Karabasan: Enteresan bilgiler

Filmin yönetmeni Jennifer Kent, projesinin ilham kaynağının erken dönem sessiz korku filmleri olduğunu belirtti. Bu dönemin filmlerini görsel anlamda ilgi çekici ve izleyiciyi kendine bağlayıcı olarak yorumlayan Kent, bu filmlerin şiirsel bir yanları olduğunu düşünüyor. Görsellik anlamında 'Karabasan'a ilham veren yapıtlar, bu filmler olmuş. Kent'i son derece etkileyen bir diğer noktaysa Alman dışavurumculuğu olmuş.

Jennifer Kent, beğeniyle karşılanan ilk uzun metrajı ''Karabasan''ın çıkış noktasının acılarını bastıran insanların yaşadığı şeyler olduğunu belirtiyor ve filmini şu sözlerle tanımlıyor: ''Duyguları, özellikle de acı verici duyguları bastırılan insanların başına gelen şeyler beni her zaman büyülemiştir. Duyguları bastırmak kısa bir süre için, hatta belki yıllar boyunca işe yarayabilir. Ama gerçek, eninde sonunda ortaya çıkacaktır. Filmin merkezindeki karakter olan Amelia, kocasını korkunç bir şekilde kaybetmiş olmanın acısını yaşıyor. Hayatının aşkı, bir trafik kazasında ölüyor. Bu kaza, Amelia’yı ilk çocuklarının doğumu için hastaneye yetiştirmeye çalıştıkları sırada gerçekleşiyor. Kocasını kaybettiği gün, oğlu Samuel doğuyor. Film ise bu olayın yaklaşık 7 yıl sonrasında başlıyor. Amelia yaşadığı trajedinin acısıyla yüzleşemediği için, oğlunu bir türlü sevemiyor.''

Jennifer Kent, sinema ve televizyondaki kariyerine 1992 yılında oyuncu olarak başladı, ardından çeşitli projelerde oyunculuğa devam etti. Ancak her zaman içinde senaryo yazma ve yönetmenlik alanında aktif olma hevesinin olduğunu, oyunculuğu tam anlamıyla sevemediğini belirten Kent, 2005 yılında ödüllü kısa filmi 'Monster'ın yapımını gerçekleştirdi. 'Karabasan'da yönetmenliğin yanı sıra senaryoya da imza atan Jennifer Kent, bu filmle birlikte sinemadaki ilk uzun metraj deneyimine imza atıyor.

Filmin bütçesinin bir kısmını Kickstarter aracılığıyla kazanılan 30 bin dolar oluşturdu. Bu paranın büyük bir kısmı filmin sanat departmanı için kullanıldı.

Filmin ilk gösterimi Sundance Film Festivali'nde yapıldı. Ülkemizdeyse ilk olarak 33. İstanbul Film Festivali'nde Geceyarısı Çılgınlığı kapsamında gösterildi.

Gérardmer Film Festivali'nde 'İzleyici Ödülü', 'International Critics Ödülü', 'Jüri Özel Ödülü' ve 'Youth Jury Özel Ödülü'ne layık görüldü.

Aynı zamanda Puchon International Fantastic Film Festivali'nde 'Best of Puchon' ödülüne aday gösterildi ve başroldeki Essie Davis 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülünü kazandı.