En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
kemerlee
Takipçi
693 değerlendirmeler
Takip Et!
1,0
31 Ağustos 2011 tarihinde eklendi
Filmi en güzel tanımlayan cümle Mel Gibsonun katıldığı bir panelde dediği gibi''Tavuk götü kadar sıkıcı bir film'' bu sözün üzerine ne derseniz deyin boş Mel abim son noktayı koymuş.(Bende kesinlikle katılıyorum)
Bu filmi birçok arkadaş beğenmiş, alttaki yorumları okuyunca bunu gördüm. Ben niye bu film çok beğenemedim diye kendime sorduğumda şu cevapları buldum: Milla Jovovich ve Mel Gibson. Milla kadar güzel bir kadının -belki de dünyanın en güzel kadınlarından- bu filmdeki Eloise olabileceğine bir türlü inanamadım film boyunca. Sanırım biraz daha ''normal'' bir aktris seçilmeliydi bu role. Gibson'ın da bu rolde gerçekten kötü bir performans sergilediğini düşünüyorum. Belki de Gibson'ın oynadığı karakter yeteri kadar başarılı bir şekilde kağıda dökülemedi. Sözün özü; filmin finalini yıllar sonra bile hala unutamasamda yanlış casting bu filmin klasik olabilmesini engellemiş gibi. Kötü bir film olduğunu kesinlikle düşünmüyorum, sadece böyle bir hikayenin çok daha iyi aktarılabilecekken filmin orta seviyelerde kalmasına üzüldüm cidden.
Filmlerin üzerimizde bıraktığı etki biraz da izlenilen dönemde kişinin ruhi hali ile ilgi oluyor kanımca.Belki bundandır ki bu filme benim hayatımda izlediğim en özel filimlerdendir.Herkese mutlaka izlemesini tavsiye ederim.Özellikle zor dönemlerden geçen, içe dönüş yaşayan arkadaşlara daha da şiddetle tavsiye ederim.
Filmin çok değişik bir tarzı var.İstenilse senaryodan müthiş bir gerilim-cinayet filmide çıkarmış ama yönetmenin amacı bundan ziyade Hollywood-medya-akıl hastalıkları-toplum konularında mesaj vermek ve özgün bir film yapmak olunca karşımıza böyle bir film çıktı.Müthiş değil ama ince ve güzel düşünülmüş farklı bir yapım.Milla iyiki oynamış demeden de edemeyeceğim tabii.
bu film hakkında söylebileceğim şey herhalde "pseudo pulp" denen bir türü şahsıma en somut haliyle göstermiş olması. zaten ezbere bildiğimiz "büyük şehirin hiçlikte kaybolan alt kültür insanları" temasına bir estetik ya da yenilik getirmediği gibi o alıştığım tadı da almadım, zorlasam da alamadım. yavaş tempolu diye bir filmi yerin dibine batıracak kadar popcorn sinema izleyicisi seviyesine düşmedik henüz ama yavaşlığı bir yana filmin hissettirmek istediği duyguyu çok iyi anlasam da bu duygunun onda birini o bunalım damarıma zerk edemedi benim. sadece "i am the walrus"u decontruct eden john lennon taklidi amcabeyi ve jovovich'in kaldırımda yürüyen çıplak ayakları aklıma kazındı, gerisi hikaye gibi. rocker bir boyband grubu ne kadar "loser"sa o kadar "loser" bir film işte. bence vasatın altı.
Konu olarak biraz dağınık ve bazıları için saçma olabir ama oyuncuların kalitesi filmi seyirciye başka bi pencere açıyo ve filmi bırakamıyosunuz tabi bide milla jojovich i
sırlarla dolu harika bir dram film baştan sona otelde geçiyor ama konu o kadar güzel işlenmişki film hiç sıkmıyor adamı sürekli cinayeti kimin işlediğini düşündürüyor,tabi birde milla jovovich var kesinlikle izlenmesi gereken bir film...
bu film için ne söylemeli bilemiyorum aslında çok iyi oyuncuklar...etkileyic vve iyi anlatılmış bir hikayae.ve tatışma götürmez derecede iyi sountrack.farklı bişeler izlemek,yeni bişelere bakmak ve bunu mel gibson ve milla jovovic gibi tanıdık yüzlerle yapmak isterseniz izleyin.arşivinizde mutlak olmalı(bu arada aramızda kalsın ama mel gibsonun en hatta tek sevdiğim filmi)
Belki bazı şeyler elimizden alındığı için, imkansızlıklara tutulduğumuz için, hep masallardaki aşkı düşlediğimiz için bu filmdeki kadar aşık olamadık. Hep bir tesadüfle başlar ya aşklar, hep mutlu sonla biter ya en hüzünlüleri bile, hep bir bulur bir kaybedersin ya sevdiğini... Belki bu filmde bunlar yok. Belki bu filmi sevmeyenler ondan sevmedi. Ama benim uzun zamandır izlediğimiz en saf aşktı Tom ile Eloise’nin ki. Beğenmeyenler neyi beğenmedi? --Spoiler--Finaldeki koşarak atlama sahnesini mi, Eloise il Tom’un ilk öpüştükleri sahneyi mi, o sahnede arkalarındaki şehrin manzarasını mı, oyunculuğu mu, tek bir apartman dairesinde yaşanan o aşkın tek mekanda muhteşem sunumunu ve anlatımını mı... ---Bence Wim Wenders City of Angels da başaramamıştı, ama bunda süperdi. Sadece aşktan bahsettim, filmde bahsedilecek o kadar çok şey varki, en görkemlisi bana bu geldi. Son 5 dakikadaki Tom ve 'hayattan' çıkardıkları ise tüyleri diken diken edici. 9/10
kusura bakmayın ama bu film tam bir hayal kırıklığı bence.. Wim Wenders gibi bir ustaya hiç ama hiç yakışmamış... Son derece basit bir hikaye. filmi Wenders'ın 2-3 etkili flash-backleri bile kurtaramamış..
bence film çok iyiydi beklentiye göre görüşler farklı anladığım kadarıyla ama psikolojik bir film olarak çok iyi kenarda köşede kalmış hikayesini çok iyi anlatıyor özellikle oteldeki karakterler ve bunların oyunculukları harika filmi beğenmeyen arkadaşlar ufkunuzu biraz genişletin ve filme daha derin bakın ilk bakışta sıkıcı gibi ama biraz daha farklı beklentiler içinde izlerseniz anlayabilirsiniz...
"Kendine değer vermeyen birşeyi sevemezsin.." İnanılmaz bir tespit.. Birini sevmek ona değerli olduğunu hissettirir. Değerli olma ihtiyacı hissetmeyen birini işte bu yüzden sevemezsin..
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.