En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.065 değerlendirmeler
Takip Et!
3,0
25 Kasım 2020 tarihinde eklendi
“A Perfect Day”, senaryosunu da, yazar olmanın yanı sıra 1999 yılından bu yana merkezi Cenevre’de bulunan “Sınır Tanımayan Doktorlar (Doctors Without Borders / Médecins Sans Frontières - MSF)” organizasyonunda doktor olarak da çalışmakta olan Paula Farias’ın “Dejarse Llover” (2005) isimli romanından uyarlayarak yazan Fernando León de Aranoa’nın yönetmen koltuğunda oturduğu bir savaş draması…
Yani bu da demek oluyor ki, filmde anlatılanlar aslında Farias’ın, MSF doktoru olarak, gerçek olaylara dayanarak yaptığı “gözlem” ve “birikimlerine” dayanıyor…
Çekimleri, İspanya’nın güneyindeki Granada ’da 10 haftalık bir sürede tamamlanan filmin, Benicio Del Toro, Tim Robbins, Olga Kurylenko ve Mélanie Thierry gibi uluslararası isimlerden oluşan “kare ası” oldukça renkli ve sağlam…
Elbette Bosnalı Damir ve Nikola karakterlerini canlandıran Fedja Stukan ile Eldar Residovic’de yeterince iyi iş çıkartmışlar…
Usta yönetmen Fernando León de Aranoa’yı da “Los lunes al sol” (2002) dan bu yana yıllardır tanıyoruz zaten…
E haliyle bütün bu artılar bir araya gelince de…
Amerika tarafından sürekli dürtüklenen ve onun diğer emperyalist ortaklarınca da desteklenerek, neredeyse de 10 yıl süreyle devam ettirilen Yugoslavya iç savaşının:
Adını dahi bilmediğimiz Balkanlardaki bir bölgesindeki üç su kuyusundan birisinin içine atılan bir insan cesedinin oradan çıkartılması esnasında yaşanan önce fiziki “imkânsızlık” ve ardından da gelen “bürokratik engellemelerin”, doğa tarafından nasıl bertaraf edildiğinin “trajikomik” bir dille anlatıldığı, kimi zaman “eğlendiren” kimi zaman da “düşündüren” bir film çıkmış ortaya…
Tabii filmde sadece bu, “kuyudan ceset çıkartma” olayı yok…
Mambrú (Benicio Del Toro) ile Katya (Olga Kurylenko) arasındaki “aşk – meşk” ilişkisine de değinildiği gibi ineklerine çobanlık yapan yaşlı bir kadın aracılığı ile de kara mayınlarından kurtulmanın “komik” ama “ilginç” yolları da gösterilmiş…
Fakat ne yazık ki, savaşların neden olduğu “yokluğu”, fahiş ürün fiyatları ile kendi lehlerine değerlendirmeye çalışan “fırsatçılara” bu filmde de yer verildiği gibi bir gün önce aynı mahalledeki bitişik evlerde barış içinde yaşayan farklı kimlikteki insanların, yaratılan kışkırtmaların da etkisiyle, ertesi gün birbirlerinin gözlerini nasıl oydukları da resmedilmiş…
Bosna Savaşı'nda olup bitenleri, seyircinin gözüne sokmadan, duygu sömürüsüne kaçmadan, mizah yönünü ön plana çıkararak anlatan ama büyük beklentiye girmeden izlenebilecek alternatif bir film.
İnsani Yardım Çalışanları, bölgede silahlı çatışmalar devam ederken, su kuyusunu kirletmesi için kuyuya atılan bir cesedi çıkarmaya çalışırlar. Gayet basit gözüken bu görev, bürokrasinin her şeyi kördüğüme çevirme yeteneği ile tam bir kördüğüme dönüşür.
Bu kördüğümün nasıl çözüleceğini beklerken, savaşın manasızlığını, bürokrasinin işleri nasıl çıkmaza soktuğunu, savaşın acı tarafını görüyoruz.
Oyunculuklar ise gayet başarılı. Bu kadar olumsuzluk içinde hiç kaybetmedikleri mizah duygularını, başarılı bir şekilde filme aktarıyorlar.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.