Sicario eleştirileri

Film Amerikan propagandası yapan o bol aksiyonlu filmlerden değil. Bunu söyleyelim baştan. Öyle çok aksiyon izleyeceğim diye oturup sonra bundan bir şey çıkmadı ki, diye eleştirenler size bu lafım. Bu film evet yer yer ağır ilerleyen bir film. Ama çok nadir bulabileceğimiz filmlerden birisidir. Neden mi çünkü bu filmde Amerikanın kirli yüzünü görüyoruz. O çok beğendiğiniz, hayran kaldığınız Birleşik Devletlerin aslında nasıl bir devlet olduğunu, işlerini nasıl hallettiğini çok net görüyoruz. Herhangi bir yerde kendilerine zarar verecek en ufak bir usulsüzlük görseler, o olayın sonuna kadar araştırırlar. Ama eğer kendi çıkarlarına bir iş olacaksa onun altından girip, üstünden çıkar bir şekilde bir kılıfa uydurur ve yasal hale getirirler. Bu bakımdan nadide filmlerden olmuştur benim için. Dediğim gibi film ağır ilerliyor. Ama çekimleri, görüntüleri, kamera teknikleri oldukça başarılı. İzlerken zevk alıyorsunuz. Olaya dahil olma açısından biraz geç kavrıyorsunuz olayları. Yani bir süre pek bir şey anlamadım ben. Ama sonra sonra film açılıyor, kendi gösteriyor ve neden kaliteli bir film olduğunu kanıtlıyor adeta. Bu filmi herkes beğenmek zorunda değil. Ben beğendim. Benim için önemli olan da o zaten. Oyunculuklar bakımından çakma Brad Pitt abimiz Benicio Del Toro, Emily Blunt ve Josh Brolin üçlüsü filmi sırtlamışlar. Özelllikle Del Toroyu beğendim bu filmde. Çok akıcı olmayan ama keyifle izlenebilecek Cia-suç filmlerinden, başarılı suç filmlerinden birisi oldu benim için. İyi seyirler...

Önce filmi çok ama çok begendiğimi peşinen söyleyeyim. Son yıllarda Hollywood yapımı polisiye macera filmleri bilindik senaryo açmazının içine düşmüş durumdalar. Meğerkim bu açmazın çaresi şaşırtmacalı bir senaryo yada görsel efektler değil, özgün bir anlatım dili ve sinematografiymiş. Gayet bilindik ve basit bir senaryodan müthiş bir film çıkarmışlar. Karakterlerin gerçekçiliği ise filmin bir başka başarılı yanı. Klişelerden alabildiğine uzak, seviyeli bir temposu olan , detaycı ve gerçekçi bir film .

Film Amerikan propagandası yapan o bol aksiyonlu filmlerden değil. Bunu söyleyelim baştan. Öyle çok aksiyon izleyeceğim diye oturup sonra bundan bir şey çıkmadı ki, diye eleştirenler size bu lafım. Bu film evet yer yer ağır ilerleyen bir film. Ama çok nadir bulabileceğimiz filmlerden birisidir. Neden mi çünkü bu filmde Amerikanın kirli yüzünü görüyoruz. O çok beğendiğiniz, hayran kaldığınız Birleşik Devletlerin aslında nasıl bir devlet olduğunu, işlerini nasıl hallettiğini çok net görüyoruz. Herhangi bir yerde kendilerine zarar verecek en ufak bir usulsüzlük görseler, o olayın sonuna kadar araştırırlar. Ama eğer kendi çıkarlarına bir iş olacaksa onun altından girip, üstünden çıkar bir şekilde bir kılıfa uydurur ve yasal hale getirirler. Bu bakımdan nadide filmlerden olmuştur benim için.

