Senaryosunu, Steve Kloves ile Harry Potter serisinin yaratıcısı J. K. Rowling'in yazdıkları ve yönetmen koltuğunda da David Yates'in oturduğu “Fantastic Beasts: The Secrets of Dumbledore”; "Fantastic Beasts and Where to Find Them" (2016) ve "Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald" (2018) tarihli fantastik macera serisinin üçüncü filmi olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 200 milyon dolarlık bir bütçe ile yeşil perde ve görsel efekt teknolojilerinin yanı sıra, zorluk derecesi yüksek sahnelerinde; koordinatörlüklerini Joanne Fox, Rowley Irlam ve Roy Taylor'ın üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak kurgulanan ve brüt 379.3 milyon dolar gibi beklentilerin altında kalan bir hasılat rakamına ulaşılan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Gençlik yıllarından itibaren "kan kardeşi" de olan kendisini, konuşmak üzere lüks bir restoranda çay içmeye davet eden Britanya Büyücü Topluluğunun etkili isimlerinden Albus Dumbledore'a (Jude Law); "Senle veya sensiz onların dünyasını mahvedeceğim" diyerek tehdit eden (rolü Johnny Depp'den devralarak şahane bir performans sergileyen Danimarkalı Mads Mikkelsen'in canlandırdığı) Gellert Grindelwald, masaya gelen çay fincanına elini dahi sürmeden kalkar...
Zira söz konusu bu Grindelwald; kurulması peşinde olduğu, yeni "Dünya Büyücülük Düzenini" yönetmeye aday da olan kötü şöhretli ve karanlık bir büyücüdür...
***
- Çin - Kweilin, 1932 -
Britanya Sihir Bakanlığı çalışanlarından Newt Scamander (Eddie Redmayne), kişinin ruhunun yanı sıra geleceği de görebilen büyülü bir yaratık olan bir Qilin'in doğum yapmasına yardım ederken anneyi öldürmek amacıyla vuran Carrow (Maja Bloom), Vinda Rosier (Poppy Corby-Tuech) ile esasen bir Dumbledore olan Credence Barebone (Ezra Miller); zor kullanmak suretiyle yavruyu, Newt'in elinden alarak kayıplara karışırlar...
Niyetleri, bu eşsiz yavruyu; Queenie Goldstein'ın (Alison Sudol) şaşkın bakışları arasında, onu boğazlayarak ortadan kaldıracak olan Grindelwald'a götürerek teslim etmektir...
Yalnız farkında olmadıkları şey, annenin ikiz doğurmuş olmasıdır...
Böylelikle ikinci Qilin yavrusu da, Newt'e kalacaktır...
***
İşlediği suçlar nedeniyle Grindelwald adına, arama operasyonunun başlatıldığı bir ortamda Newt ile ağabeyi Theseus Scamander (Callum Turner); kendilerine, Gellert'a karşı işbirliği önerecek olan Albus Dumbledore'ın davetine icabet ederler...
***
Eski sevgilisi Queenie, Amerikalı Jacob Kowalski'yi (Dan Fogler) pastanesinde ziyaretine gitmiş...
Şimdi de...
Aynı pastanenin karşısında tek başına kitap okuyan ve aslında Amerika'da, konusunda eğitmenlikte yapabilecek kadar becerikli bir cadı olan Eulalie "Lally" Hicks'i (Jessica Williams); akşam akşam, birinin adının Frank Doyle (Wilf Scolding) olduğunu bildiğimiz üç adam (Kazeem Tosin Amore - Noor Dillan-Night) alenen rahatsız etmektedirler...
Olan biteni dükkanının içinden şaşkınlıkla izleyen Kowalski, dayanamayıp olaya müdahil olmak istese de; Lally, kendini savunabilecek yeteneklere sahiptir de zaten...
Ve...
Gerçekte de bu, Jacob'ı da Albus Dumbledore ile ekibinin saflarında konumlandırmak gayesiyle düzenlenmiş bir mizansenden ibarettir sadece...
***
Gazetelerin ön sayfasını, Sihir Dünyasının Yüksek Başkanlığı için Çinli Liu Tao (Dave Wong) ve Brezilyalı Vicência Santos (Maria Fernanda Cândido) arasında gerçekleştirilecek seçim yarışı haberleri ile arka sayfasını Grindelwald'ın "Aranan" ilanının süslediği bir ortamda; Senegal asıllı bir Fransız olan Yusuf Kama (William Nadylam), Jacob, Lally, Newt, Theseus ve Newt'ün asistanı Bunty Broadacre (Victoria Yeates), geleceği görme yetisine haiz olan Grindelwald'a karşı bir araya getirilmiş ve bindikleri bir trenin içinde Berlin'e doğru yol almaktadırlar...
***
Bir çay seremonisine katılacak ve aralarından Newt'ün, Uluslararası Büyücüler Konfederasyonu'nun (ICW) hali hazırdaki Yüksek Başkanı ve Almanya Sihir Bakanı Anton Vogel'e; "Kolay olanı değil doğru olanı yapın" şeklindeki mesajı iletecek olduğu grubu, kapıda Helmut (Aleksandr Kuznetsov) karşılar...
Ancak ne yazık ki işler, hiç de bu mesajı gönderen Albus Dumbledore'un istediği biçimde şekillenmez...
Tersine Grindelwald, daha baskın çıkmış ve hakkındaki tüm suçlamalardan aklanmıştır...
Yani beklenenin aksine Grindelwald artık özgürdür...
Üstelik çıkan karmaşa esnasında, Theseus tutuklanmış ama kimse onun, nereye götürülmüş olduğunu da bilmemektedir...
***
Çok geçmez...
Bu kötü haber, Minerva McGonagall'ca (Fiona Glascott); kardeşi (ve Credence'in biyolojik babası) Aberforth (Richard Coyle) ile akşam yemeğinde olan Albus Dumbledore'da iletilir...
***
Uzatmayalım...
En azından Theseus'un kurtarılması adına Albus ve Aberforth Dumbledore biraderler de soluğu, olayların yaşandığı Berlin'de alırlar...
Dakika 52...
Geride sizleri; aynı heyecanın hız kesmeden devam edeceği ve çekimleri Warner Bros.'un İngiltere'nin Watford Leavesden bölgesindeki inanılmaz derecedeki olanakları bünyesinde barındıran stüdyolarında yapılan bu filmin, 92 dakikalık bir bölümü daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,