Beyoğlu'nun Arka Yakası eleştirileri

Senaryosunu Hüseyin Kuzu ile Eyüp Halit Türkyazıcı'nın kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Şerif Gören'in oturmakta olduğu "Beyoğlu'nun Arka Yakası"; gecenin bir saati başlayıp...

Sabaha kadar süren bir "dramedy (drama comedy)" olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz...

Bir zamanların Beyoğlu' sunun gece hayatına ışık da tutulan bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Soğuk ve yağışlı bir kış akşamının mesai çıkışında...

Evde...

Dırdırından bıkıp usandığı...

Karısı Elif (Nalan Türkoğlu) ile tartışan...

İki çocuk babası devlet memuru Haydar Rıza (Tarık Akan)...

Çareyi...

Kendini İstanbul sokaklarına atmakta bulurken...

***

Aynı esnada...

Çekimleri yapılmakta olan bir filmin setinde...

Rolü gereği...

Beyazlar içinde koşuşturan...

Deniz adındaki bir kadına rastlar...

***

Ki...

Söz konusu filmin yönetmenine (Yavuzer Çetinkaya) göre de...

Aslında bu...

Kültür ve tarihine ağırlık verilen...

Bir Beyoğlu yarı belgeselidir...

***

Neyse...

Filmin...

Galata bölgesindeki çekimleri tamamlanır tamamlanmaz...

Toparlanan ekip...

Beyoğlu'nun bir başka bölgesine intikal ederken...

***

Maaşını o gün almış olması nedeniyle...

Cüzdanı tıka basa para dolu olan Haydar'da soluğu...

Öncelikle...

Yanında birasını da yudumlayacağı bir kokoreççi de...

***

Ardından da...

Kendisine yamanan züğürt bir sokak ergeninin önerisiyle de...

Pavyonda çalışan Zümrüt'ün (Oya Aydoğan) pezevenkliğini de yapan...

Taksici Çarli'nin (Erdal Özyağcılar) yanında alacak...

***

Ve o da kendisini...

Doğrudan Zümrüt yerine...

İlkin...

Muazzez'in randevuevine...

***

Ama orada...

Polis baskınına maruz kalması ve paçayı...

Pencereden atlayarak zorlukla sıyırması sebebiyle de...

Yeniden peşine takıldığı Çarli...

Bu kez kendisini...

Zümrüt'ün masa masa gezerek...

Müşterilerle beraber konsomasyon yaptığı...

Pavyona götürecek...

***

Ancak...

Geleneksel üslubumuz gereği...

"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...

Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...

Burada noktalayacağız...

Dakika 30...

***

Haydar'ın cebindeki paraların suyunu çekeceği saate kadar eğleneceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Tarık Akan'ın...

Nadir sarhoş rollerinden birini, başarıyla oynadığı...

60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

spoiler: 1987 yapımı bir film. 1960 civarı filmlerdeki çoğunluk toz pembe istanbul dan sonra tokat gibi çarpan bir film oldu. En işlek yerlerden biri olan beyoglu ndaki insanları gösteriyor. Aslında gece olan yaşamı. Gündüz belki öyle değil. Seks işçilerini, kumarları, payvonları.. Bu esnada da eşini aldatmayı kafasına koymuş tarık akan ı görüyoruz tabi. Arka planda ise her mekanda "çocuk işçiler" görmekteyiz. Hemen hemen her yerde çocuklar vardı. Çekimlerini gördüğümüz o film ise güzel bir hava katıyor filme. Erdal ile tarik bir arada yakışmış. Erdal iyi oynamış. Çarli olarak :) Yadigar ejder de iyiymiş. Hem pavyonda içtiler, hem otelde. Ne kadar çok içtiler öyle :) Seks işçiliği yapan kişilere "ulan erkekler" diyen kişinin dayak yemesi de güzeldi :) Ne bitmeyen geceymiş bir de :) Tarik bicaklanmadan önce paltoyu bıraktı, orda aklım kaldı. Cebinde piyango bileti vardı :) bir de tüm parayı çaldırmamıştı sanki. Tarik yaralanmış kalçasından ama sabah hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Kan kaybından nasıl ölmedi :) Karakolda da niye diyemedi "evet otele gittik, orda şahitler de var.". Filmin sonu da, başı gibi. Kavga ediyorlar yine :)