Senaryosunu da Lisa Genova'nın aynı isimli çok satan / bestselling romanından (2007) uyarlayarak yazan Richard Glatzer ve Wash Westmoreland'in yönetmen koltuğunda oturdukları “Still Alice”, Alzheimer hakkındaki insani duyarlılığı artıran, etkileyici olduğu kadar rahatsız edici de olan inanılmaz bir trajediye odaklanıyor...
Alice'in (Julianne Moore) ellinci doğum gününde kocası Dr. John Howland (Alec Baldwin), oğulları Tom (Hunter Parrish) ve kızları Anna (Kate Bosworth) ile damatları Charlie (Shane McRae) olmak üzere bir TV programındaki oyunculuk görüşmesi nedeniyle aralarında bulunamayan Lydia (Kristen Stewart) hariç bütün aile, dışarıda bir kutlama yemeğindedir...
Ertesi gün Bilişsel Bilim dalında UCLA'da Doç. Dr. olan Frederic Johnson (varlığı ile filme renk katan "The Walking Dead" 2014 - 2021 TV dizisinin Gabriel Stokes'u Seth Gilliam), Columbia Üniversitesinden Dil Bilimi Profesörü Alice Howland'ı sunumunu yapması için kürsüye davet eder...
Ufak bir aksilik yaşayarak kullanacağı bir kelimeyi anımsayamadığı esnada, espri ile karışık bir biçimde dinleyicilerine bunun "içtiği son kadeh şampanyadan" kaynaklandığı imasını vurgulayarak onları hafiften gülümseten de Alice, konuşmasını tamamladıktan sonra birlikte yemeğe çıkacakları ve bulduğu her fırsat da yaptığı gibi kariyeri hakkında kendisine nasihatte bulunacağı kızı Lydia'ya gider...
Tabii yine fayda etmez...
Lydia kendi yolunu çizmiştir bir kere...
Sahne sanatlarına kafayı takmış olan Lydia üniversite ile kesinlikle ilgilenmemektedir...
Evine dönen Alice, üstünü değiştirmesinin ardından günlük koşusuna çıkar...
Evet...
Çıkar çıkmasına da bir ara oldukça fenalaşarak kendini kaybeder...
Ama artık bu, öğlen yemeğinde içtiği şampanyadan değildir...
Kendisinin de ifade ettiği gibi Alice'te kelimeler ve isimler başta olmak üzere unutkanlık başlamıştır...
Ve vakit geçirmeden soluğu hastanede alır...
İşe MR ile başlanacaktır...
Neyse...
Alice Noel için yemek hazırlarken bütün aile bu kez eksiksiz olarak evde toplanmış hatta aralarına Tom'un arkadaşı Jenny'de (Erin Darke) eklenmiştir...
Yalnız durumu gittikçe kötüleşmekte olan Alice şimdi de ekmek pudingi tarifini unutmuştur...
Üstelik bir de biraz önce selamlaştığı Jenny'e, sanki onu ilk kez görüyormuş gibi yeniden "hoş geldin" demesin mi...
Elbette bu garip hal yalnızca bizim değil Lydia'nın da dikkatinden kaçmamıştır...
Sonuçlar için hastanede doktoru Travis Benjamin'e (Stephen Kunken) uğradığında Alice, MR'ının temiz çıktığını öğrenir...
Yani beyindeki tümör kuşkusu ortadan kalkmıştır...
Ancak sıra Alzheimer testlerindedir...
Sinirleri iyice gerilen Alice, gecenin bir yarsı uyandırdığı John'a durumundan bahseder...
İşin daha da kötüsü, karı koca birlikte doktora gittiklerinde bu rahatsızlığın "genler" yoluyla çocuklarına da aktarılmış olabileceği bilgisini edinirler...
Bunun için Alice'in gen testlerine bakılacak ve eğer sonuç pozitif çıkarsa önlem olarak çocuklar da "istemeleri halinde" aynı teste tabi tutulacaklardır...
Aile Alice ile John'un evlenme yıl dönümlerinde bir araya geldiğinde, Alice'e "Erken Başlangıçlı Alzheimer" tanısının konmasının yanı sıra aynı hastalığa kendilerinin de yakalanma risklerinin bulunduğu çocuklara da açıklanır...
Dakika 28...
Geride sizleri Julianne Moore'un, kendisine "Yılın En İyi Kadın Oyuncu" kategorisindeki Academy, Golden Globe ve BAFTA ödüllerini kazandıran muhteşem performansını sergilediği, insanı ciddi anlamda sarsarak hüzünlendiren dramatik sahnelerle dolu bir 73 dakika daha bekliyor...
Fırsat bulup da bugüne kadar izlemediyseniz kaçırmamanızı öneririz...
Keyifli seyirler,