“The Equalizer 2”, serinin ilk filmi “The Equalizer” da da (2014) yönetmen koltuğunda oturan Antoine Fuqua tarafından çekilen bir devam filmi…
İlk filmin senaryosu gibi bu filmin senaryosu da, Michael Sloan ve Richard Lindheim ikilisince üretilen TV dizisi esas alınmak suretiyle yine Richard Wenk tarafından yazılmış…
Bize göre filmin en dikkat çekici özelliklerinden biri, Denzel Washington ile Antoine Fuqua’yı “Training Day” (2001), “The Equalizer” (2014) ve “The Magnificent Seven” (2016) sonrasında dördüncü kez bir araya getiriyor olması…
62 milyon dolarlık bir bütçeyle çekimlerine 14 Eylül 2017’de başlanan ve 20 Temmuz 2018 tarihinde de vizyona giren filmin brüt gişe hasılatı tamı tamına 190,2 milyon dolar…
7/10 (31.829 oy) ve 3.7/5 (3.556 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.6/10 (173 yorum) ve 50/100 (43 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamalarına sahip olan film, kim ne derse desin Denzel Washington filmlerini izlemekten halen keyif alan bir izleyici kitlesinin bulunduğunu söylüyor gibi…
Laf aramızda, son derece asil bir duruşu da olan Denzel Washington’u ve oynadığı filmleri bizde çok severiz…
Gelin isterseniz bu düşük eleştirmen puanlı filme, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım…
Ancak yoruma başlamadan, film hakkındaki bir iki tespit ile uyarımızı da öncelikle paylaşalım isteriz…
Nasıl mı?
Şöyle ki, eğer amacınız eli yüzü düzgün bir Washington - Fuqua filmi izlemekse, hiç tereddüt etmeyin bu film tam da size göre…
Zaten bu ikilinin kimyası, yıllardır her koşulda uyuyor da birbirine…
Siz bakmayın o, “olmamış”, “hareket yok”, “sıkıldım” vs. tarzı gereksiz yorumlara…
Elbette bu ikilinin iş birliği (bilinçli olarak “iş birliği” deyimini kullandık, zira Denzel Washington aynı zamanda bu filmin yapımcısı da), her saniyesi ucuz figüranların birbirlerine tekme tokat saldırdığı ve set ekibindeki bir grubun kırmızı boya paketlerini patlatmaktan yorgun düştüğü üçüncü sınıf uzak doğu aksiyon filmleri tarzında bir işle sonuçlanmayacaktı…
O nedenle biz, film hakkındaki kendi yorumumuza geçerken siz de, yazılmış olan olumsuz yorumların hiçbirine aldırmadan kurulun koltuklarınıza ve bu güzel filmin keyfini çıkartmaya başlayın…
Şimdi tekrar filme ve tabii ki öncelikle de oyuncu kadrosuna dönelim…
Söyledik ya, seviyoruz bu asil duruşlu adamın filmlerini diye…
Gerçekten de, bu filmde de değiştirmemiş Washington çizgisini… Yine temiz iş çıkartmış… Bunu yaparken de, Ashton Sanders gibi yükselen yeni nesil bir değer ile Pedro Pascal, Orson Bean, Bill Pullman ve Melissa Leo gibi tanıdık isimler de büyük bir ustalıkla eşlik etmişler kendisine…
Aslında aynı olumlu sözleri, “The Bourne Identity” (2002), “The Bourne Supremacy” (2004) ve “The Bourne Ultimatum” (2007) serisinin de görüntü yönetmeni olan Oliver Wood ile“Titanic” (1997) in Academy Ödüllü editörü Conrad Buff IV’in ve “American Beauty” (1999), “Constantine” (2005), “I Am Legend” (2007) gibi filmlerinde prodüksiyon tasarımcısı olan Naomi Shohan’ın da dahil olduğu teknik ekip için de kullanmamız lazım…
Zira onlarda son derece kusursuz bir işe imza atmışlar…
Fakat özellikle de, filmin finalindeki çatışma sahneleri için efektlerle yaratılan kasırga ve terk edilmiş kasaba atmosferi aracılığıyla müthiş bir görsel şölenin oluşmasına katkı veren özel ve sanal efekt grubunu da ayrıca kutlamak gerekiyor…
Sonuç olarak, 121 dakika boyunca büyük bir ilgi ve keyifle izlediğimiz bu film için puanımız 3 önerimiz ise, gönül rahatlığı ile “izleyebilirsiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 2 Kasım 2018 günü saat 00.50’de yazılarak paylaşılmıştır...