Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
İlk film aksiyona fazla göz kırpıyor (sanki ‘John Wick’in öncülü gibiydi) ve öykü itibariyle klişeler eşliğinde ilerliyordu. İkinci adımda ise tamamıyla ‘Ermiş’ gibi davranan bir karakter buluyoruz karşımızda. Elinde daima bir kitap (Ta-Nehisi Coates’in ‘Dünyayla Benim Aramda’sı ve Proust’un ‘Yitik Zamanın Peşinde’si, bu arada küçük bir hatırlatma; ilk filmde odaklanılan kitap Hemingway’in ‘Yaşlı Adam ve Deniz’iydi), komşularına her daim yardım elini uzatan, yaşlı-genç demeden onlara destek olan, iyilik timsali bir profil... Ama bir adım ötede kötülüklerle dolu bir dünyanın kendisini ve herkesi beklediğinin farkında... Terazinin dengesi bozulduğunda ise silahı ve mücadele gücüyle meseleye ağırlığını koyuyor. Fuqua, olgun ve sakin bir rejiyle bu öyküyü aktarıyor. Ben filmi genel olarak ‘Western’ türüne olan sevgi ve saygısı yüzünden beğendim. ‘Adalet 2’, şimdiki zamanda geçse de anlatılan ‘Yalnız ve geçmişi yaralı bir kovboy’un mücadelesi. Atmosfer de buna uygun.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Yönetmen Antoine Fuqua, ilk filmde ortaya koyduğu stilize aksiyon çizgisini hiç bozmuyor. Denizel Washington'ın bu tür filmlerdeki sakin, kararlı, işinin ehli aksiyon adamı personasından yine ziyadesiyle yararlanıyor. Fakat yönetmen bir önceki Muhteşem Yedili filminde western'i çok sevmiş olmalı. Çünkü Adalet 2, özellikle ikinci yarısı itibariyle western anlatısına meylediyor. Bu meylediş sadece sinematografik bir tercih değil. Çünkü Fuqua, günümüzdeki adaletsizliğin Vahşi Batı seviyelerinde seyrettiğini ima ediyor. Ki hukuk herkes için gerekli ilkesinin tüm dünyada yara aldığı bu zamanlarda bu imanın çok da temelsiz olduğunu kim söyleyebilir?
Eleştirinin tamamı için: Sabah
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Öte yandan, söz konusu öykü formatından benim gibi gına getirmiş olanların da sıkılmadan izleyebileceği bir film ‘Adalet 2’… Sadece Denzel Washington gibi bir aktörün varlığı dahi işin rengini değiştirebiliyor. Ayrıca karakterin iyi yazıldığı söylenebilir. Dikkatli bir göz, McCall’un takıntılı bir kişiliği olduğunu ama bunu saklamaya çalıştığını görebilir. Başkalarının duygularını anlıyor ama kendi duygularını belli etme konusunda sorunları olan biri. Özellikle Susan’la birlikte olduğu sahnelere ve güldüğü anlara dikkat edin. Geçmişteki sosyal sorunlarını tam olarak aşamamış biri McCall… Adalet dağıtan, iyi kalpli bir kahraman olmak, onu sosyal olarak rahatlatan belki de tek şey. Denzel Washington’ın yorumu filmin artılarından biri…
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Tam dördüncü kez bir araya gelen yönetmen Fuqua ve oyuncu Washington için bir başarı. Aynı biçimde görüntü yönetmeni Oliver Wood ve yeri gelmişken besteci Harry Gregson-Williams’ da övelim. Ama yine de film tam olarak doyurmuyor. En çok da senaryonun eksikleri yüzünden...Tüm o insanlık-dışı örgütlerin, o ürkünç organizasyonların, o düğüm düğüm entrikaların gizi kolay çözülemiyor ve hikaye yer yer tökezliyor, en azından yüzeyselleşiyor. Ayrıca da aslında iyi bir buluş olan ‘taksi şoförü ve müşterileri’ motifi de yeterince işlenememiş. Eski ajanın ne eski dostlarıyla, ne de o gelip geçen her tür insanla ilişkileri bir sonuca ulaşamıyor, havada kalıyor. Yine de rahatça izlenebilir bir yapım denebilir.
