En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
rudeonerudeone
Takipçi
1.698 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
15 Şubat 2015 tarihinde eklendi
Fiziksel veya ruhsal rahatsızlıkları olan kimseleri canlandırmak her zaman üst düzey bir oyunculuk performansı gerektiren, eğer hakkıyla yapılırsa da uzun seneler konuşulmayı garantileyen işlerdir. Sinema tarihinde bu durumun sayısız örneği vardır. "Still Alice"te Julianne Moore fiziksel veya ruhsaldan ziyade, aslında nörolojik bir rahatsızlık olan Alzheimer ile mücadele ediyor. Kuşkusuz filmin adı her geçtiğinde, tüm diğer başarılı taraflarının ötesinde (senaryosu, hem duygusal hem de sömürüye kaçmamayı başaran tonu vs.), kadın oyuncusunun performansı ile hatırlanacak. Hatta yakın zamanda içinde bu oyunculuk büyük ihtimalle Akademi Ödülü ile de taçlandırılacak. Çok rafine bir oyunculuk Moore'unki. Araştırmadım fakat büyük ihtimalle Alzheimer'a sahip gerçek kişiler ile belli bir süre vakit geçirmiş rolüne hazırlanırken. Mimikleri, tepkileri, sanki rolünü yaşamış. Çok abartılacak, başyapıt düzeyinde bir film değil belki. Örneğin bazı kısımlar üstün körü geçilmiş hissi oluyor ara sıra, özellikle ailevi ilişkilerde. Ancak yine de eşi ve çocukları ile yaşadıkları, başta Lydia olmak üzere (pek de başarılı bulmadığım Stewart), dikkat çekmeyi başarıyor. Pek tanınmayan yönetmenleri için kariyerlerinde önemli bir basamak olacak muhtemelen.
Senaryosunu da Lisa Genova'nın aynı isimli çok satan / bestselling romanından (2007) uyarlayarak yazan Richard Glatzer ve Wash Westmoreland'in yönetmen koltuğunda oturdukları “Still Alice”, Alzheimer hakkındaki insani duyarlılığı artıran, etkileyici olduğu kadar rahatsız edici de olan inanılmaz bir trajediye odaklanıyor...
Alice'in (Julianne Moore) ellinci doğum gününde kocası Dr. John Howland (Alec Baldwin), oğulları Tom (Hunter Parrish) ve kızları Anna (Kate Bosworth) ile damatları Charlie (Shane McRae) olmak üzere bir TV programındaki oyunculuk görüşmesi nedeniyle aralarında bulunamayan Lydia (Kristen Stewart) hariç bütün aile, dışarıda bir kutlama yemeğindedir...
Ertesi gün Bilişsel Bilim dalında UCLA'da Doç. Dr. olan Frederic Johnson (varlığı ile filme renk katan "The Walking Dead" 2014 - 2021 TV dizisinin Gabriel Stokes'u Seth Gilliam), Columbia Üniversitesinden Dil Bilimi Profesörü Alice Howland'ı sunumunu yapması için kürsüye davet eder...
Ufak bir aksilik yaşayarak kullanacağı bir kelimeyi anımsayamadığı esnada, espri ile karışık bir biçimde dinleyicilerine bunun "içtiği son kadeh şampanyadan" kaynaklandığı imasını vurgulayarak onları hafiften gülümseten de Alice, konuşmasını tamamladıktan sonra birlikte yemeğe çıkacakları ve bulduğu her fırsat da yaptığı gibi kariyeri hakkında kendisine nasihatte bulunacağı kızı Lydia'ya gider...
Tabii yine fayda etmez...
Lydia kendi yolunu çizmiştir bir kere...
Sahne sanatlarına kafayı takmış olan Lydia üniversite ile kesinlikle ilgilenmemektedir...
Evine dönen Alice, üstünü değiştirmesinin ardından günlük koşusuna çıkar...
Evet...
Çıkar çıkmasına da bir ara oldukça fenalaşarak kendini kaybeder...
Ama artık bu, öğlen yemeğinde içtiği şampanyadan değildir...
