Hesabım
    Ma Ma
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Ma Ma

    Hiç durulmayan dramatik kargaşa!

    Yazar: Kaan Karsan

    Kocası tarafından tek oğluyla yalnız bırakılmış bir kadın meme kanseri olduğunu öğrenir. Kendisine bu teşhisi koyan doktor, eşiyle Sibirya’dan küçük bir kızı evlatlık edinip edinmeme konusunda bir karar verme arifesindedir.  Kanser hastası Magda’nın bir gün oğlunun maçını izlemek üzere gittiği stadyumda tesadüf eseri tanıştığı Arturo’ya, birkaç dakika sonra bir ailesinin bir kaza geçirdiği, kızının öldüğünü, eşinin ise ciddi şekilde yaralandığı bildirilir. Bütün bunlar Julio Medem’in yeni filminin ilk dakikalarında gerçekleşiyor. Geri kalan dakikalarda ise, insanın acı-tatlı bu hayata tutunma hikayesini izliyoruz.

    Sinemaya yeni bir melodram armağan etmekte bir sakınca yok. Melodramlar izleyicinin duyguları en kolay özümsediği, en kolay bağ kurdukları filmler malumunuz. Julio Medem’in Ma Ma’sının sıkıntısı, ocağın altını fazla açması. Bir üst paragrafta birkaç cümlede özetlemeye çabaladığımız, filmin de bütününe hakim olan duygusal yoğunluk, az biraz sinemayla hemhal olanlar için fazla. Ma Ma, hiç durulmayan dramatik kargaşasıyla izleyeni yoran bir film.

    Julio Medem’in Penelope Cruz’un canlandırdığı Magda karakterinin etrafına konumlandırıyor kamerasını. İlk dakikalarında yaptığımız çıkarım, bunun karakter odaklı bir film olduğu. Magda’nın sancıları, Magda’nın mutlulukları, Magda’nın hayal kırıklıkları... Medem filminin yolunu böyle çiziyor. Lakin ne zaman hikayeye yeni bir yan karakter dahil oluyor, MaMa, Magda’yı bir köşede bekleterek yeni acılar devşirmenin, yepyeni trajediler yaratmanın peşine düşüyor.

    Henüz bir sahne önceki sahnenin duygusunu tüketmeye fırsat bulamadan bir anda yeni bir şokla yüzleşiyoruz Ma Ma’da... Bu döngü filmin ilk saniyesinden kapanış jeneriğine değin sürüyor. Yetmezmiş gibi arka planda Medem, sanki İspanya’nın bir ülke olarak haletiruhiyesiyle ilgileniyormuş gibi yapmaya çabalıyor. Ekonomik kriz, işsizlik hatta dönemsel ve psikolojik olarak bunların tam zıddını temsil eden milli, sportif başarılar süslüyor trajik öykülerin etrafını. Haliyle böylesi bir acelecilik hissi içerisinde –hele ki filmin dert edindiği bunca mesele bir potada eriyemezken- hiçbiriyle tam olarak ilgilenmeye fırsat bulamıyor film... Magda’nın hastalığı mı, Arturo’nun acıları mı, İspanya’nın geleceğe dair karamsarlığı mı?

    İnandırıcılık ve odaklanamamışlık sorunları arasında MaMa’dan geriye kalan tek şey filmin yapımcısı da olan Penelope Cruz’un gayet iyi performansı oluyor. Cruz, hiçbir saniyesi işlemeyen filmin en azından bütününde gülünç duruma düşmesinin önündeki en belli engel (Sinema tarihinin en gülünç sevişme sahnelerinden biri bu filmde yine de).

    Ma Ma, uzun vadede Julio Medem’in filmografisindeki belki de en zayıf (“Room in Rome” gibi bir şey çekmiş olmasına rağmen) film olarak kayda geçecekmiş gibi görünüyor. Bir süredir kariyerinde bir türlü ileri doğru bir adım atmayı başaramayan yönetmenin bu kadar demode bir filmle karşımıza çıkmasını da beklemiyorduk doğrusu.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top