Hesabım
    In A Valley Of Violence
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    In A Valley Of Violence hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.066 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    12 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da kaleme alan Ti West'in yönetmen koltuğunda oturmasına ilaveten editörlüğünü de üstlendiği...

    Bilindik tarzının büsbütün dışındaki "In a Valley of Violence"; Quentin Tarantino ve Robert Rodriguez filmleri lezzetindeki, intikam konulu bir Western olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, yapımcılığını Blumhouse Productions'ın üstlenmiş olduğu; usta oyuncuların performanslarına yaslanılan, düşük bütçeli bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Çölde...

    Köpeği Abbie (Jumpy) ile birlikte atının üzerinde Meksika'ya doğru ilerlemekte olan Paul (Ethan Hawke)...

    Yolda...

    Yardım amacıyla kendisine seslenerek el sallayan alkolik bir Rahip (Burn Gorman) ile karşılaşır...

    ***

    Zira...

    Rahibin binmekte olduğu katır...

    Neredeyse artık ayakta duramayacak biçimde hırpalanmış...

    Ama...

    Buna karşın söz konusu gezgin Rahip...

    Yine de...

    Katırının öldürülerek acılarının dindirilmesi fikrine yanaşmamakta...

    ***

    Üstelik de...

    Tepelerin ardındaki Denton kasabasına ulaşıp...

    Oradaki insanları da dini hidayete davet etmek adına...

    Silahına davranıp...

    Paul'ün atına el koymaya kalkışmakta...

    ***

    Böyle olunca da...

    Üstüne atlayarak...

    Silahı tutan elinin bulunduğu kolunu ısıran Abbie...

    Rahibi yere yığar yığmaz...

    ***

    Canını bağışlaması karşılığında Paul'de...

    Yaralı koluna şişesindeki viskiyi boşaltıp...

    Su matarası ile silahındaki mermileri de alıp...

    Hedefindeki Meksika sınırına ilerlemek yerine...

    Adını yeni öğrendiği...

    Nam-ı diğer "Şiddet Vadisi" olan...

    Denton'a doğru yola koyulur...

    ***

    Ki böylelikle aklınca...

    Yeterli miktarda su, taze yiyecekler ve sıcacık bir banyoya da kavuşmuş olacaktır...

    ***

    İşte bu son derece masum düşünceyle...

    Kasabaya varan Paul...

    Kapısına...

    Bir saate kadar döneceği notunu asmış olan Dollar Bill'in (Michael Davis)...

    Kapısı duvar vaziyetteki...

    Kapalı bakkal dükkanının önünde durduğunda...

    ***

    Onu bulabileceğini umduğu...

    Karşıdaki bara uğrayarak...

    Barmenden (James Cady)...

    Hem kendisi için bir bardak...

    Hem de Abbie için bir tas dolusu su isteyip...

    ***

    Kendininkini...

    Kana kana yudumlamaktayken...

    Durup dururken kendisine sataşarak sabrını taşıran...

    Şerif yardımcısı Gilly Martin'i (James Ransone)...

    Otel işletmecisi nişanlısı Ellen ile yakın korumaları Roy (Larry Fessenden), Harris (Toby Huss) ve Tombik (Tommy Nohilly) dahil...

    Bütün kasabalıların gözleri önünde...

    Tek bir yumrukla...

    Yere sermek mecburiyetinde kalır...

    ***

    Ardından da...

    Domuzlarını beslemekten dönmüş ve kapılarını açmış olan Bill'in bakkalından...

    İhtiyaçlarını temin edip...

    Banyosunu kullanacağı otele yönelirken...

    ***

    Kendisini...

    Ellen'in on altı yaşındaki kız kardeşi Mary-Anne (Taissa Farmiga) karşılayacak...

    Ve Paul'ün...

    Elindeki yaradan...

    Bir türlü ısınamadığı...

    Müstakbel eniştesi Gilly'i patakladığını anlayınca da...

    Sıcak suyunu...

    Daha da bir şevkle hazırlayacak...

    ***

    Ve ablasının...

    Karşı koymasına rağmen...

    Otellerinin lobisinde...

    Kendisine kahve de ikram etmek istese de...

    ***

    Banyo yaptığı odadan aşağıya indiğinde Paul'ü...

    Fena benzettiği Gilly'nin babası da olan kasabanın...

    Bir bacağını çatışmada kaybetmiş savaş gazisi Şerifi Clyde Martin (John Travolta) beklemekte...

    ***

    Ve...

    İyice süzdüğü Paul'ü...

    Bir daha dönmemek üzere kasabayı terk etmesi halinde...

    Kendisine dokunmayacağını...

    Aksi taktirde ise...

    Başının çok kötü ağrıyacağını belirterek temin etmekte...

    ***

    Bu öneriyi tatminkar bulan...

    Ve zaten Meksika'ya gitmek niyetinde de olan Paul'de...

    Yeniden yola koyulmakta...

    ***

    Ancak...

    Gece verdiği mola da yolu...

    Şerif Clyde Martin'in de malumatı dışında...

    Paul'e haddini bildirmek hevesindeki Gilly ve yanında getirdiği...

    Ray, Harris ve Tombik tarafından kesilirken...

    Gilly'nin hedef gözeterek kasten açtığı ateşle ilk olarak...

    Paul'ün, karısı Cathy ile birlikte geride bıraktığı kızı Abbie'nin adını taşıyan köpeği vurulacak...

    ***

    Fakat...

    Bununla da yetinmeyen Gilly...

    Diğerlerince kollarına bacaklarına çökülerek yere yatırılmış durumdaki...

    Paul'ün tüm yalvarıp özür dilemelerine aldırmadan...

    Belinden çıkardığı kamasıyla...

    Yerde can çekişmekte olan Abbie'nin işini...

    Tamamen bitirecek...

    ***

    Kendisini de...

    Yüksekçe bir kayalıktan aşağıya...

    Yuvarlayarak atacaklar...

    ***

    Ama...

    Oldukça büyük bir hataya düşüp...

    Amerikan ordusunun...

    Zaman içinde bir ölüm makinasına dönüştürdüğü bu eski süvarinin...

    Ölüp ölmediğini kontrol etme ihtiyacını duymayacaklardır...

    Dakika 49...

    ***

    Bırakın...

    Adam öldürmeyi nihayetlendirdiğine dair biricik dostu olarak görüp sevdiği Abbie'ye verdiği sözü yerine getirmek şöyle dursun...

    Meksika'ya gitmekten de vaz geçen Paul'ün Denton'a dönüp, kara toprağa defnettiği Abbie'nin öcünü alacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Paul'ü buna zorlayanların, ölümlerden ölüm beğenecekleri...

    55 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top