Kendisinin de ifade ettiği gibi Alice'te kelimeler ve isimler başta olmak üzere unutkanlık başlamıştır...
Ve vakit geçirmeden soluğu hastanede alır...
İşe MR ile başlanacaktır...
Neyse...
Alice Noel için yemek hazırlarken bütün aile bu kez eksiksiz olarak evde toplanmış hatta aralarına Tom'un arkadaşı Jenny'de (Erin Darke) eklenmiştir...
Yalnız durumu gittikçe kötüleşmekte olan Alice şimdi de ekmek pudingi tarifini unutmuştur...
Üstelik bir de biraz önce selamlaştığı Jenny'e, sanki onu ilk kez görüyormuş gibi yeniden "hoş geldin" demesin mi...
Elbette bu garip hal yalnızca bizim değil Lydia'nın da dikkatinden kaçmamıştır...
Sonuçlar için hastanede doktoru Travis Benjamin'e (Stephen Kunken) uğradığında Alice, MR'ının temiz çıktığını öğrenir...
Yani beyindeki tümör kuşkusu ortadan kalkmıştır...
Ancak sıra Alzheimer testlerindedir...
Sinirleri iyice gerilen Alice, gecenin bir yarsı uyandırdığı John'a durumundan bahseder...
İşin daha da kötüsü, karı koca birlikte doktora gittiklerinde bu rahatsızlığın "genler" yoluyla çocuklarına da aktarılmış olabileceği bilgisini edinirler...
Bunun için Alice'in gen testlerine bakılacak ve eğer sonuç pozitif çıkarsa önlem olarak çocuklar da "istemeleri halinde" aynı teste tabi tutulacaklardır...
Aile Alice ile John'un evlenme yıl dönümlerinde bir araya geldiğinde, Alice'e "Erken Başlangıçlı Alzheimer" tanısının konmasının yanı sıra aynı hastalığa kendilerinin de yakalanma risklerinin bulunduğu çocuklara da açıklanır...
Dakika 28...
Geride sizleri Julianne Moore'un, kendisine "Yılın En İyi Kadın Oyuncu" kategorisindeki Academy, Golden Globe ve BAFTA ödüllerini kazandıran muhteşem performansını sergilediği, insanı ciddi anlamda sarsarak hüzünlendiren dramatik sahnelerle dolu bir 73 dakika daha bekliyor...
Fırsat bulup da bugüne kadar izlemediyseniz kaçırmamanızı öneririz...
Keşke kanser olsaydım.Ciddiyim. O zaman bu kadar utanmazdım.Kanser olan insanlar için pembe kurdeleler takarlar...yürüyüşler düzenlerler ve sen de kendini şey gibi hissetmezsin, şey gibi... ...sözcüğü bulamıyorum.
Erken yaşta Alzheimer hastalığına yakalanan Alice rolünde Julianne Moore'un başarılı bir oyun ortaya koyduğu,en sevdiğiniz insanın gözlerinizin önünde nefes alan canlı bir ölüye dönüşünü anlatan son derece sıcak,duygusal bir dram... Ailece izlenebilecek ve aslında ailece yada aile kurmak istediğiniz sevdiklerinizle birlikte izlemeniz gereken ve mutlaka izlemeniz gereken bir film.
Ömrüm boyunca anı biriktirdim. Onlar bir anlamda en değerli varlığım haline geldiler. Kocamla tanıştığım gece...çocuklarımın doğumu... arkadaşlarım... dünyayı gezmem. Yaşamımda biriktirdiğim her şey,uğrunda çaba harcadığım her şey şimdi elimden alınıyor. Tahmin edebileceğiniz, ya da bildiğiniz gibi bu cehennem demek.
Kristen Stewart, Julianne Moore, Kate Bosworth, Alec Baldwin.. Vizyondan önce internete düştüğünü anımsadığımız fakat çok hızlı bir şekilde kaldırıldığından bırakın Türkçe altyazıyı , İngilizce altyazıyı bulamamıştık.. Konusu Alzheimer hastalığı.. Belkide bu konuda duygusal olduğumdan bana harikulade bir film gibi geldi.. Julianne Moore mükemmel bir kadın , müthiş bir oyuncu..
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.