Dediğim gibi film ağır ilerliyor. Ama çekimleri, görüntüleri, kamera teknikleri oldukça başarılı. İzlerken zevk alıyorsunuz. Olaya dahil olma açısından biraz geç kavrıyorsunuz olayları. Yani bir süre pek bir şey anlamadım ben. Ama sonra sonra film açılıyor, kendi gösteriyor ve neden kaliteli bir film olduğunu kanıtlıyor adeta. Bu filmi herkes beğenmek zorunda değil. Ben beğendim. Benim için önemli olan da o zaten.

Oyunculuklar bakımından çakma Brad Pitt abimiz Benicio Del Toro, Emily Blunt ve Josh Brolin üçlüsü filmi sırtlamışlar. Özelllikle Del Toroyu beğendim bu filmde. Çok akıcı olmayan ama keyifle izlenebilecek Cia-suç filmlerinden, başarılı suç filmlerinden birisi oldu benim için. İyi seyirler... 7.8/10

Villeneuve'ün yönettiği tüm filmleri izledim ve imkanım olduğu sürece gelecekte yöneteceklerini de izlemeyi düşünüyorum. "Sicario" da yine senenin beğenilen filmlerinden biri olmayı başardı. Kaliteli oyuncu kadrosu, özellikle Del Toro tabii ki, inanılmaz geren baskın-takip-operasyon sahneleri, bunlardaki müzik kullanımı, kamera çekimleri, hikayesi (inanılmaz sürprizler barındırmasa da) ile dikkat çeken ve başarıyı yakalıyor film. Dünya üzerinde en yüksek suç oranına sahip olan bölgelerde, uyuşturucu kartellerinin diyarında, kimin hangi tarafta olduğunun ve eylemlerin asıl amacının merak edildiği bir atmosferi kusursuz kotarıyor yönetmen. Film bir yandan çok net bir aksiyon örneği, bir yandan da değilmiş de daha çok drama kayıyormuş gibi duruyor. Neticede ikisi eşit ölçüde harmanlanmış. Pişman etmeyecek filmlerden.

Filmin hikayesi çoğu yönetmenin beyaz perdeye aktardığı kartel savaşını konu alıyor. Ancak bu yapım daha derinlere inip olayı farklı açıdan ele alarak kendini öne çıkarmayı başarmış.

Amerika ve Meksika arasında geçen kartellerle mücadeleyi konu alan yapımda Emily Blunt (Kate) belli prensipleri olan ve ideallerine sıkı sıkıya bağlı bir ajanı canlandırıyor. Ajan Kate katıldığı bir operasyondan sonra ümitsizliğe kapılıyor. Tam bu sırada kendisine bir teklif geliyor. Teklif ise kartellerle mücadele için özel olarak oluşturulmuş bir grupta yer alarak kendi tecrübeleri ile gruba destek olmak. Kate bu teklifi kabul etse de işin içine girdikten sonra aslında içinde bulunduğu dünyanın düşündüğünden çok farklı olduğunu fark ediyor ve idealleri yerle bir olurken prensiplerini hiçe saymak durumunda kalıyor.

Yalın bir şekilde ‘kartel savaşı’ konusu ele alınan bu yapımda yönetmen çeşitli çekim açılarıyla filmdeki gerilimi an ve an ekrana yansıtmayı başarmış. Buna filmin uzun soluklu sahnelerinde daha canlı ve çarpıcı şekilde şahit olabilirsiniz.

Başrollerini Emily Blunt, Benicio Del Toro (Alejandro) ve Josh Brolin‘in (Matt Graver) paylaştığı filmde oyuncular canlandırdıkları karakterlere tam oturmuş desek yeridir. Doğrusunu söylemek gerekirse ben filmi Savages filmindeki performansından dolayı Benicio Del Toro için izlemek istemiştim ama Emily Blunt kendini biraz daha öne çıkarmış gibi görünüyor.

Aksiyon değil de uzun soluklu gerilim türünde bir film arıyorsanız bu film kaçmaz. Bazı şiddet içerikli sahnelerden dolayı aile ile izlemek için uygun olmayabilir.