Eleştirinin tamamı için: T24
Star
Yazar: Serdar Akbıyık
Adalet 2- The Equalizer 2 başlangıç bölümü Türkiye’de geçmekte. Robert McCall’ı canlandıran Denzel Washington bir Türk treninde hacı kıyafeti giymiş ve “av”a çıkmıştır. Yemek bölümüne giden McCall görevliden sıcak su ister, görevli servislerinin kapandığını söyler. Bir masada oturan haydut kılıklı dört adamdan biri görevliye sıcak suyu bu garip Amerikalıya vermesini söyler. Görevli istemeyerek de olsa suyu verir. Sonra Türk olan, McCall ile sohbet etmeye başlar. Adam ABD’deki eşinden ayrılmış ve kızını da Türkiye’ye kaçırmıştır. McCall bu adamın sadece kadına acı çektirmek için çocuğu kaçırdığını iddia edip adamı ve üç arkadaşını öldürür, çocuğu alıp ABD’ye döner. 2
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Hurriyet
İlk film aksiyona fazla göz kırpıyor (sanki ‘John Wick’in öncülü gibiydi) ve öykü itibariyle klişeler eşliğinde ilerliyordu. İkinci adımda ise tamamıyla ‘Ermiş’ gibi davranan bir karakter buluyoruz karşımızda. Elinde daima bir kitap (Ta-Nehisi Coates’in ‘Dünyayla Benim Aramda’sı ve Proust’un ‘Yitik Zamanın Peşinde’si, bu arada küçük bir hatırlatma; ilk filmde odaklanılan kitap Hemingway’in ‘Yaşlı Adam ve Deniz’iydi), komşularına her daim yardım elini uzatan, yaşlı-genç demeden onlara destek olan, iyilik timsali bir profil... Ama bir adım ötede kötülüklerle dolu bir dünyanın kendisini ve herkesi beklediğinin farkında... Terazinin dengesi bozulduğunda ise silahı ve mücadele gücüyle meseleye ağırlığını koyuyor. Fuqua, olgun ve sakin bir rejiyle bu öyküyü aktarıyor. Ben filmi genel olarak ‘Western’ türüne olan sevgi ve saygısı yüzünden beğendim. ‘Adalet 2’, şimdiki zamanda geçse de anlatılan ‘Yalnız ve geçmişi yaralı bir kovboy’un mücadelesi. Atmosfer de buna uygun.
Sabah
Yönetmen Antoine Fuqua, ilk filmde ortaya koyduğu stilize aksiyon çizgisini hiç bozmuyor. Denizel Washington'ın bu tür filmlerdeki sakin, kararlı, işinin ehli aksiyon adamı personasından yine ziyadesiyle yararlanıyor. Fakat yönetmen bir önceki Muhteşem Yedili filminde western'i çok sevmiş olmalı. Çünkü Adalet 2, özellikle ikinci yarısı itibariyle western anlatısına meylediyor. Bu meylediş sadece sinematografik bir tercih değil. Çünkü Fuqua, günümüzdeki adaletsizliğin Vahşi Batı seviyelerinde seyrettiğini ima ediyor. Ki hukuk herkes için gerekli ilkesinin tüm dünyada yara aldığı bu zamanlarda bu imanın çok da temelsiz olduğunu kim söyleyebilir?
Habertürk
Öte yandan, söz konusu öykü formatından benim gibi gına getirmiş olanların da sıkılmadan izleyebileceği bir film ‘Adalet 2’… Sadece Denzel Washington gibi bir aktörün varlığı dahi işin rengini değiştirebiliyor. Ayrıca karakterin iyi yazıldığı söylenebilir. Dikkatli bir göz, McCall’un takıntılı bir kişiliği olduğunu ama bunu saklamaya çalıştığını görebilir. Başkalarının duygularını anlıyor ama kendi duygularını belli etme konusunda sorunları olan biri. Özellikle Susan’la birlikte olduğu sahnelere ve güldüğü anlara dikkat edin. Geçmişteki sosyal sorunlarını tam olarak aşamamış biri McCall… Adalet dağıtan, iyi kalpli bir kahraman olmak, onu sosyal olarak rahatlatan belki de tek şey. Denzel Washington’ın yorumu filmin artılarından biri…
T24
Tam dördüncü kez bir araya gelen yönetmen Fuqua ve oyuncu Washington için bir başarı. Aynı biçimde görüntü yönetmeni Oliver Wood ve yeri gelmişken besteci Harry Gregson-Williams’ da övelim. Ama yine de film tam olarak doyurmuyor. En çok da senaryonun eksikleri yüzünden...Tüm o insanlık-dışı örgütlerin, o ürkünç organizasyonların, o düğüm düğüm entrikaların gizi kolay çözülemiyor ve hikaye yer yer tökezliyor, en azından yüzeyselleşiyor. Ayrıca da aslında iyi bir buluş olan ‘taksi şoförü ve müşterileri’ motifi de yeterince işlenememiş. Eski ajanın ne eski dostlarıyla, ne de o gelip geçen her tür insanla ilişkileri bir sonuca ulaşamıyor, havada kalıyor. Yine de rahatça izlenebilir bir yapım denebilir.
Star
Adalet 2- The Equalizer 2 başlangıç bölümü Türkiye’de geçmekte. Robert McCall’ı canlandıran Denzel Washington bir Türk treninde hacı kıyafeti giymiş ve “av”a çıkmıştır. Yemek bölümüne giden McCall görevliden sıcak su ister, görevli servislerinin kapandığını söyler. Bir masada oturan haydut kılıklı dört adamdan biri görevliye sıcak suyu bu garip Amerikalıya vermesini söyler. Görevli istemeyerek de olsa suyu verir. Sonra Türk olan, McCall ile sohbet etmeye başlar. Adam ABD’deki eşinden ayrılmış ve kızını da Türkiye’ye kaçırmıştır. McCall bu adamın sadece kadına acı çektirmek için çocuğu kaçırdığını iddia edip adamı ve üç arkadaşını öldürür, çocuğu alıp ABD’ye döner. 2