydı. Fragmanların ve hatta filmin posterinin ön planında olmasına rağmen Butler, film boyunca uzayda bir ekranda oturup olayları takip ederken biz de hiç umursamadığımız insanların bu olaylardan kaçmasını izliyoruz. Kaçmak dediğim de, 2012 filmi usulünde. Mesela yer yarılıp yeryüzüne lavlar gelirken adam bir arabayla bütün bunlardan kaçıyor. Ve merak etmeyin, zaman ilerledikçe film daha da saçma bir hal alıyor.
Geostorm, tek kelimeyle karmakarışık bir film. Sahne geçişlerinden felaket sahnelerine ve ana karakterlere kadar filmde yaşanan hiçbir şeyi umursamıyorsunuz. Bu yüzden filmi izlemek için geriye kalan tek neden ise felaket sahneleri oluyor ve onlar bile pek başarılı değildi. Benim için son zamanların en klişe ve sıkıcı filmlerinden birisiydi Geostorm. Bunun da en büyük nedeni, filmin kendini ciddiye almasıydı. İlk Independence Day'in bu kadar klişe ve saçma olmasına rağmen sevilmesinin nedeni, son derece eğlenceli olması ve saçma olduğunun farkında olmasıydı. Eğer Geostorm, içinde bulunduğu durumun farkında olup kendisini ciddiye almasaydı, ortaya çok akılda kalıcı bir sonuç çıkardı. Fakat şimdi ortaya çıkan sonuç ise beni tek kelimeyle baydı. Sadece türün hayranlarını bir nebze tatmin edecek, geriye kalan herkesin ise film sırasında başka bir şey izlemek isteyeceği bir yapım olmuş.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Bazı iyi görselleri.
+ Oyuncuların çabalaması.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Kendisini ciddiye alması.
- Klişe karakterler, saçma senaryo.
- Sıkıcı felaket sahneleri.
TOPLAM PUAN: 3.5/10