İzlenebilir ancak beyninizde iz bırakmayan filmlerden biri olacağını bilmelisiniz. Konuda derinlik olmaması sebebiyle, oyunculuklar bireysel olarak ön plana çıkarılmaya çalışılmış ancak pek de başarı olamamış. Daha önce defalarca farklı versiyonlarını izlediğimiz uyuşturucu karteli ile polisin ve devletin ilişkisi anlatılıyor.

Uzun zaman sonra izlediğim güzel filmlerden biri oldu yapım. Benicio Del Toro ve Josh Brolin'in parladığı ama nedense Emily Blunt'ın biraz pasif ve itici bir karakter çizdiği yapım yinede seyir zevki bakımından güzel kurgulanmış. Aksiyon sahnelerinin filmin %20'lik bir kısmına tekabül ettiği film daha çok derin konusu ile dikkat çekiyor. Eğer bu aralar aradığınız sakin kafada izlenecek içinde biraz da intikam sosu serpiştirilmiş güzel bir yapımsa bu filmi kaçırmayın derim.

Bu tarz gerilimli filmleri hep sevmişimdir. Bu da onlardan biriydi benim için. Bu tarz filmler ağır bir şekilde ilerler, bu da aynı şekildeydi. Filmin müthiş bir sinematografisi vardı. İzleyeni filmin içine çekiyor âdeta. Filmin konusunu başlarda anlayamadım. İlerledikçe açıldı film benim için. Film, FBI'nın Arizona'da uyuşturucu kartellerine yaptığı operasyon ile başlıyor. Burada bir bombanın patlamasıyla iki polis ölüyor. Sonra Matt Graver bir operasyon grubu kurup Meksika'ya gidiyorlar. Grupta FBI'dan Kate de var. Kate olacaklardan habersizdir. Meksika'da, federal polislerin eşliğinde istedikleri adamı alıp geri dönüyorlar. Geri dönerlerken kartellerden birkaç kişiyi de öldürüyorlar. Sonra ise Meksika'ya en kolay yoldan gidilen bir tünelin varlığını öğrenirler ve oradan girip öldürmek istedikleri adam için operasyon yaparlar. Filmin genel olarak hikayesi böyleydi. ABD'nin sınır dışında nasıl yasal olmayan operasyonlar yaptığını gösteren güzel bir film olmuş. Meksika'da geçen sahnelerde de Meksika'nın uyuşturucu kartelleri yüzünden ne kadar kötü bir yere dönüşmüş olduğunu gördük. Müzikler, filmdeki gerilime uygun olarak yapılmış. Oyuncuların çok iyi olduğunu düşünüyorum. Özellikle Benicio Del Toro, oynadığı karatere çok iyi bir şekilde bürünmüş. Karakterin gizemini film boyunca tutmayı başarmış. Onun da neden bu işte olduğunu sonlara doğru anlıyoruz. Kızı ve karısı öldürüldüğü için o da bu işin içindeydi. Filmin kurgusunu da beğendim. Film genelde sizi olayların içinde tutmayı başarmış. Kameraların kullanımı da çok iyiydi. Kamera açıları gerçekten de filmde çok önemli. Kamera açıları filmden zevk almayı bile etkiliyor bence.
Film, Amerika-Meksika sınırındaki uyuşturucu kartellerine yapılan operasyonları, Meksika'nın durumunu, gerilimli bir şekilde anlatmış. ABD'nin yasal olmayan bir şekilde ülke dışında nasıl operasyon yaptıklarını anlatmış. Genel olarak beğendiğim bir film olduğunu söyleyebilirim.
Filme verdiğim puan= 8,7

Film ilk başta akıcı, aksiyon filmi havasında başlıyor. Ancak ilerleyen zamanlarda sadece gerilim moduna girip, kendisine hiçbir bilgi verilmeyen, filmde neden olduğuna dair hiçbir anlam veremediğiniz kadın oyuncu ve zenci arkadaşının etrafında dönüyor. Aslına bakarsanız emily blunt'u filmden çıkarın filmin konusunda hiçbir değişiklik olmaz. Gerilim sevenler için izlenebilir, ancak macera aksiyon bekleyenler için hayal kırıklığı ve vakit kaybı olur.

