Hesabım
    Jinn: Cin
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Jinn: Cin

    Bu cin başka cin!

    Yazar: Misafir Koltuğu

    Bildiğiniz gibi korku filmlerinin geçmişi bir hayli eskidir. Hatta kameraya alınan ilk filmin bir korku filmi olduğu ancak tek kopyanın da kaybolduğu rivayet edilir. Amerikan sinemasından tutun da, Türk sinema sunumları da olmak üzere sayısız örneği ile karşılaştığımız tür özellikle de son yıllarda gücünü kaybetmeye başladı. Her ne kadar irili ufaklı “başarılı” örnekler ile karşılaşsak da, seksüalitenin ön plana çıktığı, korku ve gerilim dozu düşük ve en üzücüsü de senaryo bakımından kıt yapımların ardı arkası kesilmedi. 80’lerin Freddy Krueger’ları, Jason Vorhees ve Michael Myers’ları yerini çok daha yavan filmlere, gore sinemasını utandıracak seviyede ucuz kanlı örneklere bıraktı. Uzakdoğu’nun birkaç aykırı örneği Amerikan sineması tarafından kopyalanıp, mahvedilirken bizler de duruma seyirci kalmak zorunda bırakıldık.

    Hollywood bu kez yüzünü iyice Doğu’ya çeviriyor ve son on yılda belki de bıkkınlık getirecek kadar çok işlenen yerli cin ve büyü filmlerinden birine el atıyor. Kendisi aslen bir Hintli olan ve Jinn: Cin haricinde drama – romantik komedi türündeki bir başka filmi daha bulunan Ajmal Zaheer Ahmad, ardına Hollywood’un da gücünü alarak korku janrına farklı bir soluk getirmeyi deniyor. Bildiğimiz Cin hikayelerine başka bir açıdan bakmaya çalışan Djinn: Cin filmi, Cin mitolojisine yeni bir yorum katıyor. İslamiyet’te de karşımıza çıkan kilden yaratılan insan, ışıktan doğan melekler ve ateş mamulü cinler bu sefer de sıkı bir savaşa tutuşmuş durumdalar.

    Genç, evli bir çift olan Shaw ve Jasmine hayatlarına mutlu bir şekilde devam ederken, güzel kadın uzun süredir sakladığı sırrını açıklamak durumunda kalır. Jasmine asla bir bebek sahibi olamayacaktır! Küçük çaplı bir tartışmanın ardından yola koyulan Shaw, nesillerdir ailesine musallat olan bir varlık ile ilk kez karşı karşıya gelir. Her şeyin temeli yaklaşık yüz yıl önce bir Djinn ile gerçekleşen büyük bir kapışmanın ürünüdür. Lanetlenen bir soy Djinn tarafından sürekli takip edilir, genç erkekler teker teker kurban haline gelir. Sıradaki kişi Shawn’dır ve bu akışı sonlandıracak kişi de odur.

    Bu alışageldik hikayenin eğlenceli olan tarafı, genç yönetmen Ahmad’ın türe bakış açısı. Sıradan bir korku filmi çekmek yerine işe biraz daha amatör yanından yaklaşan isim daha çok işin karakter dramasına yoğunlaşıyor. İkilinin arasındaki ilişki, kendisine yardım etmek isteyen gizemli Gabriel ve Papaz Westhoff, dünyanın varoluşundan beri süren bir nefret hikayeye olabildiğince başarılı bir şekilde yedirilmiş. Her ne kadar amatör bir üsluba sahip olsa da yönetmen, gerek ani şok sahneleri, gerekse ortalamanın üzerindeki görsel efektler salondan tatmin olmuş şekilde ayrılmanızı sağlıyor.

    Filmin eksilerine gelecek olursak, hikaye maalesef ki birden fazla katmana ayrılmaya çalışılmış ancak kısıtlı sürenin karakter derinliğine olan ters etkisi, oyunculukların ortalama seviyede seyretmesi ve yanlış sahnelerde gereksiz mizansenlerin kullanılması hikayenin inanılırlığına darbe vurmuş.

    Hafif bir TV filmi havası da taşıyan Djinn: Cin, rahatsızlık verebilen “amatör” yanlarına rağmen özellikle de ikinci yarısındaki ürkütücü atmosferi ve aksiyona doyuran akışıyla izlenebilir örneklerden biri haline geliyor.

    Burçin Aygün

     

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top