Gerçekten bu yorumu yazmadan 2 dk önce sevgilime izletip zamanını çaldığım için özür dileyip helallik istedim.Yazık zamanınıza arkadaşlar sakın izlemeyin. Tek cümle ile filmi anlatıyorum beyler toplanın. Allah belasını versin.

Cartel çete düzenini ve işleyişini çok iyi anlatmış. Maktullerin hücre evlerinde saklama şekilleri gerçekte de böyleymiş çok etkileyiciydi. Matt ve avukat reisin oyunculukta 10/10

Oyle her beğendigim şeye direkt 5 yildizi basan biri degilim onu soyleyeyim.
Ben sinema elestirmeni degilim veya muazzam bir sinema kulturum yok, duz izleyici olarak yorumluyorum.
Oncelikle bu film genel olarak herhangi bir turde izledigim hemen hemen tum filmlerden ayriliyor.

Filme dusuk puan verenler klise seviyor diye düşünüyorum. Bu film klasik suc- aksiyon filmi degil ve klssik bir Amerikan filminin verdigi izleyicinin alistigi o uyusturucuyu vermiyor. Bu film son derecede realist bir film ve o izleyicinin gonlunu hos eden, izleyicinin gormek isteigini ona veren o klasik sahneleri size vaadetmiyor.
Ben Hollywood'un bu gerçeklikten uzak izleyicinim gonlunu hos etme adetinden nefret ettigim icin boyle filmleri seviyorum sahsen. İzleyicinim gönlünü hos etmekten kastimi anliyorsunuzdur bilirsiniz iste hikayede adalet yerini bulur, kötülük kötülük bulur iyilik de iylik, Amerika dünyanın en onurlu ulkesidir, kotu seyler olur kotu insanlar vardir ama Amerika son derece adildir ve bunlarin üstesinden gelir, izleyici olarak kotulugun kaybetigini gorur film bitiminde mutlu sonu gorur rahatlarsıniz beklediginiz olmuştur, ama karaakteriniz daima doğru yoldadır ve doğruluktan durustlukten sasmaz ve sonunda kazanir cunku dunya super bir yer..
Bu oyle bir film degil, bu film size gercek dünyada islerin filmlerdeki gibi yurumedigini gösteren bir film.

Ayrıca agir agir ilerleyisi de gayet insani icine ceken bir halde filmin. Agir ağır gergin ve ciddi ilerliyor, beni hic sikmadi acikcasi. Genel olarak film agir, gergin ve soguk. Klasik pata kute aksiyon beklemeyin. Ama tadında aksiyonu da var. Gergin anlardaki müzikleri de gsyet iyi oturmus.
Filmdeki idealist FBI mensubu hanimefedimiz kanun, idalizm, hak hukuk adelet falan bilmeyen suclularla savasilan bu dunyada idealizmij is yapmadigini bi güzel öğreniyor, izleyici olarak siz de ogreniyorsunuz. .

Filmi tek kelime ile anlat derseniz realist derdim.
Abartıyorsun diyenler olabilir ama ben -en azından suc/aksiyon/gerilim kategorisinde - bu filmi ilk 3'ume koyarim. Kliselerden ve gercek dunyadan uzak senaryolardan bikmis biri olarak tam aradığım sey verdi film.

Kesinlikle çocuklara gençler izlemesin .Amerika pisliklerini bizlere bulaştırmaklarını istemezdim . Abd baş roldeki insan intikam aliyor sonda teroristin çocuklarını da katl ediyor. Bunların amacı insanın butun değerlerini yok etmek .Peygamberimiz Aleyhiselam bile kesinlikle çocuk kadın oldurulmesini yasaklamiş lanet etmiş Bizlere ornek Peygamberimiz olmalı bu salak Amerika huyları yok